5. Bölüm

1.2K 132 17
                                    

Günışığı odamı doldururken, telefonumun sinir bozucu vızıltısı yastığımın altından beynimin en hassas noktalarına kadar uzanıyordu. Başımı hafifçe yastıktan kaldırarak telefonumu altından çıkardım ve arayana baktım.

Şadiye halam arıyordu ve saat daha sabahın 6'sıydı. Bunun tek bir anlamı olabilirdi, o da babamın evden kaçtığıydı.

Sinirle gözlerimi kapatıp yatakta sırt üstü döndüm ve açtığım telefonu kulağıma dayadım.

"Baban kaçmış yine," dedi Şadiye halam, hem sinirli hem de üzgündü. "Bu herif adam olamayacak..." diye söylenmeye devam etti. "Seni düşünse bari, kendisini bıraksın çöpün teki ama sen... Böyle değildi bu adam eskiden..."

"Eskiden nasıl biriydi hatırlamıyorum bile," dedim. Babam, kendimi bildim bileli kumar sorunu olan bir adamdı ama bir zamanlar bu kadar kötü değildi. Eskiden daha iyiydi, şu anda içine düştüğü bataktan kesinlikle çıkamıyordu.

Sanki kaybettiklerini geri kazanabilirmiş gibi.

"İyi bir çocuktu bu baban, kıskançtı da biraz... İçine kapanık olduğu için kıskandığını da belli edemezdi çocuk gibi dudak büzerdi anca."

Bunları duymak istemiyordum ki ben... Babamın iyi olduğu zamanları duymak, şu anki haline daha da acımak istemiyordum. Kendimi kötü hissettirmekten öteye gitmiyordu duyduğum hiçbir şey.

"Bir dakika çocuğum, kapıdan ses geliyor."

Halamın adım sesleri kapıdaki gürültüye yaklaşınca babamın sesini duydum. "Fırından senin sevmediğin poğaçalardan ve ekmekten aldım," diyordu babam. "Belki erken gidersin de oğlum eve döner diye."

İstemsizce gözlerimi devirdim. Halam telefonu muhtemelen tekrar kulağına kaldırmış olacak ki, "Kaçak bulundu oğlum, sen uykuna devam et," dedi.

"Afiyet olsun..." diyerek telefonu kapattım ve yatakta doğrularak oturdum.

Babam böyleydi işte. Bazen dünyanın en iyi, en düzgün insanı, bazen de en aptal ve en bağımlı insanıydı.

Beni çok yoruyordu.

Dün, Alparslan'la olan konuşmamızı anımsayarak güldüm. Beni yaşlandıran çok fazla hayat yaşamam değil, babamdı. Ona uyum sağlamaya çalışırken yaşlanmıştım ben.

Onun bıraktığı boşluğu doldurmaya çalışırken, aldığım yaşlar ikiye katlanmıştı.

İç çekerek yataktan tamamen kalktım ve hâlâ yerde açık olan valizimin içinden havlumu da alarak odadaki duşa girdim.

~~

Salona bitişik olan mutfağa geçtiğimde, Yankı'yı orada bulmak beni şaşırtmıştı. Oldukça enerjik bir şekilde dans ederek bir şeyler hazırlıyordu. Mikrodalga fırının üstündeki ses bombası gökkuşağı renkleriyle yanıp sönerken, Papa Roach'ın Scars şarkısına eşlik ediyordu.

Beni gördüğünde, anında durarak bana dikkatle baktı ve "Erkencisin," dedi.

Yankı insanlara dik dik bakıyordu.

Hem de rahatsız edecek kadar dik bakışlar atıyordu. Burada olduğum için kendimi suçlu hissettirecek kadar... Sinir bozucu yanıydı bu.

"Pek uyku insanı değilim," diyerek mutfağa bir adım daha attım ve "Yardım edebileceğim bir şey var mı?" diye sordum.

"Mutfakta tek olmaya alışığım, ayak altında dolaşma," dediğinde, iki adım geri atarak mutfağından çıktım.

Pekala, çalışma süresince onunla aynı evde kalmayı kabul etmiştim, -bunu uygun durumlarda pek çok müşterimle yapardım- ama bana emir verebileceğini kabul ettiğimi hatırlamıyordum.

Kaşlarımı çatarak, "Öyleyse işin bittiğinde haber ver," diyerek salona yönelmiştim ki, "Sana da hazırlıyorum," diye seslendi.

Bu daha da sinir bozucuydu!

Hem kaba saba davranıyor hem de bu şekilde geri adım atar gibi yapıyordu. Oyun mu oynuyordu benimle?

Ne kadar sinirlensem de, "Kendine yetecek kadar hazırla," dedim normal bir sesle. "Ben çalışıyor olacağım," derken dün gece sehpanın üstüne bıraktığım laptobun başına geçerek, bu sabah hakkında kısa notlar almaya karar verdim.

Yankı Asrın'la ilgili iki listem vardı.

İnsanlara Gösterilecek Özellikleri ve İnsanlara Gösterilmeyecek Özellikleri.

Dün bu listelerden bahsettiğimde, Yankı buna kendisinin karar verebileceğini söylemişti ancak insan kendi kendine bu tarz şeylerde karar veremezdi. Özellikle de Yankı gibi kendi hakkında sert ve kötü düşüncelere sahip birisinin... karar vermesi zordu.

Daha kendine karşı ne kadar sert olduğunun farkında bile değildi ki karar verebilsindi.

"Sen hep böyle alınacak mısın ya?" diyerek, salonda karşıma dikilen Yankı'ya şaşkınlıkla baktım. Yüzünde tuhaf bir ifade vardı. Ne olduğunu çözemiyordum ve bu ilk değildi ama bana gerildiğimi hissettirmesi ilkti.

"Alınmadım, ayak altında dolaşmıyordum işte..." dediğimde, bana beni tarttığını belli eden bir ifadeyle baktı.

"Bak, ben çocukça triplere gelemem..." diyerek elindeki çatalın ucunu bana doğru tuttu.

"Ben de çocukça tripler atan birisi değilim zaten," karşılığını verirken kucağımdaki laptobun kenarlarını sıktım. İstem dışı yaptığım bir hareketti.

"İyi, ama kendime kadar hazırlamak için çok geç. Sana da hazırladım, o yüzden kahvaltıya gel."

"Bana emir vermeyi keser misin?" diyerek ayağa kalktım ve onun peşinden mutfağa girdim. "Ben emir verebileceğin bir çalışan değilim."

"Parasını ödediğimiz bir çalışansın yani, istediğim gibi konuşamaz mıyım?"

Derin bir nefes aldım. Ben sinir hastası değildim, gergin birisiydim belki ama kesinlikle sinirleri hassas birisi değildim fakat son iki günüm gerçekten de iyi geçmiyordu.

"Konuşamazsın, bir iş yapıyoruz burada ve bu işi saygı çerçevesinde götürmemizi istiyorsan, diline sahip çıkacaksın."

Onun gösterdiği yere oturduğumda, başını onaylarcasına salladı ve "Seninle uğraşmak eğlenceli mi yoksa sinir bozucu mu karar veremiyorum," dedi.

"Sinir bozucudur, uğraşma benimle. Sadece işimizi yapalım." Oysaki içimden gelen, asıl sinir bozucu olan sensin, uğraşma benimle, diye bağırmaktı.

Yankı ellerini masaya koyarak öne eğildi ve bana, beklediğimden daha fazla yaklaşarak, "Bu imkansız Onur, sen nasıl sorulardan kaçmak için konuyu değiştiriyorsan; ben de o kadar seninle uğraşıyor olacağım," dedi.

İç çekerek, geri çekildim. "Yorucu bir iş aldığımı biliyordum," diye söylendim.

"Öyle söyleme, benimle takılmak eğlencelidir," diyerek göz kırptığında başımı iki yana salladım ve hafifçe güldüm.

Bu adam benim ayarlarımla oynayacaktı anlaşılan.

Selamlar^^
Sık sık bölüm paylaşmak istediğim için bölümlerin uzunluğunu orta kararda tutmaya çalışıyorum umarım az olmuyordur >.<

NewNote—-01.03.2023
Sizi seviyorum.

Hayalet Yazar | bxb ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin