Ağrıyan bedenimin taşındığını hissederken, kendimden bağımsız inlemeler çıkıyordu dudaklarımdan.
"Feray, küçüğüm geçecek, merak etme. Yanındayım ben" diyerek nazik nazik kulağıma dolan sesin kime ait olduğunu bilmesem de çok huzurlu hissetmeme neden oluyordu.
Hafif aralanan göz kapaklarımın ardında gördüğüm yeşil gözler içimi güvenle doldururken, hissettiğim buz gibi soğukla birlikte titreyerek kendimi daha fazla bastırdım kucağında olduğum yeşil gözlüye.
Arkadan gelen sesler, sıkı sıkı sarılmış olduğum beden ve hissettiğim buz gibi soğuk, hepsi bir aradayken gerçekliğimin yavaş yavaş bulanarak yok olduğunu fark ediyordum. Bedenim sanki benim bedenim değildi de ruhum süzülüyordu etrafta. O da sadece yorgundu, saatlerce, günlerce uyusa bile geçmeyecek bir yorgunluk, yılların biriktirdiği büyüdükçe büyüyen ama bir türlü bitmeyen bir yorgunluk.
Alnıma değen sıcak dudaklar bedenime değil de ruhuma dokunmuştu sanki, parmaklarımı oynatarak o yanıltıcı iki et parçasına ulaşmak istesem de parmaklarım beni reddetti. Nefes almak bile güç gelirken, çabalamayı bırakarak kendimi kucağında olduğum adamın güvenli kollarındaki huzura bıraktım.
Ve o an fark etmiştim ki ben doğduğumdan beri hiç bu kadar huzurlu hissetmemiştim.
~~~~~~~~~~~
Midemdeki bulantı ile gözlerimi aralayarak, kendimi sertçe yana attım ve boğazıma kadar gelmiş olan her şeyi çıkardım.
Sırtımı sıvazlayan el bana yardımcı olurken, artçı sarsıntılarla bir iki kere daha öğürmüş hemen ardından da nefes nefese yumuşacık yastığa kafamı koymuştum. Islak bezler ağzımın kenarlarında dolaştıktan sonra, dudaklarıma değen bardaktan zorlayarak bir kaç yudum içtim ve görmeyen gözlerimi kapattım.
Bilinçsizce elimi uzatıp yakalamak istediğim bir şey varmış gibi bir iki kere kapattığımda, hissettiğim sıcak el parmaklarımı yavaşça aralamış ve kendi kalın parmaklarına sarmıştı. Bu benim daha rahat hissetmemi sağlarken yan dönüp diğer elimi de güvenli parmaklara atarak kendime çekmiş ardından da yanağımı yaslayıp derin bir uykunun beni çepeçevre sarmasına izin vermiştim.
~~~~~~~~~~~~
Vücudumdaki sızlamalar ile uyanıp inleyerek gözlerimi araladım. Etrafımda sadece küçük beyaz ışık varken neden olduğunu bir türlü anlayamadığım titremeler bedenimi sarsmaya başlamıştı.
Beyaz ışık görmek istemediğimi fark ettiğimde, yine midem ağzıma geldi.
"Küçüğüm iyi misin?" Konuşanın kim olduğunu seçemesem de cevaplamaya çalıştım ama dudaklarım bu isteğimi reddetti.
Ağzımı açıyor, bir şey söylemek için ses çıkarmaya çalışıyordum ama hiçbir ses çıkmıyordu. Dudaklarımı birbirine bastırarak gözlerimi kapattım ve elimi tahminimce ışığa doğru yönelttim.
"Işığı mı kapatmamı istiyorsun?" Diyen sesi onaylamak adına, sese ait olduğunu düşünerek sıkı sıkı tuttuğum eli aşağı yukarı sallayarak onayladım.
"Işığı kapat!" Ses sert geldiğinde korkuyla geri çekilmeye çalıştım. Vücudumu alan titreme ışık kapanana kadar geçmezken, ek olarak bir de nefes alamamaya başlamıştım. Bir yudum nefesin vücuduma girmesi adına, elimi üzerimdeki tişörte atıp, yırtmak ister gibi çekiştirdim.
"Tamam, tamam sakin ol Feray. Ben yanındayım!" diyen ses yanıma gelmiş ve bedenimi bir bebekmişim gibi sarıp sarmalamıştı. Burnuma dolan tanıdık kokunun kime ait olduğunu hala anlayamazken, yavaş yavaş kendime geldiğimi hissederek, alamadığım nefesi büyük bir açlıkla içime çektim. Derin derin soluk alarak, elimi beni saran bedene atıp bırakmaması için sertçe tuttum ve kendimi daha fazla yapıştırdım güvenli kollara.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜMRÜT / GAY
Romanceİki erkeğin aşkını konu alır. *Kan, vahşet, cinsellik kısacası +18 her şeyi içerir. 02.07.2022