Bugün cuma ve sonunda okul bitti. Lami ile yakında bir kafeye oturmaya karar verdik. Daha doğrusu verdi. Zorla beni sosyalleştirmeye çalışıyor.
Okulumuzun yakınlarında, üniversite bulunduğu için bazı üniversiteliler de buradaydı ve şansımı sikeyimki içlerinden biri eski lisemden bir arkadaşım.
''O kadar dikkatlice baktığına göre, çocuğu beğenmiş olmalısın.'' Çocuğun oturduğu masaya dalıp gittiğimi Lami'nin bu sözleri ile fark ettim.
Çalışan kadın, Lamin'in çayını ve benim muzlu oraletimi masaya koydu.
Muzlu oraleti eski lisemden bir arkadaşımın tavsiyesiyle denemiştim ve gerçekten harikaydı.
''Eski lisemden arkadaşım.'' dedim.
''Hadi be! Adı ne? Baya yakışıklıymış.'' dedi.
Murat, okuldaki yakın arkadaşımın eski sevgilisiydi. Ayrıldıktan birkaç ay sonra bana yazdı ve konuşmak için bahane arıyordu. Ben de aptal bir kız olduğum için bunun altında bir şey aramadım ve cevap verdim.
Birkaç gün sonra konuşmayı kestik ve o da mezun oldu.
''Çocuk tamamen hetero Lami. Ondan sana yâr olmaz.'' diyerek, aklındaki fikre el atmaya çalıştım ama ne fayda.
''Hiç kimse tamamen hetero değildir Hilal. Eğer öyleyse basit ve sıradandır zaten.'' Ben öyle birimiyim?
''Yani ben basit ve sıradan mı oluyorum?''
''Yani sen hiç mi bir kızı beğenmedin?''
Doğruya doğru, geçen yıl kendimi fazlasıyla sorguladım ve bir kızla ilişkim olmayacağının kanaatına vardım.
Ayaküstü hem cinsimle birbirimize cinsel şakalar yapmak hoşuma gidiyordu ama bunun ilerisini yapmak, açıkçası pek hoşuma gitmez.
''Annen okula niye geldi ve niye bu sorumu geçiştirip duruyorsun?''
''Yanıma para almayı unuttum ve annemde getirdi. Neden bu kadar uzattığını anlamıyorum?''
''Yalan söylediğini biliyorum çünkü. Annen sırf para getirmek için Demirhan amca ile okula gelmesi fazla saçma.''
''Bu konuyu konuşmak istemiyorum.''
''Peki, sen ne dersen o ama bana her şeyi anlatabilirsin Hilal.''
Murat sandalyesini düzeltmek için ayağa kalktı ve beni gördü. Şansıma sokayım.
''Hilal, uzun zaman oldu görüşmeyeli.'' dedi. Murat bana sarılırken, masasında oturan arkadaşları bizi izliyordu.
Yine gerildim. İnsanları bu yüzden sevmiyorum. Faydadan çok zararı var. Lami çayını bitirip benim oraletimi önüne çekti.
''Nasılsın Murat?'' dedim.
''İyidir de, senin İstanbul'da ne işin var?'' diye soru yöneltti bana.
Çevremdeki çoğu insan, İstanbul'u sevmediğimi bilirdi. Gel de buna her şeyi anlat şimdi.
Lami sinir bozucu bir şekilde oraleti içmeye devam ederken, Murat dangalozu sandalyeye oturdu.
''Buraya yerleşmeye karar verdik.'' Kısa ve öz.
''Burayı sevmiyorsun sanıyordum. Açıkçası, burada görmeyi beklediğim en son kişi sendin.''
''Öyle gerekti ve buraya taşındık.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
6 PAT
Short StoryHiç utanmadan üstümdekileri çıkardım. Ben sadece sütyenle ve külotla kalırken, Kunt da boxer ile kalınca, ayağımla ona kum attım. Denize doğru koşmaya başladım. Oyun dediğin eğlenceli olur, ben de öyle davranıyorum. ''Ah Hilal, elime bir geç sen!''...