😷
"Çırptım, çırptım karıştırdım,
Kendimi onunla yarıştırdım,
Kimse kimseye benzemez,
Kendimi kekle yatıştırdım."Kendi kendime şarkı mırıldanırken aynı zamanda sevgilimin istediği kakaolu keki çırpıyordum.
"Oturdum ellerimle sevgilime kek yaptım."
"Hım," diyen sesle irkilerek mutfağın kapısına döndüm. "Sevgiline kek yaptın demek?"
İlkten şaşırsam da yüz ifademi hemen toplayıp Barlas'a gülümsedim. "Hoş geldin."
"Hoş buldum güzelim," dedi ve bana yaklaştı.
Elindeki market poşetini tezgahın üstüne bıraktıktan sonra şakaklarıma ufak bir buse bıraktı.
Bende yanağından öpüp kek kalıbını almak için birkaç adım uzaklaştım ondan. "Hadi git içeride otur. Keki fırına atıp geliyorum bende."
Mutfaktaki masanın sandalyesine oturdu. "Seni izlemeyi daha cazip buluyorum."
Alt dudağımı dişlerimin arasına aldım. "Peki o zaman."
Keki birkaç dakika da fırına verip mutfağı toplamıştım.
Barlas'a döndüm. Sandalyede rahat bir pozisyonda ellerini birbirine bağlamış şekilde oturmuş tüm dikkati benim üstümdeydi.
"Çay mı meyve suyu mu?"
"Çay içeriz," dediğinde çay suyunu da ocağa koyarak Barlas'ın önüne sandalyeyi çekip oturdum.
"Hadi anlat bakalım. Ne var ne yok evde?"
Dirseğimi masaya yasladım başımı ise avuç içime. Tüm dikkatim Barlas'taydı.
"Annemi hastaneden henüz çıkaramadık. Doktorlar birkaç gün daha gözetim altında durmasını söylüyor ama herhangi bir sorun yokmuş. Eliz'de tabi evde baya heyecanlı bir şekilde onu bekliyor."
O minik yüzü aklıma gelince gülümsedim. "En çokta onun için zor olmalı," diyerek düşüncemi belirttim. "Çok küçüktü ki hâlâ çok küçük."
Belli belirsiz başını salladı. "Öyle."
Birkaç saniyelik yere indirdiği bakışları beni buldu. "Seni de çok sevdi. Sürekli soruyor seni."
"Sevilmeyecek biri miyim?" dedim ve göz kırptım. "Seni bile kendime aşık ettim."
Gülerek sandalyemi kendine çekti. Ayaklarım dizlerinin arasında kalmıştı. "Demek beni aşık ettin kendine?"
Gülmemek için dudaklarımı dişlerim. "Hıhım," dedim. "Aşık değil misin yoksa bana?"
Parmaklarıyla alt dudağımı dişlerimden kurtardı. Avucunu yüzüme yasladı. "Aşığım sana. Her zerrene."
Yanağımdan öptü. "Çok seviyorum seni. Her şeyden çok. Tek doğrum senmişçesine."
Dudaklarım yukarı kıvrıldı. "Çok seviyorum seni. Her şeyden çok."
Ufak bir buse bıraktı dudaklarımın üstüne. Burnunu burnuma sürttü. "İyi ki.."
"İyi ki," dedim bende onun gibi. "İyi ki."
Kollarını belime sararak kollarının arasına aldı beni ve başını boynuma yasladı.
Kollarımı boynuna sarıp ensesindeki saçlarla oynamaya başladım.
Kaç dakika geçmişti bilmiyorum. Barlas'ın sesiyle saçlarıyla oynamayı bırakarak hafifçe uzaklaştım vücudundan. "Nehir, bana bazı şeyleri artık anlatman gerekmiyor mu?"
Bakışlarımı kaçırdım.
Sanırım bu bazı şeyler benim hastalığımla alakalıydı.
Kapının çalmasıyla hızla sandalyeden kalktım. "Kapı çalıyor. Uzay gelmiş olmalı."
Sanırım şimdilik kaçmıştım bu konudan.
Belki birkaç saatliğine belki bir, iki günlüğüne.
Uzun bir süreliğine olmadığını biliyordum çünkü artık Barlas'ı tanıyordum.
😷
Uzun bir süre oldu biliyorum.
Sınavım istediğim gibi değildi. Puanım istediğim bölüme tutuyorken sıralamam tutmuyor.
Bir sene daha mezuna kalmak ve bir senemi daha bu sınav uğruna feda etmemek gibi düşüncelerle boğuşuyorum.
Sizi daha bekletmemek için bölümü artık tamamladım ve paylaşıyorum.
Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen. 🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASKELİ || Texting
Storie d'amoreBilinmeyen Numara: O nasıl bakıştır zalımın oğlu?! - Texting içerik, kapak ve ad olarak tamamen bana aittir. Daha önce bu isimde ve kapakta texting yoktur. -