04.07.2022-Pazartesi
Gözlerimi araladığımda, Yankı'nın kolları arasındaydım ve sabah güneşi gözümü alıyordu. Yüzümü buruşturarak, dönmeye çalıştığımda, Yankı bütün hareket kabiliyetimi bastırarak bana sarıldı ve kulağıma doğru, "Gitme," diye fısıldadı.
"Gitmiyorum..." dedim. Sesim neredeyse duyulmayacak kadar kısıktı. Dün gece o kadar çok ağlamış, ağlarken de o kadar çok bağırmıştım ki, sesim bile çıkmıyordu.
O kadar gözyaşının nereden geldiğini, kendimi nasıl o kadar bırakabildiğimi bilmiyordum. Sadece Yankı'nın ben senin yanındayım, demesi yeterli olmuştu. Ancak gözyaşlarımın sebebi arasında o da vardı.
İnsanın, kendini yaralayan birinin kolları arasında teselli bulması da tuhaftı. Daha önce babamda teselli bulduğumu hatırlamıyordum bile. Ancak her zaman hissettirdiği gibi Yankı yine farklıydı ve keşke böyle olmasaydı. Beni zayıflaştıran bir yanı vardı ve bu yan, beni korkutuyordu.
"Güneş..." diye homurdandım. "Gözümü yakıyor."
Yankı kollarını gevşeterek ona dönmeme izin verdi ve kollarımı beline sardığımda, o da sıkıca sarılarak başımı boynuna bastırdı.
Dün gece benimle apartmanın önünde çökmüş, saatlerce kendime gelmemi beklemişti. Bazen kulağıma şarkılar fısıldamış, bazense özürler dilemişti. Ancak bir an olsun ellerini üzerimden çekmemişti.
Derin bir nefes alarak kokusunu ciğerlerime doldurdum. Gözlerim yine yaşardığında, daha derin nefes aldım. Artık ağlamak istemiyordum. Değiştiremeyeceğim şeylerin arkasından ağlamaktan nefret ediyordum.
Saçlarımın arasına karışan parmakları yavaşça ensemi ovarken, "Günaydın," dedi. "Daha iyi misin?"
"Gözlerim yanıyor," dedim, kısık sesle. "Boğazlarım da acıyor." Derin bir nefes aldım. "Burnum sızlıyor, daha fazla ağlamak istiyorum. Sanki yıllardır içime ne atıyorsam, hepsini boşaltmak istiyorum..."
"Eh, tabii istersin. Tartışmanıza şahit olunca anladım ki, sen her şeyi kendi kafanda bitiriyorsun. Tartıştığını sanıyordum ama tartışmıyorsun da Onur. Susuyorsun, gerçekten sen sustuğunda mı bir şeyleri anlıyor sanıyorsun? Çünkü konuştuğunda daha çok canı yanıyordu. Onu azarladığında, tokat yemiş gibi oluyordu."
Dudaklarımı bükerek karşılık verdim. "Söylediklerim bir kulağından girip, diğerinden çıkıyordu," dedim. "Kelimeleri israf edemezdim."
"Hayır," dedi. "Sen öyle sanıyorsun. Sustuğunda daha çok üstüne yürüyordu, sen sustuğunda seni sindirebileceğini, kendi sözünü geçirebileceğini sandı."
İstemsizce kaşlarımı çattım ve bir anda birkaç hafta önce babamın söyledikleri geldi aklıma. Konuştuğumda, boşuna konuşmadığımı söylemişti. Onu gerçekten azarladığımda, bunun onu değiştirebileceğini ima etmişti.
Yankı haklı olabilirdi.
"Yine de davranışından hoşlanmadım..." dedim. Artık babam hakkında konuşmak istemiyordum.
"Biliyorum... ama sessiz kalamazdım. Yapamazdım, kusura bakma. Öyle ibne mibne deyince... Yani dua etsin senin babandı yoksa elimde kalırdı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalet Yazar | bxb ✅
Genel Kurgu"Gerçek hikayemi duymak bile istemezsin." 31.05.2022