1.Bölüm

2.4K 161 79
                                    

🍀

Eveet ikinci bölümle karşınızdayım.

Aslında siz şuraya bir başlama tarihinizi bıraksanız fena olmaz🙈

Bölüme geçmeden önce yeni kurguyla sizlere merhaba demek istiyorum. Umarım bu kitapta da beni yalnız bırakmazsınız.

Ayrıca bu bölümden sonra yine bölüm günlerimiz olacak. Tam hangi gün olması gerektiğine karar vermedim ama zaten diğer bölümü attığımda belli olacaktır.

Bu kitapta, Rus sanılan ama tamamen Türk olan başrol kızımız ve Gaziantep aşiretinden olan gerçek ailesini konu ediyor. Umarım hoşunuza gider.

"Bu şekilde yazılanlar," Rusça konuşma olarak geçiyor bilginiz olsun.

Lütfen votelerinizi ve yorumlarınızı eksik etmeyin benim zor bulunan dört yapraklı yoncalarım🍀

İyi okumalar.

🥝

Bıkmıştım.

Bu hayattan, ailemden, herkesten, her şeyden. Sürekli bir kısıtlama, sürekli bir azar. Bende bir insandım.

Doya doya gezmek istiyordum.

Özgür olmak istiyordum.

Evet onları seviyordum ama hayatımı da yaşamak istiyordum.

Şu an arkadaşım Sophia ile eve doğru yürüyorduk. Ailelerimiz sadece akşam 6'ya kadar dışarı çıkmamıza izin veriyorlardı. Eğer zamanında gitmezsek büyük bir fırça yiyorduk.

"Saat kaç?" diye sordu Sophia nefes nefese.

Kolumu kaldırıp uzun ince hırkamın ucunu yukarıya doğru çektim. "17:53"

"Daha hızlı ol." Fırça yemek istemediği çok belliydi. Sophia'nın ailesi de baskıcıydı ama benimkiler gibi değildi.

Daha hızlı yürümeye başladık, hatta yarı koşar bir vaziyetteydik. İki sokak ötesi bizim mahallemizdi. Eve koşar gibi giderken birçok arkadaşımı görmüş ve el sallamıştım. Ama benim en yakın arkadaşım Sophia'ydı, yan evimizde oturuyorlardı ve biz birlikte büyümüştük.

Onunla her şeyi yapabilirdim.

Sonunda kendi sokağımıza ve evimin önüne geldiğimde, "Sonra görüşürüz, Sophia." dedim.

"Görüşürüz, Valeriya."

Ona el sallayıp verandaya çıkan basamakları çıktım. Sakin olmaya çalışarak derin bir nefes alıp elimi kaldırdım ve kapıyı çaldım.

Kapı açılınca annemle göz göze geldim. "Valeriya içeriye geç."

İçeriye girip kolumda asılı duran çantamı elime aldım. "Tam zamanında geldim, odama gidiyorum." Tek isteğim beni azarlamadan odama gitmekti.

"Oturma odasına geç kızım, seninle konuşacaklarımız var." Çok ciddi ve dolu gözlerle bakıyordu ve bu beni çok korkutuyordu. Birisine bir şey mi olmuştu?

"Tamam," Elimdeki çantanın kulpunu sıkı sıkı tutarken gözüm kenarda duran bavullara kaydı. Niye bavul hazırlamışlardı? Dibimdeki kapıdan geçip oturma odasına girdim. Babam kanepede oturmuş eli dudaklarında uzaklara bakıyordu. Bu onun düşünme işaretiydi.

VALERİYA / GERÇEK AİLEM -AŞİRET- Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin