Merhaba, yıldıza basmayı unutmayın.
Keyifli okumalar...
Eve geldiğimde ışıklar kapalıydı. Muhtemelen annem ve Demirhan uyuyordu.
Sırtım sızlıyor ve bunun nedeninin Kunt olması gözlerimi dolduruyor. Kapıyı yavaşça kapatıp merdivenleri ilerlerken, salonda oturan Demirhan'ı gördüm.
''Günün nasıl geçti?'' diye soru sordu.
''Güzel, gayet iyiydi.'' Bu aralar gerçekten çok fazla yalan söylüyorum.
Demirhan elindeki kitabı kapatıp dirseklerini dizlerine dayadı. Karşısındaki koltuğa oturmam için eliyle gösterdi. Onu reddetmek istemedim. Çünkü odamda tek başıma kalmak istemiyorum.
''Kötü gözüküyorsun. Kunt'la mı tartıştınız?''
''Sayılır ama hallederiz. Biraz burada oturup konuşsak olur mu?''
''Tabi, tabi olur.''
''Yapmak için can attığım hiçbir şey yok. Gerçekten bak, bazen çok sıkılıyorum ve ne zaman insanlara bunu söylesem, sadece beni başını savmaya çalışıyorlar. Bu yüzden, her şeyin artık sonun gelmesini istiyorum.'' Düşüncelerimi sesli söyleyince, kendimi zavallı gibi hissettim. Bok gibi hayatım var derken yalan söylemiyordum. Ayakkabılarımı çıkarıp koltuğun yanına koydum.
''Her şey anlamlı gözüksün diye çok uğraşıyorsun sadece.''
''Doğruyu söylemek gerekirse, sana bunları neden anlattığımı bilmiyorum.''
''İnsanlar başka seçenekleri kalmadığı sürece, birine içini açmazlar. Gençsin ve bu yaşta hata yapman gayet normal.''
''Biraz içki içtim ve sersemledim. Kunt'u arıyordum. Başka birini Kunt sandım ve adam bana asıldı. Kunt bizi gördü. Öldürürcesine o adamı dövdü ve kendimi suçlu hissettim. Her şey gerçekten boka saracak. Onunla olmak normalde kendimi iyi hissettirir ama bilmiyorum.''
''Ona karşı hissettiğin şey sence doğru mu?''
Bu soru beni ciddi anlamda susturdu. Bu konuşmanın derhal bitmesi gerekiyor. Adam fazla mantıklı konuşuyor.
Ayağa kalktım ve odama çıktım. Üstümü çıkarıp aynada sırtıma baktığımda, ufak tefek yeşil morluklar gördüm. Ağlamamak için kendimi sıkıyordum.
Kunt ilk sevgilim değildi. Fazlasıyla sevgilim oldu ama daha önce bana böyle zarar veren olmadı.
Duşa girince biraz rahatladım. Yatağa uzandıktan birkaç dakika sonra telefonum çaldı.
''Saat gecenin dördü olduğunun farkında mısın Hamza?''
''Daha 4 olmasına 20 dakika var. Şu camı aç da içeriye gireyim.''
İlk birkaç saniye dediği şeyi kavrayamadım. Perdeyi açtığımda, el sallayan Hamza ile karşılaştım.
Bunun burada ne işi var?
Gerçekten bugün çok uzun bir gece.
''Burada ne işin var?'' dedim.
''Yalnız kalmak istemezsin diye düşündüm.'' Bu kadar düşünceli olması, beni duygulandırdı. Hamza dışarıdan ne kadar soğuk dursa da, içten içe iyi bir insandı. İçeriye girip odamı kahve gözleriyle güzelce taradı.
''Beni bu kadar düşünme. Alışırsam yanından ayrılmam.'' dedim.
''Yanımızdan ayrıldıktan sonra Kunt, sana bir şey yaptı mı?'' diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
6 PAT
Short StoryHiç utanmadan üstümdekileri çıkardım. Ben sadece sütyenle ve külotla kalırken, Kunt da boxer ile kalınca, ayağımla ona kum attım. Denize doğru koşmaya başladım. Oyun dediğin eğlenceli olur, ben de öyle davranıyorum. ''Ah Hilal, elime bir geç sen!''...