Merhaba, lütfen yıldıza basmayı unutma.
Keyifli okumalar...
Pazartesi 09.41
İlk teneffüs ve ben sınıfta fena bunaldım. Lamin'in bana gösterdiği terasa gidince, kimse olmadığı için sevindim. Hava Fazlasıyla soğuk ama sınıfta durmaktan iyidir.
Buzdolabını açtığımda hep olduğu gibi biraları görmek beni mutlu etti. Koltuğa oturunca, dizlerimi kendime çektim ve biramdan yudumladım.
Burada diğerleri ile oturup birçok kez sohbet etmiştik. Sonra öğreniyorum ki beni sadece eğlenmek için yanlarında istiyorlarmış.
Sınıfta ben tek başıma otururken, Ceyda ve Lami yan yana oturuyorlardı. Ceyda bana kaçamak bakışlar atarken, Lami asla bakmıyordu.
Mahir'i okulda görmedim. Zaten umrumda da değil.
Hamza ile aynı otobüsle geldik. Bu havalarda motor kullanmadığını biliyordum. Birçok kez göz göze geldik ama asla konuşmadık.
Kunt...
'' Yanına oturabilir miyim?'' Sesin olduğu tarafa baktığımda Hamza'yı gördüm. Burası onların mekanı. Oturma desem garip olur. Yanıma oturunca, biramdan bir yudum daha alıp yere bıraktım ve ayağa kalktım. Kapıya bir adım kala, sesini duymamla durdum. ''Yaptığımız şeyin makul bir açıklaması yok ama en azından benim için iyi geldin. Bir kardeş gibi.''
Bir şey demeden oradan çıkmak benim için zor oldu. Kütüphaneden çıkarken, Kunt'ta giriyordu. Yüzüne bile bakmadan, yanından geçip gittim. Bu hareketim onun fazlasıyla umurunda olduğunu biliyorum.
Eliyle beni rahatlattığı için onunla sevgili olacak değilim ya. Evet, seviyorum ama ilişkide sadece sevmek yetmiyor. Ona güveniyor muyum? Hayır. Saygıdan bahsetmiyorum bile.
Öğle arasına girdiğimizde, pedi mi değiştirmek için lavaboya girdim. Dün sabah şiddetli biri karın ağrısıyla uyanınca, bugün regl olacağımı biliyordum.
Tuvalette işimi hallettikten sonra elimi yıkarken, kapı sert bir şekilde açıldı ve içeriye Kunt girdi. Benim dışımda iki kız daha vardı.
''Kızlar, bize müsaade eder misiniz?'' Kunt güzel gülümsemesini sununca, kızlar kıkır kıkır gülerek çıktı. Şu çocuk nasıl kızları bu kadar kolay etkileyebiliyordu?
Doğru ya, aynı boku bana da yapmıştı.
''Aramızdaki meseleyi çözdük sanıyordum.'' dedi.
''Hadi ya, benim niye haberim yok?'' Peçeteyi koparıp elimi kurularken, sırtını kapıya yasladı. Çıkmamam için bunu yapıyordu.
Madem konuşmak istiyor, konuşacağız.
''Hilal seni seviyorum.'' dedi.
Peçeteyi çöpe alıp sırtımı duvara yasladım. Gözlerinde gerçekten bir yorgunluk vardı.
''Sadece sevmek yetmiyor. Bir ilişkide güven ve saygı da olması gerekir.'' dedim.
''Bana zaman tanı. Seni seviyorum. Seni seviyorum Hilal ve seni bırakmayı asla istemiyorum.'' diye söylediği şeyleri tekrar etti. Bu beni duymuyor muydu?
''Kunt-''
''Seni bu dünyadaki herkesten iyi tanıyorum. Başlarda sana oynadım ama sen tüm gerçekliğinle yanımdaydın.'' Dibime kadar gelince, başımı yana çevirdim ama o çenemi tutup kendisine bakmamı sağladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
6 PAT
Short StoryHiç utanmadan üstümdekileri çıkardım. Ben sadece sütyenle ve külotla kalırken, Kunt da boxer ile kalınca, ayağımla ona kum attım. Denize doğru koşmaya başladım. Oyun dediğin eğlenceli olur, ben de öyle davranıyorum. ''Ah Hilal, elime bir geç sen!''...