35 bölüm

441 40 20
                                    


Kapıda durmuş ayaklarımı yere vurarak, Poyraz'ın ve pek sevgili arkadaşı Ali'nin evden çıkmasını bekliyordum.Ama gel gör ki ne Poyraz, ne de Ali yarım saattir evden çıkmak bilmiyordu.

"Poyraz! Hadi ama!" Dedim içeriye bağırarak.Ali elinde kıyafetleriyle yanıma geldiğinde."Hazırlanıyoruz işte patlama!" Diye bağırmıştı.
"Sen hala hazır değil misin ya! Seni mi bekleyeceğiz şimdi." Dediğimde, kaşlarını çattı.

Poyraz en sonunda yanımıza geldiğinde, gözleri benden Ali'ye kaydı.
"Lan daha hazır değil misin sen?" Dediğinde, Ali sesli bir şekilde oflamıştı.
"Siz inin aşağıya..Benim arabama!" Dedi bana dönerek.Gözlerimi devirdim."Bende beş dakikaya iniyorum." Diyerek koşar adım yanımızdan gitmişti.

Bakışlarımı Poyraz'a çevirdiğimde göz-göze geldik.Onu baştan aşağıya süzdüm.Siyah pantalonunun üzerine, kahve tonlarında bir tişört giymişti.Ve çok yakışıklı görünüyordu.Yani herzamanki gibi.

"Neden öyle bakıyorsun?" Dediğinde, aramızdaki bir kaç mesafeyi kapatarak ellerimi boynuna doladım.O da ellerini belime kenetledi."Nasıl bakıyorum?" Diye mırıldandım.
"Tacizci çoşkun gibi!" Dediğinde, küçük bir kahkaha attım.Ve içeriden Ali'nin sesi duyuldu."Fingirdemeyi bırakında, defolun gidin aşağıya.Asansör de halledin bie zahmet işinizi!" Dediğinde omuz silktim.

"Bakıyorum çünkü, çok yakışıklı olmuşsunuz Poyraz bey.Yanınızda pek bi sönük kaldım.."
"Siz her halinizle parlıyorsunuz Eylül hanım.Sadece size ayak uydurmaya çalıştım.." gülümseyerek yanağından öptüğümde, geri çekilerek kapıyı açtım.

Poyraz spor ayakkabılarını ayağına geçirdikten sonra, evden çıkmıştık.
"Günaydın." Diyen orta yaşlardaki kadını gördüğümde gülümsedim."Günaydın.." diye mırıldandı Poyraz arkamdan.Apartman sakinlerinden birisydi sanırsam.

Kadın kucağındaki küçük çocukla merdivenlere ilerledi ve gözden kayboldu.
"Merdivenlerle mi insek?" Diye sordu Poyraz, ben düğmeye basarken.Geriye dönüp, ona baktım."Neden ki?"
"Bilmem.Öylesine söyledim.." asansörün kapısı açıldığında beraber içeriye girmiştik.

Birinci kata bastığımda, kapılar kapanmıştı.Derin nefes alarak geriye yaslandım.

Bir kaç dakikanın ardından asansör sallanarak durmuş ve ışıklar bir an gitmişti.İçerisi zifiri karanlık olmuştu.Kaşlarım çatıldığında, içimi büyük bir korku kaplamıştı.Yanımda duran Poyraz'ın kolunu sıktım.

Elini cebine attığında, aradığını bulamayarak bir küfür savurmuştu."Allah kahretsin! Telefonum." Korkuyla elimi cebime attım.Derin bir nefes alarak telefonumu çıkardım ve ona uzattım.Bunu kendimde yapabilirdim, ama o an kendimde bunu yapacak cesareti bulamamıştım.Beynim durmuş ve nefes almakta zorlanıyordum.

Poyraz flaşı açarak etrafı biraz da olsa aydınlatmıştı.Yüzünü şimdi daha iyi görebiliyordum.Elini yanağıma koyduğunda, derin nefesler alıp veriyordum.

"Sakin ol Eylül..Sadece asansörde kaldık." Dediğinde, ben iyice paniklemeye başlamıştım."A-asansörde mi kaldık?!" Dedim ona bakarak.
"Sakin ol, ben buradayım.Yanındayım.." dedi.Sanki nefes alamıyordum.Küçük asansör üzerime üzerime geliyordu.Ve mükemmel bir haber vereyim, benim klastrofobim vardı! Kapalı alanlarda duramıyordum.

Yere doğru çöküp oturdum ve derin nefes almaya başladım.O da önümde diz çöktü."İyi misin sen?" Kafamı iki yana salladım.
"Nefes..Nefes alamıyorum." Dediğimde, üzerimdeki tişörtü çekiştiyordum.Sanki beni boğar gibiydi.

"Eylül sakin ol.Şimdi gelip çıkarıcaklar bizi.Derin nefes al." Dediğinde iki elimde boğazımdaydı.Ben derin nefes almaya çalışırken, Poyraz bir şeyler anlatıyordu.
"Eylül..Neyin var?"
"Ben..Ben kapalı alanlarda duramıyorum." Diyebildim zorlukla.Bir küfür daha savurmuştu.

Göz hizam bulanıklaşmaya başladığında, kendimi tutamadım ve gözlerimi kapattım.En son duyduğum şey Poyraz'ın bana seslenmesi ve yüzümde dolaşan elleri olmuştu.

Poyraz'ın anlatımıyla

"Ben..Ben kapalı alanlarda duramıyorum." Demişti ve yavaş yavaş gözleri kapanmıştı.

Sağa doğru kayan vücudunu tutarak kucağıma yatırdım."Eylül..Eylül kendine gel! Allah kahretsin." Dediğimde, elimi nabzına götürdüm.Ölmemişti! Yani nabzı atıyordu.Sadece bayılmıştı.Heralde ölmezdi, gerçi ben ne yaptığımı biliyormuydum ki!
"Eylül..Lütfen uyan.Seni böyle görmeye dayanamıyorum." Diyerek alnımı alnına yasladım.

Işıklar bir anda geldiğinde, şimdi kucağımda olan Eylül'ü daha net görüyordum.Yanakları hala ıslaktı.

Bir kaç tıkırtı sesinden sonra kapı açılmıştı.Eylül'ü dikkatle tutarak doğrulduğumda, bize panikle bakan Ali'ye ve kapıyı açan güvenlik görevlisine baktım.
"Ona ne oldu?" Dediğinde Ali, kucağımda Eylül'le dışarı çıktım.Şimdi derin nefes almaya başlamıştım.

"Hastaneye mi gitseydik ya." Dediğimde eve doğru ilerliyordum.Ali de peşimden geliyordu.
"Saçmalama!" Dediğinde, çoktan eve varmıştık.

Gözlerimi açtığımda, etraf karanlıktı.Yoksa hala asansörde miydik? Yoksa ben ölmüş müydüm?
"Öldüm mü ya ben..Acaba cehennemde miyim, cennette mi.." diye mırıldandığım sırada, bir kıkırtı sesi duymuştum.

"Uyandın demek." Dediğinde, gözümdeki şeyi çekmişti.Etrafı şimdi daha iyi görüyordum."Aa görüyorum!" Dediğimde, doğrularak yatak başlığına yaslanmıştım.

Elindeki uyku bandını havaya kaldırdığında, kaşlarımı çattım."Ali'nin işleri!" Kafamı salladım.
"Ne oldu bana?" Dediğimde, oturduğu yerden kalkarak yanıma geldi ve oturdu.

"Bayılmışsın."
"Asansörde uzun bir süre mi kaldık?" Diye sorduğumda, kafasını iki yana salladı."Sen bayıldıktan bir kaç dakika sonra ışıklar yandı.."
"Elektrikler mi gitmişti?" Kafasını salladı."Demek bu yüzden durdu asansör.." dedim kendi-kendime mırıldanarak.

"Sen iyi misin peki? Durgun gözüküyorsun." Bakışlarını bana çevirdi.
"Basit bir bayılma olabilirdi ama çok korktum Eylül.Seni hiç öyle görmemiştim.."
"Nasıl?"
"Sessiz." Diye mırıldanmıştı.Bunu söylerken kendi sesi de sessiz çıkmıştı.

Elimi kaldırıp yanağına koydum.Avuç içimi öptü.
"İyiyim şimdi.Hadi asma suratını." Diyerek gülümsediğimde, dudağının kenarı kıvrıldı."Hep iyi ol."

Bana doğru yaklaştı ve beni kendine çekerek sarıldı."Bir daha sakın bayılma." Dediğinde güldüm.
"Tamam bayılmam."

Final yaklaşıyor, ay yine duygulandım ya!

Bilinmeyen Numara|TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin