𝟗. 𝐁ö𝐥ü𝐦 : Ç𝐨𝐜𝐮𝐤𝐥𝐚ş𝐚𝐧 𝐑𝐮𝐡𝐥𝐚𝐫

215 27 106
                                    

Bölüm perşembe günü gelecek dediğim halde erken tamamladığım için bugün paylaşıyorum. Bu bölüm bazı nedenlerden dolayı biraz gecikti biliyorum ama telafi olarak uzunca yazdım. Bundan sonra ki bölümleri  de paylaşmaya eğer bir aksilik çıkmazsa 2 haftada bir pazar günleri devam edeceğim...

Ve geçen bölüme gelen satır içi yorumları için çok teşekkür ederim...

Size sunduğum bu bölümüde beğenmeniz dileğiyle. Keyifli Okumalar...


🌸🌸🌸

Çocuklaşan Ruhlar

Güneş makamını gecenin karanlığına bırakmaya hazırlanırken bizde ekip olarak bir müddet misafir olacağımız evimizin filmli pencerelerinden hemen yan bahçemizde güle oynaya mangal keyfi yapan aileyi izliyorduk. Bugün bu evde hep birlikte geçireceğimiz ilk gece olacaktı ve iki gündür ev yerleştirme bahanesiyle ailenin dikkatini çekmeye çalışsak da bunu hiçbir şekilde başaramamıştık. Bizi görüyorlardı ama  hoşgörüyle yaklaşmak yerine görmemezlikten geliyorlardı.

Ailedeki her bireyin üzerinde ayrı ayrı oyalanan gözlerimi  çektim ve arkama dönerek yürüyüp  ilerideki açık gri koltuğa kendimi bıraktım. Ekiptekiler hala onları izlerken ben iki katlı evde gözlerimi gezintiye çıkardım. Ev bir hayli şatafatlı ve oldukça büyüktü. Alt katta mutfak salon ve yemek odası vardı ve birbirleriyle bağlantılılardı. Evin yapısı gereği duvara ihtiyaç duymamışlardı. Pencerenin sol tarafında ise üst kata çıkmak için  köprü görevi gören ahşap dönemeçli merdiven vardı ve bu basamaklar bizi üst kattaki üç tane yatak odasına artı  yine büyük bir oturma salonu, banyo ve tuvaletlere çıkarıyordu. İncelemelerim bittiğinde aileyle münasebete nasıl gireceğimizi öğrenmek  için hepsine seslendim. "Aileden hiçbir kişiyle bir iletişim kuramadık. Artık bir çare bulmamız gerek. Güzel bir fikri olan var mı?"

Ortaya attığım cümlelerimle birlikte hepsi bana döndüğünde Efecan gelip yanıma oturdu. "Acaba bir tabak yemek falan mı götürsek?"

Mehmet Amir ve Buğra da karşı koltuğa geçtiklerinde ben konuştum. "Olmaz Efecan. Bunu onların yapması gerekir."

"Evet. Biz burada yeni olduğumuz için bunu onların yapması lazım" diyerek Melis  de onayladı beni.

Efecan gözlerini yumdu dışarıdan salona sinen kokuyu içine çekti. "Pişirdikleri et ne de güzel koktu. Canım çekti. Keşke bir tabak getirseler" Ardından gözlerini kocaman açtı. "Belki de mangalı bize hoş geldiniz demek  için yaktılar"

Mehmet Amir alaylıca güldü. "Ne demezsin kesin  öyledir" dedi ve ardından eliyle şakağını ovuşturdu. "Koklamayı kes artık Efecan"

Mehmet Amir'in sert çıkan ses tonuyla Efecan ortamdaki kokuyu daha fazla sömüremeden öylece  kalakaldı.  Mehmet Amir gergindi ve onun bu gerginliğinden biz de nasibimizi almış olduk. Peşi sıra Demir pencerenin önünden ayrılıp yanımıza geldi ve karşımızda dikildi. "Efecan kalk biz de kendi mangalımızı yapalım"

ÖLÜMDEKİ GİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin