Yataktan kalktım ve elimi yüzümü yıkamak için odamdaki banyoya doğru ilerlemeye başladım.Aniden arkamda bir nefes hissedince hızlıca arkamı döndüm ama arkamda bir şey yoktu.Yanlış hissettiğimi anlayınca tekrar ilerlemeye başladım.Banyoya gittim,suyu açtım ama su tenime değmeden boğazımdan bir sıvı aktığını hissetmeye başlayınca elimi boğazıma götürdüm.Elime baktığımda elim kıpkırmızıydı,kanıyordu...Boğazım kesilmişti.Yere yığılmadan kimin yaptığına bakmaya çalıştım ama gördüğüm şey sadece yerlere kadar uzanan bir pelerinin kumaşıydı.Tam yüzüne bakacakken gözlerim güneş ışığıyla kamaşmaya başladı.Rüyaydı...Panik içerisinde olduğum için elimi boğazıma götürdüm,bir şey olmamıştı.Bu nasıl rüyaydı böyle!Hızlı hızlı nefes alıp veriyordum.Biraz sakinleştikten sonra yatağımdan kalkıp boy aynamın karşına gittim ve bağdaş kurup oturdum.Aynadaki ortalama 1.66 boylarındaki silüetim de benimle aynı pozisyondaydı.Karşımda yeşil gözlü,Kalkık burunlu,-ünlü burnu da denir.-beyaz tenli, kıvırcık saçlı ve kahverengi saçları göğsüne kadar gelen silüetim vardı.1-2 dakika kadar aynada kendimi izledim.Aslında taş gibi kızdım,bu konuda mütevazı olamayacaktım ama bu hafta üstümdeki gerginlik yüzünden çok çökmüştüm,çok ruhsuz gözüküyordum.Enerjik bir kız olmama rağmen bu hafta hiç eğlenememiş,neredeyse doğru düzgün gülmemiştim.Bu haftadan korkuyordum.Annemgili bu hafta kaybetmiştim.Hayır,ölmemişlerdi ama bizim için de varlıkları pek farkedilir değildi.Metynalar ve deadenthorlar'ın arasındaki savaşın olduğu haftaydı bu hafta ve babam savaşta ağır yaralandığı için bugün annem yurtdışına gitmişti.İnasanlarla dolu olan şehirlere gitmişlerdi.13 yaşındaydım ve beni,kardeşlerimi ortada bırakıp gitmişlerdi.Onları bana emanet etmişlerdi.Elena daha 12 yaşındaydı.Peki ya Anthony!O daha 8 yaşındaydı...1 sene boyunca bizle ilgilendiler gidip geldiler fakat o seneden sonra bağı neredeyse tamamen kopardılar.O seneden sonra sadece 2 kez geldiler.3 yıl içerisinde sadece 2 kez geldiler...Babamla aramız hep kötüydü küçükken beni çok severmiş ama büyüdüğümde işler pek öyle gibi gözükmüyordu.Elenayla araları Elena beni anlamaya başlayınca ve yanımda durunca kötüleşmişti.Ağladığında ona destek çıkmak için gitmiştim bir gün odasına-babam yüzünden ağlıyordu-Ondan sonra Elena anlamaya başlamıştı aynı şeyleri benim de yaşadığımı.Ne zaman sinirlensem,moralim bozulsa gelmeye başlamıştı yanıma.Bende aynı şekilde hep onun yanında olmaya çalışırdım.O günden bu yana bana onun bir vazgeçilmezi olduğumu söyler.Bize göre Anthony ile araları daha iyi babamın.Daha sık konuşurlar,daha iyi anlaşırlar.Belkide en küçüğümüz olduğu içindir.Anneme bizi bıraktığı için sinirliyim.Orada şartların daha zor olduğunu söylüyor ve burada birinin metynaların başı olarak durması gerektiğni söylüyor.Bizim ailemiz de metynaların tanınan baş kişilerinden biri.Babam ve annem gidince bu iş de bana kalmıştı.Birkaç yıl idare etmişti babam oradan ama oradaki işleri de yoğunlaşınca bana devretmişti.Bu konular da bana güvenirdi çünkü iyi yapardım.Anneme hayrandım,çok güzeldi ama her zaman ilk babamın kararlarına önem verirdi.Annem de benim vazgeçilmezlerimdendi.-her ne kadar onlar bizden vazgeçseler de-Kendisinin aramaya yüzü olmadığı için Almira ve Selina teyzem ilgilenirdi bizimle.Selina teyzem annemin kuzeniydi ama Almira teyzem gibi onu da öz teyzem olarak görüyorum ben.Almira teyzem ve Selina teyzemin arası çok iyidir.Almira teyzem daha önce evlenip boşanmıştı.Açıkcası olayın aslını pek bilmiyorum ama bildiğim kadarı ile evliliklerin de şiddet olmasa da psikopat bir adammış.Almira teyzemi çok kısıtlarmış...Hatta ben teyzemin bu adam yüzünden feminist olduğunu düşünüyorum.Selina teyzem ise evli ve üç çocuğu var.Marcow abi,Owen ve earl.Marcow abi 20 yaşında,Owen 17 yaşında ve benimle yaşıt,Earl ise 8 yaşında ve çok bilmiş bir çocuk.Marcow abiyle aramız çok iyi.Her ne kadar çapkın olsa da bu bana bana abilik yaptığı gerçeğini değiştirmez.Owenla aramız...pek iyi değil.Oldum olası onunla hiç anlaşamam.Hele de bana yaptıklarından sonra her gördüğüm de suratına tüküresim geliyor...Owen beni taciz etmişti...Bir insan kuzenine nasıl böyle birşey yapar anlamıyorum.Daha sonra bunu annemlere anlatmıştım ve onlara "O benim kardeşim gibi ben ona böyle bir şey asla yapmam"demişti.Daha 14 yaşındaydım ve koltukta otururken eliyle götümü ellemesine hiçbir şey diyememiştim.Ama eğer gücümü kullanıp zamanı geriye alsam ağzıma geleni sayarım ona.Malesef ki zamanı dururabilsem de zamanla oynama hakkım sadece 2 defa var ve bu hakkı buna harcamak istemiyorum. Haklarımdan bir tanesi zamanı geriye alabilmek için diğeri ise ileriye alabilmek için geçerli.Earl ise çok bilmişin teki.Onunla bazen iyi bazen ise kötü anlaşıyorum.Ben düşüncelerimle boğuşurken biranda aynada ki silüetim hareketlendi ve bana doğru koşmaya başladı.Güneşli olan hava gittikçe kararıyordu.Silüetim ise hala kıpkırmızı olan elleriyle bana doğru koşuyordu.Gözlerim fal taşı gibi açılmış,donmuş bir şekilde aynaya bakıyordum.Transa girmiştim!Ne bağrabiliyor ne de hareket edebiliyordum.Silüetim tam karşıma geldi ve durdu.Durdu...Durdu...Durdu...En sonun da kanlı ellerini kaldırdı.Önüme düşmüş olan saç tutamımı aldı ve kulağımın arkasına arkasına yerleştirdi.Donuyordum...Elleri buz gibiydi.Hiçbir şey yapamamak beni çok korkutuyordu.Daha sonra silüetim kanlı elleriyle yüzümü avcunun arasına aldı.Ben gittikçe ürperiyordum.Silüetimin ela gözleri kaboldu ve daha sonra ardından...Bembeyaz bir göz...Birşeyler söylüyordu,ben anlamıyordum.Söylediği şeylerden tek anladığım bir isimdi.BEATRİX...Yanağım ıslanınca gözlerimden yaş geldiğini anlamıştım ama yanağım gittikçe daha fazla ıslanıyordu.Ah!Kahretsin,güçlerimi kontrol edemiyordum...Biranda silütimin elinden dumanlar çıkmaya başladı.Islandıkça silüetin eli daha da yanıyordu.O da bunu fark etmiş olacak ki hemen elini çekti ve silüetimin bembeyaz gözlerinden kan damlamaya başladı.Akan kan yüzüne değdikçe yüzü yanıyordu ama hiçbir şey olmuyordu.Karanlık atmosfer kayboluyor,güneş ışınları tekrar her yeri aydınlatıyordu.Silüet hemen kayboldu ve aynada tekrar kendimi görmeye başladım.Yanaklarım kıpkırmızı,kan olmuştu ve bir elin izini almıştı...Elimi kaldırdım ve silüetim de kaldırdı,kafamı yan yatırdım ve silüetim de yan yatırdı.Bitmişti...Belkide hiç yaşanmamıştı...Yaşandıysa neden hızlıca ortadan kayboldu?Yüzüm mosmor olmuştu-kan izlerini görmezden gelmeye çalışıyordum-Göz yaşlarım hala akıyordu gücümü kontrol edemiyordum...Bir elin bana dokunmasıyla irkildim ve biranda geriye doğru yığıldım.Gözümün önüne siyah bir perde çöktü.Sesler boğuklaşmıştı ve en sonunda her şey tamamen kayboldu.Sonsuzluk kapıları bana doğru açıldı.HOŞ GELDİN ELLİE CYRUS...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEKİ ATEŞ
AdventureSu, Ateş'in kuruttuğu yerleri canlandırabiliyordu. Peki ya ateş suya ne yapacaktı? Savaşın sonunda suyu yakıp Ateş mi kazanacaktı yoksa Su kazanacak ve Ateşi tekrar mı yaratacaktı?