8 - My heart melts at your smile. ♥

10.1K 765 173
                                    

Ellie Goulding - Love Me Like You Do ♥


8


Bu...

Bu düşünce Chanyeol için bir ilkti. Evet, hoşlandığı insanlar olmuştu ama hiçbiriyle randevuya çıkma gibi bir düşüncesi olmamıştı. Daha doğrusu bu işlerin nasıl yürüdüğünü öğrenememişti. En yakın arkadaşı Jongin her zaman ona birilerini bulmaya çalışır fakat daha sonra hiçbir buluşmaya gelmeyen bir Chanyeol ile karşı karşıya kalırdı.

Yani bu zamana kadar doğru düzgün diyebileceği bir ilişkisi olmamıştı Chanyeol'un. Bilerek ya da bilmeyerek böyle olaylardan kaçmaya çalışmıştı ama günün birinde oyun olarak birisiyle evleneceği ve daha sonra evlendiği kişiden hoşlanmaya başlayacağı aklının ucundan bile geçmemişti. Son zamanlarda asla düşünmeyeceği şeyleri yaşamakla meşguldü ama bunlardan dolayı üzgün değildi.

Gülümseyerek karşısında ona bakan küçük bedene doğru başını salladı Chanyeol. Bu gülümsemenin onun için birçok anlamı vardı. Diğeri kalkıp odaya doğru yürümeye başlayınca üzerinden battaniyeyi attı ve onu takip etmeye başladı.

"Chanyeol. Burada kalmayacaksın değil mi?"

Büyük yatağın üzerinde otururken diğerinin kendisine seslenmesiyle gerçek hayata döndü Chanyeol. Elinde tuttuğu kot pantolon ve t-shirtle ona bakıyordu.

"Nasıl yani?"

"Hani diyorum, üstümü değiştirmem gerek, anlarsın ya?"

"Anladım, değiştir benim için sorun değil."

"Ya! Benim için sorun ama. Çık dışarı."

Küçük olanın yanakları kızarırken kahkaha atarak elini kaldırıp parmağındaki altın yüzüğü gösterdi Chanyeol. Bu diğerinin yanaklarının daha da kızarmasına sebep olmuştu çoktan.

"Biz evliyiz unuttun mu Baek?"

Ve bunun sonucu kapının önüne koyulan bir Chanyeol olmuştu.


...


Baekhyun ilk hazırlanan olduğu için, diğerini bekleme işi ona düşmüştü. Koltukta oturmuş televizyon izleyip bir yandan da yatak odasının kapısını kontrol ediyordu. Yaklaşık yirmi dakika önce giyinmek için içeri giren ve hala dışarı çıkamayan Chanyeol için endişelenmeye başlamıştı. Kumandayı alıp televizyonu kapattı ve yatak odasının kapısına doğru yürümeye başladı. İçeriden dolap kapaklarının sesine benzeyen sesler geliyordu ama içeri girip girmeme konusunda kararsızdı. Ama en azından konuşabilirdi.

"Chanyeol, iyi misin?"

"E-evet Baek, iyiyim."

"Hala giyinmedin mi?"

"Birazdan çıkarım Baek, sen eğlenmene bak."

Evet, bu kısa konuşma ikisi için de yeterliydi. Derin bir nefes vererek onayladıktan sonra mutfağa geçip kendisine meyve suyu doldurdu. Saçlarını her zamanki gibi karışık yapmayıp havaya kaldırdığı için pişmandı. Gözlerinin önünü kapatsa da dağınık durması daha çok hoşuna gidiyordu.

Abartılacak bir şeyler giymemişti. Her zamankinden bir kot ve t-shirt geçirmişti üstüne, ama özenmesi gerektiğini düşünmeden edemiyordu. Ama diğeri onu bu kıyafetler içinde tanımıştı, yani bu yüzden bir sorun gözetmiyordu.

"Baek, hadi çıkalım."

Masayı tezgâhın üzerine bıraktıktan sonra arkasını dönüp mutfaktan dışarı yürüdü Baekhyun. Salona geçip diğer uzun bedeni gördüğünde ağzında kalan son yudumu nasıl midesine gönderebildiğine şaşırmıştı. Bu... Bu ona fazlasıyla sıcak hissettirmişti. Diğeri siyah dar pantolonu ve siyah dar gömleğiyle karşısında dururken adım atması zordu. Başını eğip önündeki görüntünün aklında çağrıştırdıklarından uzaklaşmak istedi. Ancak öyle güne odaklanabilirdi.

COINCIDENTAL MARRIAGEWhere stories live. Discover now