𝟏𝟏. 𝐁ö𝐥ü𝐦 : 𝐌𝐚𝐳𝐢 𝐯𝐞 𝐀𝐜ı

142 19 99
                                    

Merhaba... Nasılsınız?

Fazla uzun olmayan ama güzel bir bölüm getirdim sizlere, umarım beğenirsiniz...

Oy ve satır içi yorumlarınızı bekliyorum. Lütfen es geçmeyin. Keyifli Okumalar...

🌸🌸🌸


Mazi ve Acı


Bazı yaralar asla iyileşmezdi. Hayata yarım  kalmış bir vaziyette  devam etmek zorunda kalırdın. Demir'in benimle paylaştığı son cümle, minnetten daha çok acıyı yansıtıyordu. Asla iyi olmayacak ve daima sızlayacak bir  yara.  Evvelde  ne yaşadıysa ona verdiği hasar benimki gibiydi, şifası bu evrende  yoktu. Ama ses tınısı ve  gözleri anlatıyordu, onun da kalbi bir umut merhemi için atıyordu. Belki de Demir ile farklı  acılar yaşayıp aynı derin yarayı almıştık. Bilmiyordum... Bu bir muammaydı ama tek bildiğim geçmişin onun da  peşini bırakmadığı idi...

"Ne demek istedin Demir?" dedim uzandığım yerde doğruldum.

O ayağa  kalktı ve arkasını döndü. "Boşver"

"Bir şey söylediysen devamını getir. Geçmişte sana ne oldu?"

Demir iki elini başına koydu sinirle nefes verip "Ne olduysa oldu. Seni ilgilendirmez" dedi ve yönünü tekrar bana  çevirdi. "Neden merak ediyorsun?"

"Bilmiyorum" dedim başımı iki yana sallayarak. "Sadece bunu istiyorum. Seni tanımak, seni anlamak, seninle ilgili bir şeyler öğrenmek." Ona yaklaşıp önünde durdum ve gözlerinin içine baktım. "Ama nedenini sorma olur mu? Bunu gerçekten ben de bilmiyorum"

Demir gözlerimin içinde gezindi sadece, tepkisiz kaldı. Ardından dudaklarını ıslattı. "Demek nedensizce benim hakkımda bir şeyler öğrenmek istiyorsun. Git üzerini değiştir"

Kaşlarımı gözlerimin üstüne indirdim. "Anlamadım"

"Dışarı çıkıyoruz. Üzerini  değiştir. 5 dakikan var"

Suratındaki bilinmezlik yüzünden daha fazla soru sormadım ve dediğini yaptım. Dolaptan bol bir pantolon ve tişört alıp banyoya girdim. Üzerimdekilerden kurtulup alelacele aldıklarımı giydim ve bir kez bile aynaya bakmadan kapıyı açtım. O dolabın aynasında kendini endişeli bir şekilde izliyordu ve sanki aynadaki yansımasına düşmanıymış gibi bakıyordu.

"Hazırsan" dedi kendini hala izlerken. "Yaşadıklarımdan  sadece bir küçük kesiti aralamaya gidiyoruz"

Bu cümleyi kurup kapıya yöneldiğinde "Hazırım" deyip peşine takıldım. O önde ben arkada koridoru arkamızda bırakırken merdivene yaklaştığımızda birden durdu ve yanıma gelip elimi tuttu. Gerçek hayatımızı sürdürürken sahte hayatımızı da unutmuyordu asla. Tuttuğu elim karıncalanmaya başlarken yavaş yavaş alt kata indik ve göreve hâlâ devam eden arkadaşlarımızı gördük. Efecan kızarmış gözleri ile karşıdaki televizyona bakarken, Buğra ise bitse de gitsek modundaydı. Aslı ve İrem ise televizyonda odaklı kalmışlardı. Buğra bizi fark ettiğinde aniden ayağa kalktı. "Ne oldu? Bir şey mi var?"

Buğra'nın sorusu ile bütün bakışlar bizi bulurken, Efecan da bana bakarak kalktı. Demir elimi bırakıp omzuma koydu ve  diğer eli ile bel kıvrımından dürtüp  beni birazcık eğilmem için zorladı. "Azra'nın biraz ağrısı var. Acile görüneceğiz"

ÖLÜMDEKİ GİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin