Ilık bir eylül akşamı varendada oturmuş konuşuyorduk Hermione'yle. Kız kardeşim gibiydi asla yalnız bırakmazdım onu ve o da beni tabii. Hogwarts'ta okumamı istiyordu ama ben istememiştim. Öz annemin ölümüne sebep olan o dünyada okumaya hiç de niyetim yoktu doğrusu , yoktu. Ama artık var.
"Gelmene seviniyorum."
"Kontrol edebilmeliyim , insanlara açıklayamacağım şeyler sürekli başıma geliyor ve en nihayetinde oraya döneceğim sanırım."
Baştan alalım mı? Ben Madison Caroline. Daha çok Maddie derler. Londra'nın Warner Bros eyaletinde yaşıyorum ve bu sene Hogwarts'ta okumaya niyetliyim. Sanırım.
Hermione ile varendada biraz daha oturduk esen hafif meltem yüzümüzü nazikçe okşarken , yeni yağmış yağmurun çağırdığı toprak kokusu insana huzur veriyordu. Sonsuza kadar böyle kalabilirdim. Sonsuza kadar.
***
"Kaç defa daha diyeceğim asama benden izinsiz dokunma sana ait değilse öldürücü derecede tehlikeli olabilir Mad!"
Hermione ile birlikte kalıyorduk beş yıla yakındır ama ne var ki hala asaya neden dokunmamam konusunda bir fikrim yoktu.
Birazdan Weasley'ler burada olacaktı. Her yıl anlata anlata bitiremediği turuncu aile. Onlara böyle seslenmemi sevmiyor o kadar da kötü değil bak , turuncu aile.
"Ronald ağzında yiyecek varken cisimlenmemeni söylemiştim!"
Şömineden içeri hücum eden dört kişilik bir grup şaşkın gözlerle bana bakarken sadece
"Merhaba-"
Diyebildim. Beni muggle sanmışlar. Doğru beni daha önce hiç görmediler.
"Aahh durun durun bayan Weasley ben bir muggle değilim. Ben Madison."
Önce şüpheyle baktı ama içeriye Hermione girince bütün yüzüne sıcacık bir gülümseme yerleştirdi ve konuştu kadın;
"Ah yavrum keşke böyle tanışmasaydık ama trene yetişmeliyiz."
Ronald olması gereken çocukla Hermione'nin göz göze geldiğini gördüm. Hermione ona aşıktı evet bütün koca bir yıl ondan bahsetmişti.
Cisimlenmek için Bayan Weasley'in elini tuttum ve sanki bütün karnım bir anda yok oldu. Nefes alamadım ve kusacak gibi hissettim sanki en fazla beş santimlik bir borudan bedenim geçirilmişti ve en sonunda bitti.
Dizlerim deli gibi titredi ve midem hala bulanıyordu. Diğerlerinin aksine kumral zayıf bir çocuk su uzattı ve beni ayağa kaldırdı.
"Çok kez cisimlendim ancak hala alışamıyorum boşver sen iyi misin?" Dedi gülümseyerek.
Aynı şekilde gülümsemeye çalıştım ve ;
"Evet iyiyim biraz midem bulandı sadece , teşekkür ederim." Adını bilmediğimden sonda sustum.
"Adım Harry , Harry Potter."
"Evet evet şu ünlü Potter. Memnun oldum Harry."
King Cross istasyonundaydık ve gitmek için neyi beklediğimizi anlamıyordum. Bayan Weasley arada söyleniyor ve saatini yokluyordu.
"Tanrım hadi-"
Henüz sözünü bitiremeden küçük bir şak sesiyle sağında ve solunda iki turuncu kafa belirdi.
"FRED VE GEORGE TANRIM NE HALT ETTİĞİNİZİ SANIYORSUNUZ İSTASYONUN İÇİNDEYİZ VE BURASI MUGGLE'LARLA DOLU!"
"Buraya cisimlenmenin yasak olmadığını sanıyorduk."
Dediler senkronize bir şekilde. Kadın dokunsan patlayacak gibi duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SILENCE / DRACO MALFOY
Teen FictionÇok fazla seçenek var ve hiçbiri için düşünecek zamanım yok , neredeyim ben?