Yüzümde hissettiğim ellerle gözlerimi açtım.Poyraz gülerek bana bakıyordu.
"Günaydın!" Dedim esneyerek.Yatakta doğrulduğumda, Poyraz gülmeye başladı."Neye gülüyorsun?" Dediğimde, dudağıma öpücük kondurarak ayaklandı."Saçına bakarsan anlarsın..""Ne olmuş saçıma!" Diyerek ayaklandığımda, az kalsın yere yapışıyordum.Boy aynasının karşısına dikildiğimde, kendimden korktum.Saçlarım kabarmış ve bir-birine karışmıştı.Dün yaptığım hafif makyaj bile akmıştı.Alayla Poyraz'a döndüğümde, o benim aksime hayranlıkla bakıyordu bana.
"Uyurken korkmadın dimi benden?" Gülümsedi."Büyük mücadele verdim, ama hayır." Yastığı ona fırlatırken, kafasını eğerek ıskalamıştı."Ben duşa giriyorum."
"Beraber mi?" Dediğinde, yüzünde yine o gülümsemesi vardı.
"Sapıklığını öldür artık!" Diye söylenerek, banyoya girdim.♡
Banyodan çıktıktan sonra üzerimi değiştirdim.Odadan çıkarken, Poyraz'ın telefonuyla bir şeyler yaptığını farkettim.Beni görünce kaşlarını çattı.
"Saçlarını neden kurutmadın?" Omuz silktim."Kururlar işte." Telefonunu yatağa bıraktı ve yanıma geldi.Kolumdan tuttuğu gibi beni banyoya götürdü.Beni kucağına alarak lavaboya oturttu.Yutkundum.Eli sol taraftaki çekmeceye gitti ve orada bir şeyler aradı.Saç kurutma makinesini çıkarttı.
"Çok kötüsün."
"Sen ne zannettin Eylül hanım?" Dediğinde, yüzümü ona biraz yaklaştırarak."Saçımı kurutacağını." Dedim.
"Fenasın sen." Dedi aynı şekilde.
"Senin kadar değil." Yüzünü yaklaştırıp dudağımın kenarına öpücük kondurdu.Saç kurutma makinesini çalıştırdığında önce yüzüme tuttu."Düzgün yap be!" Diye çemkirdiğimde, kendi yüzüne tuttum.Sadece gülmekle yetinmişti.
Saçlarımı özenle kuruladığında, ben sadece onu izliyordum."Bundan sonra saçlarımı sadece sen kurula.." saç kurutma makinesini kapatarak, dolaba koydu.
"Sen istersen neden olmasın." Beni kucağına alıp, yere bıraktı."Hadi kahvaltıya inelim de, abin doğurmasın!"♡
Geçirdiğimiz üç günün ardından, kendi evimize dönüyorduk.Tatil iyi hoşta, ev gibisi yokya.
Gözlerim yorgunlukla kapanırken, kendimle uyumamak için mücadele gösteriyordum.Bu halimi gören Poyraz gülerek koluma dokundu."Biraz uyu istersen sevgili."
"Boroz oyo ostorson sovgolo!" Diye taklit eden abim'e, taksici abinin bakışlarını atıyordum.İdil koluna vurunca söylenerek önüne döndü.Poyraz kolumdan tutarak, beni kucağına yatırmıştı.Kafamı bacaklarına koyduğumda gözlerimi de kapatmıştım.Elleriyle saçlarımı okşayınca, uykuya dalmamak mümkün değildi.
Susmak bilmeyen korna sesleriyle gözlerimi geri açtım.Kolumu okşadı.Kulaklığın bir tekini benim kulağıma taktığında, diğeri kendisindeydi.Bana doğru hafif eğildiğinde."Uyu güzelim..Varınca seni uyandıracağım." Demişti.Kafamı salladım.
Kulağımda Sufjan Stevens-Fourth of july şarkısı çalıyordu.Ve bu beni iyice uykunun kollarına atıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bilinmeyen Numara|Texting
Roman pour AdolescentsBilinmeyen numara:Merhaba, nasılsın? Eylül:Pardon, tanışıyor muyuz? Bilinmeyen numara:Evet, eskiden bana abi derdin. Bilinmeyen numara:Sahi neden abi diyordun? Eylül:Ne diyorsun kardeşim? Bilinmeyen numara:Abi deme lazım olur diyorum :) *Bu kişiye...