3.Bölüm

5.5K 338 42
                                    

🍀

Yeni bölüme hoş geldinizz

Daha hikayenin başındayız ama bu bölümle birlikte olaylara giriş yapıyoruuz! Ay çok heyecanlandım😂

Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

🥝

Odadaki sessizliği bozan tek şey, diğer odadaki sofra kurulurken tabakların falan çıkardığı seslerdi. Yardımcı kadınlar sofrayı kuruyordu ve biz de oturmuş sessizce onları dinliyorduk.

Yavaşça iç çektim ve Başak'a döndüm. "Biraz bahçeye çıkacağım." Sophia'yı aramak istiyordum ve bunu onun yanında yapmak istemiyordum.

"Neden?" diye sordu merakla.

"Arkadaşımı arayacağım." Ayağa kalktım ve çantamı sıkı sıkı tutarak odadan çıktım.

"Nereye gidiyor?" diye soran Begüm Hanımın sesini duydum.

Kapıya yaklaştığımda terlikleri çıkarıp ayakkabıları giyindim ve açık kapıdan dışarı çıktım. Boş çimenlerin olduğu yere gidip çantamdan telefonumu çıkarıp açtım ve Sophia'yı arayıp kulağıma götürdüm.

Açmasını beklerken ayağımı ritmik bir şekilde yere vuruyordum.

"Valeriya?" diye açtı telefonu.

Sesini duyduğumda rahatlıkla nefes verdim. Burada tanıdık bir şey duyduğumda bile ağlama isteğim yükseliyordu. "Sophia?"

"Ah, Türkiye'ye vardınız mı?"

"Neredeyse 2 saate yaklaştık."

"Şu an neredesin? Seni o aileye götürdüler mi?" diye sordu gergin bir şekilde.

"Beni aileye verdiler ve şu anda onların evindeyim."

Bir an sessizlik oluştu. "Nasılsın?" diye sordu sessizce.

"İyi değilim ve sürekli ağlamak istiyorum. Bu aile hakkında hiçbir şey bilmiyorum ve artık burada sıkışıp kalmış durumdayım."

"Sana kötü mü davranıyorlar?" diye sordu sesindeki sertlikle.

"Hayır, tuhaf bir şekilde bana çok yakın davrandılar. Anneleri sanki dünyadaki en önemli kişiymişim gibi bana bakıyor, babaları gözlerini benden çekemiyor, kız kardeşleri mükemmel derecede Rusça biliyor ve benimle çok iyi anlaşıyor, diğer üç erkek kardeşte benimle anlaşmaya çalışıyorlar."

"En azından ilk görünüm olarak iyi görünüyorlar." dedi sesi daha rahat gelirken. "Sen de ön yargılı olmayı kes ama tedbirli olarak onlarla anlaşmaya çalış."

"Sorun şu ki ben onlara Türkçe bildiğimi söylemedim."

"Ne?" diye sordu şaşkınca.

"Hepsi benim Türkçe bilmediğimi düşünüyor ve ben de tuhaf bir şekilde onları düzeltme gereği duymadım."

"Ama ne zamana kadar? Belki de onlarla yıllarca kalacaksın ve tüm zaman boyunca Rusça konuşamazsın."

Derin bir nefes alıp verdim. "Biliyorum biliyorum sadece şu an söylemek istemiyorum." dedim ve çenemin titremesine engel olamadım. "Kendimi burada çok yersiz ve rahatsız hissediyorum."

VALERİYA / GERÇEK AİLEM -AŞİRET- Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin