12' Mutluluk

1.9K 249 29
                                    

-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-


Kim Taehyung benim için bir mucizeydi. Hayatın karşıma bir anda çıkardığı, beklemediğim, tüm her şeyim olan bir mucize. En yakın arkadaşım, sevgilim, eşim, çocuklarımın babasıydı. Bir insan nasıl olabiliyordu da, her şeyi olabiliyordu bir insanın ve hepsine yetebiliyordu? O yanımda olduğu sürece kimseye ihtiyaç duymuyordum.

Jihoon ve Jihan, küçük atların üzerinde, kafalarında kaskları ve dirseklerinde bulunan korumalıklarıyla beraber geziniyorlardı alanda. İki görevli onların yanındaydı, Taehyung telefonundan videoya çekiyordu onların kahkahalarını. Jihoon ilk binmek için tereddüt etmiş olsa bile hemen alışmıştı, hoşuna gitmişti atın sırtında olmak. "Baba, bana bak!" diye bağırdı Jihan, bir eliyle atın başını seviyordu. "Harika gidiyorsunuz!" diye bağırdım onlara, Taehyung yanıma oturdu, başını omzuma yaslarken kayda almaya devam ediyordu onları.

Daegu'ya ilk gelmemizin üzerinden on beş seneye yakın bir zaman geçtiğine inanamıyordum Üniversite için sınava girdiğimiz yazdı, bir anda ailemin ayarladığı Japonya gezisine  gitmekten vazgeçerek onunla bu şehirdeki küçük ada köyüne gelmiştim Onunla küçük çiftlikte çalışmış, ilk kez ata binmiş, uzun orman yürüyüşleri yapmıştım.  Taehyung'un yüzündeki mutluluğu görmek yeterli olmuştu her zaman. Geceleri küçük verandaya iki minder atar, kutu bira alır, hayatımızın seyri hakkında konuşurduk. "On yıl sonra ne olacağımı bilmiyorum ama senin yanımda olacağını biliyorum." demişti bir keresinde, gözlerimi yıldızlardan çekememiş olsam da Taehyung'un gerçek anlamda kalbimi hızlandırdığı ilk andı o sözleri.

At binme süreleri dolduğunda Jihan inmemek için direniş gösterse de Jihoon acıktığını söyledi, Taehyung onu kucağına alarak zor görevi bana bıraktı. "Bebeğim, bir kez daha geliriz buraya. Söz veriyorum ama şimdi yemek yememiz gerek." dedim, hüzün dolu gözlerle bana bakarken kollarını uzattı almam için. Kaskları ve korumalıkları çıkararak görevliye teslim ettik, yardımları için teşekkürlerimizi sunduk. At çiftliğinin ön bahçesinde kalan yemek salonuna ilerledik. "Baba, hamburger yiyelim mi?" diye sordu Jihan, onlara uzun zamandır hazır gıda yedirmiyorduk, "Tamam babacığım, yiyelim." dedi Taehyung, uzanarak onun yanağını öptü.

Dört kişilik masaya yerleştik beraber, Taehyung siparişlerimizi alması için garsonu çağırdı. "Dört hamburger menü istiyoruz." dedi, Jihan yanına soğan kızartması istedi. "Çocuklar size bir şey söylemem gerek." dedi Taehyung, onun ciddi duruşu beni geriyordu. Gözlerimi ona diktim. "Bir şey mi oldu, baba?" diye sordu Jihoon, güzel eşim bir an gözlerini benim üzerimde gezdirdi, sonra yeniden çocuklara çevirdi. Gerilmeden edememiştim. "Bu gece Jungkook babanız ve benim birkaç işimiz var. Büyükanne ve büyükbabanız da sizinle yalnız zaman geçirmek istediklerini söylediler. Sizin için uygun mu?" diye sordu, hatırladığım kadarıyla bu gece bir şeyler yapmak üzerine konuşmamıştık hiç. Anne ve babasının çocuklar hakkında da konuştuğunu hatırlamıyordu.

family portrait' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin