24

3.3K 173 45
                                    

"Evran, geçen baktığımız fotoğrafı gördün mü?" Diyerek odaya girdiğimde üzerini çıkarmaya çalışan adamı görmemle donakalmıştım.

Ona karşı hissettiğim duygusal çekimin yanısıra yavaş yavaş içine süzülen cinsel çekim de beni zorlamaya başlamıştı. Yutkunarak kendimi zapt edip hızla yanına geldim ve dikkatli bir biçimde üzerindekini çıkarmasına yardımcı oldum.

"Teşekkür ederim ve görmedim" dedikten sonra kafasını kaldırıp yemyeşil gözlerini gözlerime kenetlemişti. Bacaklarının arasında dururken bana bu şekilde bakması bir yutkunma seansı daha geçirmeme neden olduğunda kendime hakim olmak için yavaşça geriye gitmiştim ki belimden tutan el buna engel oldu.

"Nereye gidiyorsun?" Diyerek parlayan gözlerle yüzüme bakan adama daha da yakınlaşmamak için kafamı kaldırarak tavanı izlemeye başladım. "Bir yere gitmiyorum" dedikten sonra boynumda hissettiğim el nefesimi kesmişti.

Evran'ın uzun, kalın parmakları adem elmamda gezinirken, baş parmağı ise köprücük kemiğimde oyalanıyordu. Hissettiğim sıcak dokunuşlar midemdeki kelebeklerin oynaşmasını sağladığında dayanamayıp tekrar yutkundum. Bununla birlikte Evran parmağını daha da sert bir biçimde adem elmamama bastırmıştı.

"Gitme benden" dedikten sonra kullanabildiği tek elini yavaşça boynumdan göğsüme oradan da kasıklarıma doğru ilerletip bir müddet oyalandı. O sırada bense hala kafamı indirmeye korkuyordum.

Eli nazikçe kasıklarımdan kalçalarıma geldi ve fazla durmadan parmaklarını sürüyerek diz kapaklarımın iç tarafından çekip beni kucağına otutturdu. Korkuyla ellerimi havaya kaldırıp, yarasına degmemeye dikkat ederek kendimi düzeltmiş ve yeşil gözlerine bakmıştım.

Yeşil gözlerinde bana bakarken gördüğüm şefkatin yanında oynaşan heyecanlı parıltılar ne kadar arzu dolu olduğunu net bir şekilde belli ediyordu. Ben de onun gibi hissetsem de yaralı haliyle dokunamazdım.

"Feray, seni istiyorum" derken gözlerini hafif kısarak, baygın bakışlarını yüzümde ve açılmış göğsümde gezdirmişti. "Sandığından çok daha fazla hem de" diyerek sağlam eliyle boynumdan tutarak beni kendine çekti ve dudaklarıma kapandı.

Sertçe alt dudağımı yakaladığında, aynı sertlikle karşılık verip, üst dudağını emmeye başlamıştım. Elimi yarasına dikkat ederek omzuna atıp kendimi ona bastırarak, dudağını sertçe çektim. Bununla birlikte kulaklarıma dolan kalın inleme sesi kalbimin iki katı hızda atmasına neden olurken dudaklarımızı ayırıp boynunun sağ tarafına yöneldim.

Soluk teninin sıcaklığı dudaklarımı sardığında, daha fazlasını ister gibi bastırıp, dilimi devreye sokarak emmeye başladım. Evran'ın eli ensemdeki saçları tutarak yavaşça başımı kendine bastırdı ve daha sert emmeme neden oldu.

Dudaklarımı kaldırıp, bıraktığım şahesere bakarken gülümsememi durduramamıştım. Sevdiğim adama bıraktığım izler, içimdeki arzu kıvılcımlarını yakarken, dudaklarımı yalayıp yukarı çıkarak adem elmasına, hemen ardından bir adım daha ilerleyip, çenesine minik minik öpücükler bıraktım.

Durmam gerekiyordu, hastaydı, bana karşı hissettiklerinden emin değildim, durmalıydık ama kalbim bu düşüncelerden çok farklı şeyler söylüyordu; durma diyordu, bu fırsatı bir daha bulamayabilirsin, yap gitsin.

"Evran" Diye fısıltıyla inleyerek gözlerine baktım ve avcumla yavaşça göz kapaklarını kapatıp, morarmış göz altlarına birer öpücük bıraktım. Hiç durmadan yanaklarını da öpmüş ve elimi gözlerinden çekerek açmasını sağlamıştım.

"Durma" diyen kırmızı dudakları yiyip bitirmek istesem de kendimi tutup bir kere daha nazikçe öptüm ve geri çekilerek üzerinden kalktım. "Durmamız gerekiyor" dedikten sonra eğilip terliklerini ayağından çıkardım ve bacaklarından tutarak yatağa uzanmasını sağladım.

Gözlerinde gördüğüm hayal kırıklığı içimi kemirmesine rağmen onun zarar görme ihtimalini kenara atamazdım. Ağzını bir iki kere açıp bana cevap vermek istese de en sonunda sessiz kalmaya karar vermiş olacak ki kafasını yastığa koyup beni izlemeye devam etti.

"Özür dilerim" yanına oturup üzerini örttüm ve elimle alnına dökülmüş olan ince saç tutamlarını geriye doğru taradım. "Şu an olmaz, iyileşmedin daha" çocuk avutuyor gibi konuşsam da gerçekler buydu. "Sana daha fazla zarar gelmesini istemiyorum" derken elimi yanağına atmış ve sadece başparmağımı hareket ettirerek okşamaya başlamıştım.

Yeni çıkmaya başlamış olan sakalları minik minik parmaklarıma ve avuç içime batarken bunu sonsuza kadar hissetmek istediğimi tekrar tekrar fark ediyordum.

"Feray" diyerek sakin, huzurlu bir tonda bana seslendiğinde, nazikçe kafamı sallayıp, devam etmesini bekledim.

Ne söyleyeceğini bilmesem de onun için zor olduğunu hemen anlamıştım. Hiçbir zaman güçsüz durmayan adam gözlerini benden kaçırmış, dudaklarını yalayıp, adem elmasını sertçe aşağı yukarıya oynatarak yutkunmuştu. Kararsız kalmış tavırlarını göz temasımızla kesti ve kırmızı dolgun dudaklarını aralayarak duymak için can attığım o cümleyi söyledi.

"Feray ben seni seviyorum"

Duyduklarım karşısında şok olmuşcasına gözlerim aralanırken, kaşlarımı kaldırdım ve çıkmayan sesimle bir şeyler söylemeye çalıştım ama sesimi kesmişlerdi sanki. Duyduklarım rüya gibiydi. Ona karşı hissettiğim duyguları ilk anladığımdan beri her saniye bu cümleyi duymanın hayali kurmuş, mutlu bir biçimde kendimi kandırdığımı sanmıştım ama her şey gerçekti ve karşımdaki adam bunu doğruluyordu.

"S-s-sen n-ne?" Dediğimde güzel dudaklarını gererek gülümsedi ve elini yanağına atıp okşadı. Nazik hareketleri içimi titretirken, konuşmasına devam etti.

"Seni seviyorum, canımı hiçe sayacak kadar" dediğinde yutkunarak bunu somut bir şekilde gösteren yarasına bakıp gülümsemeye çalıştım ama dudaklarım bana ihanet etmiş ve aşağıya doğru sarkmıştı. Gözlerimden düşen yaşlar, Evran'ın parmaklarını sararken yavaşça yerinden doğrulup beni kollarının arasına aldı.

"Şşt ağlama güzelim" diyerek saçlarımı öpen adamla, söylediğinin aksine daha da fazla ağlarken yutkunarak konuşmaya çalıştım.

"R-rüya gibi" dedikten sonra hafifçe doğrulup zümrüt gözlerine baktım ve gülümsemeye çalışarak yakınlaştım.

Dudaklarına doğru üfleyerek öpüşmeden önce, aylardır içimde duran ama daha geçen fark ettiğim o cümleyi söyledim.

"Seni seviyorum"

"Seni seviyorum"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ZÜMRÜT / GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin