Merhaba ballarım🍯 Söylediğim gibi sınavlarım bitti ve okulum tatile girdi Allah'a şükür. Sizlere çok mu çok olaylı ve uzun bir bölümle geldim. Belli bir kitle tarafından düzenli okunduğunu biliyorum fakat ne oy ne de yorum göremiyorum. Kitabı beğenmeyen zaten okumaz fakat severek okuyanlar orada olduğunuzu hissettirir misiniz...🥺
Lütfen oylarınızı ve düşüncelerinizi eksik etmeyin. Sizden etkileşim almak beni çok ama çok mutlu ediyor. Sizleri seviyorum. Bir dahaki bölüme kadar görüşmek üzere, kendinizi çok uzak tutmayın bizlerden. 🍯❤
12. BÖLÜM: METCEZİR
Yıldız Usmanova- Seni severdim
Sia- Elastic Heart
Sezen Aksu- Küçüğüm
The Neighbourhood- Sweater And WeatherHer şey Sonat’ın istediği gibi ilerliyordu; gece gündüz birbirlerinden uzak duruyorlar ama o lanet olası yatağa düştüklerinde saç dipleri, başını karısının göğsüne yaslamak için karıncalanıyordu. Efnan ona neden böyle davranıyordu anlamakta zorlanıyordu, ilk defa bir kadını çözmekte zorlanıyordu. Halbuki anlamak ve çözmek için ona neyi olduğunu da sormamıştı. Sormaktan kaçıyordu. Sorup öğreneceklerine duygusal tepki vermekten korkuyordu. Kalbinin hareketlerine uyum sağlarsa yenilirdi. Kalbine ses vermediği hâlde karısının özeline kadar girilmişti ya neyse...
O geceyi hatırladıkça vücudundaki bütün uzuvlar parçalanmak istercesine şişiyor, kopmak istercesine geriliyordu. Efnan’ın utançla dolu gözleri, çaresizce ağlayışı ve en önemlisi, onu koruyup kollayacak kadar bile kocalık yapamayışı bir an olsun aklından çıkmıyordu. Tamam, işin içine duyguları karıştırmıyordu hiçbir zaman lakin onun özelini korumak, can güvenliğini sağlamak en temel görevlerinden biriydi. Neticede onu bu evliliğe ikna etmişlerdi. Ya da edilmemişti. Bunu bile bilmiyordu, Efnan’ın isteyerek evlenip evlenmediğini.
Onun hakkında bildikleri kısıtlıydı tıpkı Efnan’ın kendi hakkında bildikleri kadar. İlkin babasının hapiste olduğunu öğrendiğinde ninesine “Ben babası hapiste bir kızla nasıl evleneyim?” diye soruvermişti öfkeyle. Daha görmeden itici gelmişti Efnan ona, yanlış insanlara bulaştığını düşünüyordu, bir kere bu durum çok aşağılayıcıydı.
Avukat Sonat Demirhan’ın kayınpederi bir mahkûm!
Elbette kabul edeceği bir durum değildi bu fakat ninesi Efnan’ı o kadar övmüş, “Terbiyeli, akıllı kız. Bir görsen o kadar masum ki...” diye öylesine ballandıra ballandıra bahsetmişti ki, Sonat neredeyse ninesinin onu tanıdığını düşünecekti. Nitekim Efnan olmasaydı, ninesinin mahalleden ya da yaşlı camiasından tanıdığı birinin yeğeni veya torunu olan bir kızla evlendirecekti.
Elbette daha onu görmeden onun hakkında yargılara kapılmış, ona denk bir kız veya eş olmayacağını düşünerek burun kıvırmıştı. Lakin onu istemeye gittikleri akşam boyu omzuna bile gelmeyen, simsiyah uzun saçlı, çıtı pıtı bir kız görmeyi beklemiyordu.
Yaşının söylenenden daha küçük gösterdiğini düşündü. Kafası dolu hâlde gözü önündekini görmeden yürürken ona çarptığında bile kafasını kaldırıp bakmayınca “Naz yapıyor,” diye söylenmişti içinden. Fakat onunla göz göze geldiği ilk an Efnan’ın da en az kendi kadar şaşkın olduğunu görmüş, buna rağmen gördüğü soğuk muameleyle nedensiz öfke yeşermişti içinde.Madem istemiyordu evlenmeyi önceden belirtseydi o zaman, ne diye ayağına kadar gelen görücülere surat büküyordu!
Bilmiyordu ki istemeye gittikleri akşamın gündüzünde öğrenmişti o da evleneceğini. Sonat biliyordu ki ciddi anlamda evlenmekten kaçsaydı bir şekilde bu işten kurtulurdu fakat o imzayı atmıştı işte. Sonat Demirhan’ın karısı olmayı kabul etmişti. Sadece kabul etmişti, gerçekten bir evliliğe hazır olmadığını kendi de göstermişti. Geçimsiz biri değildi fakat insanı ona çeken garip bir büyüsü Sonat’ı ondan uzak kalmaya zorluyordu. Kimseye çekilmek, kapılmak istemiyordu. Kimseye güveni yoktu, kadınlara ise ayrı bir güvensizliği vardı. Kadınlardan yana umutlarının boş çıkması onu bunu yapmaya zorlamıştı. Efnan’a ise güvenmek şu an için muammaydı. Güvenmesini gerektiren bir durum da yoktu esasında. Kaşları düşüncelerinin çıkmazının yarattığı yükle çatıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKELİ MELODİ
Romance"Fakat Efnan..." sertçe yutkunduğumda yumru boğazıma oturdu, tekinsiz sesiyle devam etti. "Korkak gözlerinin bedenime her değdiği an bana bir yaratıkmışım gibi bakman...İşte bundan nefret ediyorum." Tuttuğu bileğimi daha da sıktı, mümkünmüş gibi dah...