Merhabalar, yeni bölümü getirdim sizlere...Kafamdaki kurgu final bölümüne kadar hazır, sadece bunu kelimelere serpmem gerekiyor ve bunun içinde motivasyon...
Ve önümüzde bir hayli uzun yol var zira hikayem 50 bölümden aşağı olmayacak. Ama geçen bölüm sadece 16 oy aldığı için emeğimin karşılığını alamıyorum. Bundan sonra da hikayeme oy ve yorum sınırı koyuyorum . Kurgumu sevenler bu sınırı kıracaktır elbet. 30 oy ve 30 yorum aldığımda diğer bölümü paylaşacağım.
Lütfen oy ve yorumlarınızı unutmayın...
Keyifli Okumalar....
🌸🌸🌸🌸🌸🌸
Kulaklarımda uğuldanmalar hissederken, başım da zonkluyordu. Kendime gelmek adına kafamdaki ağrıyı biraz olsun dindirmek için elimi şakağıma götürmek istesem de, parmağımın ucundaki ve kolumda varlığını hissettiğim şeyler buna mani oluyordu. Kaşlarımı çatıp yüzümü buruşturdum ve beynimi saran sızıları yok etmek isteyerek hafifçe başımı salladım. Ciğerlerimin sanki hasret kalmış gibi içine çektiği derin bir solukla birlikte, göz kapaklarımın açılmaya pek gönlü olmasa da kirpiklerimi oynattım. O an aradan sızan ışık, irislerimin görüşünü puslayıp gözlerimi tekrar kapatıp açmama neden oldu.
Gözlerimi ışığa tamamen alıştırmak için birkaç saniye açık tutmamın ardından buğulanmış bir insan silüeti girdi görüş açıma. Netleştirmek için irislerimin üzerine tekrar göz kapaklarımı çektim ve geri açtım. Bu defa gözlerimdeki pus silinmiş, görüş açım serbestleşmişti ama gözlerimi açtığımda gördüğüm insan sayısı ikiye çıkmıştı. Yukarıda bana bakan tanımadığım bir erkek ile bir kadın vardı ve beni izliyorlardı. Erkek olan kişi elinde kağıtlar tutuyordu ve üzerinde ise beyaz bir önlüğü vardı. Beyaz saçlı mavi gözlü, oldukça yaşlı biriydi. Beni izleyen kadının üzerinde ise açık mavi alt ve üstlü takım vardı. Sarı uzun saçlı, genç bir kadındı.
Neler oluyordu? Neredeydim ben? Neden bu şekilde uzanmış yatıyordum? Bu insanlar da kimdi?
Beynime nüks eden sorularla birlikte bakışlarımı onlardan çekip toparlanmaya çalıştığım sırada boğazımda sızılar hissettim. Beni izleyen kadın yanıma gelip beni hafifçe geri yatırdı ve yatağın kenarındaki kumandaya basarak doğrulmam için yardımcı olurken "Fazla hareket etmemen gerekiyor" diyerek nazikçe uyardı beni.
Yatakla birlikte kalkan bedenimi gördüğümde sağ kolumda serum ve parmağımın ucunda ise bir aletin takılı olması dikkatimi çekti. Beynimdeki sorular yavaş yavaş cevaplarıyla eşleştiklerinde, hastanede olduğumu daha yeni anlayabilmiştim.
Düşüncelerimi derinleştirdikçe, beynimdeki görüntüler daha da netleşti ve belleğime sırasıyla yerleştiler. Ekip ve görev, Savaş Çandar, onun evine gidişimiz, Savaş'ın tuzağına düşmem, ormandaki kaçışım, ekiple tekrar irtibata geçmem ve Savaş'ın beni boğmaya çalışması...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMDEKİ GİZ
Misterio / SuspensoYalanlar, gerçeklerin buğulanmış yansımasıdır... Hikayem devam ediyor...