2•KABULLENİŞLER

784 72 81
                                    

Buyrun ikinci bölüm💁‍♀️

Ekşınlı bir bölüm sizi bekliyor xjjxjddm

Dayım şüpheyle yüzüme bakıyor, bir terslik edip etmeyeceğimi teyit edercesine kin dolu harelerini gözlerime batırıyordu. Yengem kahvesini alırken yapmacık gülümsemesini bahşetti, daha sonrasında gözleriyle sıradaki kahveyi kime vermem gerektiğini işaret etti. Karşımdaki yaşlı bir kadındı, geriye tek bir fincan kalmıştı. Yalnızca ikisi mi gelmişti?

Bu soru merakımı körüklese de konuya takılacak kadar ruh hâlim iyi değildi. Son kahveyi vermek adına koltukta oturan onun ayağına gittim. Eğilmeden ve yüzüne dahi bakmadan tepsiyi çokta yakın olmayacak şekilde ona uzattım. Bu duruma anlam veremeyenlerin bakışlarının, özellikle yaptığımın hesabını soracak olan dayımın bakışlarının sırtıma birer iğne misali battığını hissediyordum.Yaptığım terbiyesizlik sinirine dokunmuş olmalı ki hareketsiz kaldı, o sırada yengem durumu kurtarmak ve beni uyarmak adına öksürdü.

İçimden sabır çektim, siyah çoraplarla bakışmaya son verdim ve sırtımı kamburlaştırdım. Kahveye uzanan elleri ona dair gördüğüm ilk şeydi. Beyaz, büyük, karakteristik parmakları fincanı kavradığı an bir şey oldu, neydi o şey bilmiyordum fakat merakımı körüklediği gerçeği yadsınamazdı. Bedenim üzerindeki irademi kaybetmiştim, gözlerim, parmaklarından başlayarak kollarını, omuzlarını, çenesini takip ederek gözlerinde son bulmuştu.

Göz bebeklerim büyüyor, kalbim hiç olmadığı kadar kontrolünü kaybediyordu. Ona kontrolünü kaybettiren neydi bilmiyordum fakat bildiğim ve emin olduğum tek şey Rana'nın haklı olduğuydu.

Yakışıklı damadımız içeride seni bekliyor!

Siyah gömlek...Çarpıştığım kişi...Sinirden gözümün kimseyi görmediği an çarpıştığım kişi oydu işte. Fincanı çoktandır almış olmasına rağmen hâla o hâlde duruyor olmam ben dışında herkesi rahatsız etmişti, yengem yalandan bir sevecenlikle "Efnan kızım yerine geçebilirsin," diye tatlı bir uyarıda bulunmak istediyse de kulaklarım sözlerini geç algılamıştı. Neden sonra kendime geldiğimde bu yaptığımdan çok utanmış, alelacele adımlarla salonu terk etmiştim.

Hemen salonun ağzında beni bekleyen Renan, adeta bir ajan kadar çevik davranarak kolumdan tuttuğu gibi beni köşeye çekti. Sırtım duvarla buluştuğunda göğsüm anın yarattığı adrenalinden midir bilmem dalga misali yükselip iniyordu. Nefeslerim sık ama kesikti, gözlerime yanıt almak istercesine bakan bu kıza ne diyeceğimi bilmiyorum. Ruhumu sarsan şok etkisi yüzüme ne kadar yansımıştı bilmiyordum fakat beni bir sarhoş gibi gösterdiği Renan'ın sırıtan çehresinden barizdi. Kolumdaki ellerini çekti, bilmiş tavırla beline dayadı,

"O kadar da boş yere harlandın Rana'ya?"

Neden herkes fikirlerimi değiştirme ekseninde konuşuyordu? Tuhaf olan, yanlış düşünen tek ben miydim? Şu an yaşadığımız hâller çok mu normaldi de meczup görünen bendim? Elimi kolumu bağlayan, zihnimi işlev dışı bırakan şok üzerimi terk etmemişti henüz; düşüncemde onlarla çatışsam da, onlara karşı gelsem de dudaklarımdan tek kelime çıkmıyordu. Renan benden heyecanlı davranarak duvarın arkasından gözcü gibi içeriyi gözetliyor arada durumdan beni haberdar ediyordu.

"Kahvesini afiyetle içiyor... işte bitirdi...Hah, lafa giriyorlar galiba...Ayyy, Efnan çok ballısın kız!..Nasibinde bu yakışıklı varmış ya ölsem de gam yemem..." gibi kendi kendine konuşmaları kulağıma giriyor, beynimi bulandırıyor fakat bende bir şey değiştirmiyordu.

TEHLİKELİ MELODİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin