Draco'nun ağzından:
"Saçmalama'yı bırak Granger! Tabii ki biliyordum."
İşaret parmağını tehditkarca sallayan ve ağzından küfürler savuran bir Hermione'yle uğraşacak havamda değildim.
"Gözleri sadece seni aradı! Sana ihtiyacı var."
Aniden ona doğru döndüm.
"Bir bok bildiğin yok Granger!"
Kaşlarını çatmakla yetindi.
"Yapamam , kalbi kırılacak eğer bir kişi tek bir kişi bile öğrenirse." Dedim gözlerimi kaçırarak.
Çatık olan kaşlarını gerdirmeyi bıraktı. Oturduğu koltuktan kalkıp kapıya doğru yöneldi. Kapıyı araladı ve çıkmadan arkasını döndü.
"Ona zarar verdiğini görmene rağmen sırf kendi mutluluğun için gizli bir ilişki yürütmek onu düşünmek değil Malfoy. Bir şeyleri kendi mutluluğun için yapmayı bırakmalısın."
Kapıyı bir sürü ima ve suçlayıcı tonda çarparak gitti. Beynimden vurulmuşa dönmüştüm. O kadar haklıydı ki. Hakikaten , ne bok yiyordum ben?
***
"Üzgünüm bay Malfoy öğrencilerimin herhangi bir şahsi bilgisini sizinle paylaşamam. Ne güncel ne geçmiş."
Ellerimle başımı sıkıntıyla kavradım.
"Profesör cidden nerede olduğunu bilmem gerekiyor bu cidden önemli."
Ayağa kalktı.
"Dediğim gibi mümkün değil. Lütfen odanıza gidin."
Arkasını dönüp gitmeye yeltendi.
"Profesör Mcgonagall!"
Başını sinirle bana çevirdi.
"Bana güveniyor musunuz?" Dedim yalvaran bakışlarla.
"Fark eder mi?" Dedi gözlüğünün üzerinden.
Sadece bakabildim.
Derin bir iç çekerek masasına eğildi. Bir parşomen kağıdını masaya sertçe koydu ve bir şeyler karalamaya başladı. Arada söyleniyordu. Ne dediğini anlayamıyordum ama kesinlikle bana küfrediyordu.
Elindekini katlayıp uzattı.
"Bundan birine bahsedersen seni acı çektirerek öldürürüm."
Parşomeni alıp arkama bile bakmadan Hogwarts sınırlarından çıktım. Müsait bir yere geçer geçmez cisimlendim. Yüksek bir yamaç gibi gelmişti burası, burada ne yapıyordu?
Etrafıma bakmaya devam ettim. Sonunda ileri banklardan birinde nerede görsem tanıyacağım siyah düz kısa saçları gördüm. Madison.
Yanına oturdum. Dizlerini göğüslerine iyice çekti ve benden olabildiğince uzaklaştı.
"Benden uzak dur." Dedi sesi titreyerek. O ağlıyordu.
"Maddy-"
"ÇEK ELLERİNİ!"
Ayağa kalktı. Şaşırmıştı. Sadece ağlamaktan şişmiş kırmızı gözleriyle bana baktı.
"Draco ben bu duygudan nefret ediyorum. BANA HİSSETTİRDİĞİN HİÇBİR ŞEY BENİ KAHRETSİN Kİ MUTLU EDEMİYOR! SADECE BİRİ ÖĞRENİR DİYE ENDİŞELENİYORUM. HEPSİ BU. BİLİYOR MUSUN SENDEN AYRILMAYA ÇALIŞTIĞIMDAN BERİ BENİMLE SADECE BİR KERE KAHROLASI SEVİŞEREK ERTESİNDE BANA BİR İLİŞKİMİZ OLACAĞINDAN BAHSEDİP ZIRVALIYORSUN! BENİ GERÇEKTEN ÖNEMSESEYDİN TIPKI SANA YAPTIĞIM GİBİ KÖTÜ GÜNÜMDE OLDUĞUMU HER FARK EDİŞİNDE YANIMA GELİR MİYDİN? GELMEDİN. NE DOĞUM GÜNÜMDE NE DE-"
Bana doğrulttuğu işaret parmağını indirdi ve hıçkırmaya devam ederken arkasına döndü. Hem ağlıyordu hem sinirliydi.
Beynimin içinde dönen bin bir düşünceyi susturmaya çalışıyordum çünkü bu cidden acıtmıştı. Onu sevdiğimi hissetiremediğimi bilmiyordum. Bu konuşmayı bir daha hayatım boyunca unutur muyum onu da bilmiyordum.
"Draco bak ben-"
Ellerimi havaya kaldırdım. Gözlerimi kapatıp ayağa kalktım.
"Hayır asıl ben Maddie , sana bir daha asla böyle hissettirmeyeceğim. Yaptığım her şey için özür dilerim. Her şey."
Orada tekrar Hogwarts'a cisimlendim. Ellerim titriyordu ve nefes alamıyordum. Sanırım en son iki buçuk yıl önce olan panik atağım geri dönmüştü.
O an ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Odamın bir köşesine çökmüş yapmam gerekeni bilmeme rağmen en ufak bir icraat gösteremiyordum. Bütün bir ilişkimiz boyunca korktuğum tek şey ona zarar vermekti ve görünen o ki ona hep zarar vermiştim. Granger haklıydı. Bir şeyleri yoluna sokmam gerekiyordu...
2 AY SONRA
Madison'un ağzından:
Okulun son gününe uyanmıştım. Dönem bitiyordu ve bugün yola çıkacaktık. Washington'u özlemiştim ama Hogwarts evim gibiydi. Neredeyse hiç ayrılmak istemiyorum diyeceğim.
Dönem sonu balosu , kapanış gecesi ve veda partisi gibi çeşitli etkinliklerin hiçbirine katılmamıştım. Bir anlam ifade etmiyordu artık. Hermione ve Pansy'den de her ne kadar azar yesem de hiçbirine katılmadım.
Mattheo ve Zabini bir daha asla bir arada görünmedi. Onların ne olduğunu anladıktan sonra daha dikkatli davranmaya çalışıyorlardı kendince. Ve bir planımızın olduğunu düşünüp dönem sonuna kadar herhangi bir saldırı olmadı. Ortalıkta ne bir ölümyiyen ne de bir karanlık işaret görebilmiştik. Sanırsam bir süre daha bir saldırı olmayacaktı. Ama her ihtimale karşı Sihir Bakanlığı sözde sıkı korumalarını geri çekmiyor.
Weasley'ler , Harry , Hermione , Moody , Remus , Tonks ve ben ve hatırlayamadığım birkaç kişi daha koğuşta kalmaya karar verdik. Her ihtimale hazırlıklı olmamız gerekiyormuş. Buna kimseden bahsetmedik çünkü herhangi bir büyüyle nerede olduğumuz pat diye ortaya çıkardı.
Ve Draco... Ona o kadar ağır konuşmuştum ki onun yerinde olsam ne yapardım cidden bilmiyorum. Kendimden nefret etmiştim. Çünkü ne olursa olsun bu dediklerimi hakedecek hiçbir şey yapmamıştı. Hiçbir şey. Onunla tamamen ayrılmıştık. Tamamen.
Hogwarts yılımı böyle bitirmek beni hayal kırıklığına uğratmıştı. Bu yılın farklı olacağını biliyordum. Hatta , bundan emindim...
***
"Hayır lanet olası bina başkanları ne halt ediyorsunuz! Tanrım. Birinci sınıflar buraya. Kime diyorum!"
Hagrid trenlere doluşan çocukları toplamaya çalışıyordu. Biz de arada kaynayarak içeri sıvışmaya çalışıyorduk. Nasıl bulduk bilmiyorum ama boş bir kompertman bulup direk kendimizi içeri attık. Ron ve Hermione , ben , Harry ve Ginny bir yere oturduk.
Cam kenarında ben vardım. Kafamı cama yasladım ve Hogwarts'ın kocaman görüntüsüne sanki daha önce hiç fark etmemişim gibi hayranlıkla baktım. Harry başımı göğsüne koyana kadar gözümden akan yaşları fark etmemiştim. Ginny de sırtımı sıvazladı. O an fark etmiştim ki , ağır erkek parfümüne karışık yeşil elma kokusunu özlemiştim. Draco Malfoy'a ihtiyacım vardı.
Yolculuk boyunca gergin bir sessizlik peşimizi bırakmadı. Herkesin söyleyecek çok şeyi varmış da kimsenin söyleyecek cesareti yokmuş gibiydi. Ron'un gelen ikramlardan almak için çeyrekliğimizin olup olmadığını sorması dışında kimse tek kelime etmemişti. Washington'a varana kadar hiç ama hiç konuşmadık.
Sonunda trenden inip kimseye ikna edemediğim Washington'nın kendinde has olduğunu düşündüğüm havasını içime çekince hissettiğim mutluluk bütün vücuduma dağıldı. Yeni bir sayfa açmak için kötü bir zaman değildi aslında...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SILENCE / DRACO MALFOY
Fiksi RemajaÇok fazla seçenek var ve hiçbiri için düşünecek zamanım yok , neredeyim ben?