Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
-
"Baba, bebekler nasıl oluyor?"
Jihoon'un ani sorusu Taehyung ile birbirimize bakmamızı sağlarken onlar ekrandaki yeni doğmuş bebek görüntüsünü izliyordu. "Bir çift bebek istediklerinde mektup yazıyorlar ve bir güvercinin bacağına bağlıyorlar. O güvercin de onu leylek anneye götürüyor. Leylek anne, o çift için bir çocuğu taşıyıcı leyleğe veriyor ve o leylek de çocuğu aileye getiriyor." dedim hızla, Taehyung bana dik dik bakmaya devam ederken Jihoon gözlerini kocaman açmış bana bakıyordu. "Yani biz babamın karnından çıkmadık mı?" diye sordu Jihan, harika, yeni nesil çocuklara leylek hikayesini bile yutturamıyorduk. Teknolojiden nefret ediyordum. "Hayır bebeğim." dedi Taehyung, küçük kızımızı kucağına alarak saçlarını okşamaya başladı.
Benim aksime Taehyung onlara güzel bir açıklama yapmak için hazırlanıyor gibi görünüyordu ve ben de oturmuş bekliyordum. Beş yaşlarındaki ikizlerimize bebeklerin sevişerek olduğunu nasıl anlatacağı benim de merak ettiğim bir konuydu. "Jungkook babanız sadece şaka yapıyor. İki insanın birbirini sevdikten sonra çocuk yapmak için karar vermeleri gerekiyor." dedi Taehyung, "O zaman mı getiriyor leylekler?" Jihoon'un sorusuna gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. "Bebeğim, leylekler yok." Taehyung isyan edercesine konuşurken gülmemi durdurmak çok zordu. "Bebekler nereden geliyor o zaman?" diye sordu Jihan, sevgili eşimin nasıl toparlayacağını bilemediğini görebiliyordum. "Bebekler insanların karnında büyürler ve sonra zamanı geldiğinde doğarlar." Taehyung'un gerildiğini görebiliyordum.
"Babalar da bebek doğurabilir mi?"
Durum içinden çıkamayacağımız bir noktaya doğru ilerliyordu, Taehyung ne kadar dirayetli bir adam olsa da gözlerinin dolduğunu görmeye katlanmak çok zordu benim için. Taşıyıcı anne olayını ilk konuşmaya başladığımız zamanlarda onun içinde çocuklarımızı vermeyeceğine dair oluşan korkuyu gidermek de bir o kadar zorlamıştı bizi. Gece o kadının çocukları alıp gittiği rüyalar görüp duruyordu. Ona bunun bir iş olduğunu, kadının sözleşmesi olduğunu dile getirerek sakinleştiriyordum ama onun korkusu, benim içinde de korku filizlerinin büyümesine sebep oluyordu. Çocukların bir gün bu soruyu soracaklarını elbette biliyordu. Çocuklar meraklıydı, her şeyi öğrenmek isterlerdi. "Bir gün o kadını bulmak isterlerse?" diye sormuştu bir gün Taehyung, geniş yatağımızda, daha iki aylık olan minik bebeklerimizi ortamıza almış yatıyorduk. "Bebeğim, onların ebeveynleri biziz. Anlayacaklar." demiş, Jihan'ın karnında olan elini dudaklarıma götürerek öpmüştüm.
Bu sorulara yeterince hazır olduğumuzu düşünmüştüm, birçok pedagog izlemiş ve kitaplar okumuştuk ama yine de konu çocuklarla konuşmak olduğunda ikimiz de çuvallamıştık. "Erkekler doğuramaz, bebeklerim ama iki erkek çocuk istediklerinde onlara yardımcı olan doktorlar vardır. Onlar için bunu biraz daha teknolojik aletlerle yaparlar. Siz de öyle oldunuz, sizi çok istedik ve doktorlar da bize yardım etti." dedim, durumu daha fazla nasıl toparlayabilirdim, bilmiyordum. "Bizi çok mu istediniz?" diye sordu Jihoon, onu onayladığımda gülümsedi. "Bence de çok istemişler, Taehyung babam doktora gitmeyi sevmez ama bizim için gitmiş." Jihan'ın söyledikleri gülmemize sebep olurken Taehyung ona kollarını sıkıca doladı, saçlarını öptü. Zorlu bir sınavı başarıyla atlatmıştık, en azından şimdilik.