Gryffindor'a seçilmiştim ve ertesi gün Hagrid'le çatlak kazana gidip bana biraz alışveriş yapmıştık . Burası o kadar da kötü değildi. Slytherin'li aptallar hariç kimse kimseye kötü niyetli değildi. Kendilerini ne sanıyorlar bilmiyorum ama hiçbirinden bir bok olmaz.
"Hey Maddie bozuntusu!" Tabii ya, Malfoy.
"Bana ismimle seslenme lüksünü sana kim verdi? Malfoy." Dedim arkamı dönerken. Okulda sadece benim sinirlerimi bozuyordu , yanındaki Parkinson aptalı da bön bön gülüyordu. Koca sarı dişleriyle. Şahsen Malfoy'un ona nasıl katlandığını anlayamıyorum.
"İsmin daha güzel de ondan. Hatta soyadın çok sinir bozucu , söylemesi zor ve telaffuz da edilmiyor. Malfoy daha iyi."
Ne ima etmeye çalışıyor bu aptal. Siktir bana aşık olmamıştır değil mi? Saçmalama Maddie sen bir Gryffindor'sun.
"İyi dersler Draco." Dedim ve iksir sınıfına doğru yürümeye başladım.
Draco'nun ağzından:
Kendini bir şey sanmasını anlayamıyorum sanki tüm Hogwarts ayaklarının altındaymış gibi hareketler. Gıcık oldum şu Caroline'a
Sinirini bozmaya çalışıyordum. Bekle. Ne dedi o?
"O bana Draco mu dedi?" Dedim anlık şokla.
"Evet öyle dedi. Kendini bir bok sanıyor." Dedi Pansy.
Sensin kendini bok sanan. Babalarımız işbirliğinde olmasa bu kızı yanımda iki dakika bile tutmam. Tabii bunu ona söylemiyorum çünkü hanımefendinin gururu kırılır kıyamam.
Dersler bitti sayılır. Kehanet dersini saymazsak. Bugün kehaneti assam anlar mıydı Trawnley? Madison mu o? Nereye gidiyor ki bu saatte.
Ormana doğru ilerledi ve kısa sürede gözden kayboldu. Banane ki zaten. Ne yaparsa yapsın.
Madison'un ağzından:
Ailemin sorulması canımı sıkmaya başladı. Neden herkes ailemi merak ediyor anlamıyorum. Duygularımı kontrol etmek zorlaşıyor.
Yasak ormana doğru gittim. Golün kenarında oturdum. Biraz ağladım ve sonra düşündüm ne hakkında olduğunu bilmiyorum. Her şey hakkında sanırım.
Biri yanıma oturdu. Cidden mi Malfoy?
"Şimdi de gizli sapığım mı oldun?" Dedim gülerek.
"Hayır olmadım. Başına bir şey gelmesin diye uğraşıyorum buranın ne kadar tehlikeli olduğunu biliyor musun?"
Aptal. Cidden tam bir aptal.
"Bu seni ne kadar ilgilendirir?" Dedim gülmeyi bırakarak.
"Yardım etmeye çalışıyorum." Dedi bana bakarak.
"Eğer moralim bozulunca yardım etmeye çalışıp moralim düzelince tekrar bozmaya çalışacaksan kalsın. Yardımını istemiyorum."
Dedim ve kalktım gittim. Bakalım kim kime çift oynuyor.
Okula tekrar gittiğimizde Profesör Mcgonagall karşımda duruyordu.
"Kehanet dersine mi yetişmeye çalışıyorsunuz bayan Caroline?"
Siktir işte şimdi işim bitti. Demiştim ki arkamdan Malfoy da içeri girdi.
"Ah Profesör Mcgonagall bende sizi arıyordum , Ah Maddie seni dersinden de ettiğim için tekrar özür dilerim."
Ne saçmalıyor bu?
"Demek Malfoy'la birlikteydiniz."
Ağzına sıçayım Draco bir şeyler yap.
"Evet Profesör , Granger'ın ahma- emm kedisi yüzünden baykuşum dışarı kaçtı. Yüksekten korkuyorum diye Maddie de bana yardıma geldi. Dersi olduğunu bilmiyordum özür dilerim Mad."
Adımla seslenme bana.
"Pekala Maddie sen sınıfına gidebilirsin. Bay Malfoy Profesör Trawnley cezaya bırakan bir öğretmen olmadığı için şanslısınız. Şimdi sınıfa. Derhal."
Draco'ya baktım. Niye beni kurtarmıştı ki. Her neyse kendi aptallığı. Sınıfa doğru yürüdüm ve ona hiçbir şey demedim. Derse girdim ve her ne kadar sıkıcı olsa bile elimden geldiğince derse katılmaya çalıştım.
Dersten sonra büyü tarihi için araştırma yapmam gerekiyordu bu yüzden kütüphaneye çıktım. Ne güzel Bay Malfoy da buradaymış. Kitabı ödünç alıp ortak salona çıksam iyi olacak.
"Madison!" Arkamı döndüm.
"Merhaba Ginny." Ginny'yi sevmiştim tatlı kızdı.
"Kehanette iyisin diye duydum. Ödevime yardımcı olur musun? Lütfen."
"Pekala bir yere oturalım." Malfoy'dan en uzak masayı seçtim ve ödevi için en önemli şeyleri not tutturdum. Zeki kızdı söylediğim her şeyi anında kapıyordu.
Dersin sonlarına doğru her şeyi anlatmıştım ve artık kalkmam gerekiyordu.
Malfoy'un masasına baktım. Eşyaları vardı ama kendisi yoktu. Nereye gitmişti bu aptal?
Ginny'le ayrılınca Malfoy'un masasına doğru ilerledim. Crabbe'ye Draco'nun hangi derse çalıştığını sordum. Bitkibilimmiş. O rafa doğru ilerledim.
Tanrım neler oluyor? Sırtını duvara yaslamış kulaklarını eliyle kapatıyordu ve gözleri kapalıydı. Bir şeyden korkuyor gibiydi. Deli gibi titriyor ve terliyordu. Bağırıyor gibiydi ama beceremiyordu.
Yanına gittim ve onu dürttüm. Deli gibi salladım ama yanıt yoktu.
"DRACO , DRACO UYAN BURADAYIM UYAN!"
Bir şey mırıldandı.
"Ne?"
"BENDEN UZAK DUR!"
Diye bağırdı. Ellerimi hemen geri çektim. Ne halt oluyor bilmiyorum ama bana söylememişti. Bir şey kafasında dolanıyor ve bu şeyi kafasından kovmaya çalışıyordu.
"ÇIK ZİHNİMDEN!" Diye bağırdı ve birden gözlerini açtı. Nefes nefese kalmıştı ve deli gibi titriyordu.
Hemen yanına yaklaştım. Beni görünce uzattığım ellerimi yakaladı ve başını korkuyla omzuma yasladı.
"Korkma , buradayım Draco buradayım."
Biraz sakinleşince hemen benden uzaklaştı. Yüzüme baktı. Hala korkuyordu.
"Ne oldu?" Dedim yüzüne bakmaya çalışarak.
"Geri döndü. Karanlık Lord. Geri döndü."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SILENCE / DRACO MALFOY
Novela JuvenilÇok fazla seçenek var ve hiçbiri için düşünecek zamanım yok , neredeyim ben?