kur yapmak

2.3K 299 106
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gerçekten içerideydim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gerçekten içerideydim.

Bütün bu şatafat, gösteriş, lüks ve koskoca açık büfe insanın tüm ilgisini çalacak kadar vardı. Hatta bazıları ne için geldiğimizi unutmuş gibiydi. Sadece bulundukları anın tadını çıkarıyorlardı. Yapılması en mantıklı şey buydu. Sonuçta bir çoğunun hiçbir şansı yoktu bu gerçekten belliydi ve bir daha ne zaman bir saraya girebilirler tanrı bilirdi.

Bende bunu yapmalıydım.

Tek başıma da olsa eğlenmeli ve bu büyük partinin tadını çıkarmalıydım. Az önce bahsettiğim kişilerin bile bir şansı vardı aslında, benim dışımda.

Derin bir nefes aldım. Buradaki onlarca insana rağmen hâlâ genişçe boş alanı olan salona baktım. Ne olursa olsun daralmamak şaşırtıcıydı.

"Sevgili misafirlerimiz. Balomuza geldiğiniz için sizlere müteşekkiriz."

Görevlinin sesiyle herkes ortalara yönelmeye başladı, ben ise fazla dikkat çekmemek adına arkalarda duruyordum.

"Bu güzel baloda tüm hanımların birer fırsatı var, hayatlarını kökten değiştirecek bir fırsat!"

Kızlardan çıkan hevesli nidalara karşı burukça gülümsedim. Bu geceden sonra bu kızlardan biri müstakbel prensesimiz olacaktı.

Kısa bir konuşmadan sonra onun zaten ezberlerde olan adı duyuruldu ve işte oradaydı.

Bütün ihtişamı ve göz alıcılığıyla dikiliyor. Bize nasıl zararlar verdiğini bilmeden gülümsüyor, bizleri selamlıyordu.

"Merhabalar güzel hanımlar. Geldiğiniz için hepinize teşekkür ediyorum. Beni çok mutlu ettiniz ve biraz da utandırdınız." kafasını eğerek güldüğünde istemsizce bizde onunla gülmüştük. Nasıl mükemmel olduğuyla ilgili fısıldaşmalar asla durmuyordu.

"Pekala. Sadece güzel ve eğlenceli bir balo geçirelim istiyorum. Herbirinize teker teker hoşgeldiniz demeye çalışacağım, eğer yapamazsam beni mazur görün lütfen. Sizin kadar bende heyecanlıyım."

Herkesle göz göze gelmeye çalıştığı çok kısa bir anda gözlerimiz birbirine çarptı ve ben nefes alamadığımı hissettim.

🫅🏼

Son derece sıkılmıştım.

Açık büfeden yiyebildiğim kadar yemiş, bazı şarkılarda uyum sağlamak adına dans etmiş ama genelde sadece dikilerek onu izlemiştim.

Ve bir süre sonra sıkılmaya başlamıştım. Çünkü aynen Jeongin'in dediği gibi onun başkalarına yanaşıp durmasını izlemek sinirlerimi bozmuştu.

Kenarda köşede kimsenin görmediği bir kuytu bulmuş ve oraya oturmuştum ama artık kalçam uyuşmaya başlamıştı. Çöktüğüm yerden yavaşça kalktım. Ayağa kalktığımda istemsizce vücudumu esnettiğimde normalde de esnemek istemiş, esnerken de içeriye doğru adımlamıştım.

Tabii gözlerim kapalı olduğundan duvara tosladığımda bunu beklemediğimden yere düşmüş ve acıya burnumu tutmuştum.

"Ah! Burnum! Lanet olsun çok acıdı, umarım kanamıyordu-ah!"

"Siz iyi misiniz?"

Benimkine oranla daha yumuşak olan erkek sesini duyduğumda bakmadan bile kim olduğunu anlamamla gözlerim büyüdü.

Gerçekten, hasiktir!

Aceleyle yerden kalktığımda unuttuğumu hatırlayarak eğildim.

"Sizi yerde görünce yanınıza gelmek istedim. Umarım rahatsız olmadınız."

Hepimiz senin için buradayız aptal, demek istedim.

Tabii bunun yerine kafamı onlarca kez sallamakla yetindim.

"Sanırım bu hayır demekti. Kusura bakmayın size hoşgeldiniz diyemedim. Sıkılmış olmalısınız."

Tekrar kafamı salladım.

"Neden konuşmuyorsunuz acaba? Sanıyorum güzelliğiniz kadar narin sesinizi duymak isterim."

Tabii, aynen ondan.

Bana güzel dediğine mi sevinsem, konuşmamı istediği için mi gerilsem karar veremeden öylece suratına baktım.

Hadi ama kim olsa suratına bakakalırdı.

Onunda gözleri bir süre üzerimde gezindiğinde kendimi gerçekten güzel hissetmiştim.

Sonunda yaptığımın kabalık olduğunu hatırlayarak ellerimi kaldırdım.

"Kusura bakmayın prensim. Yerde otururken sizinle karşılaşmak pek aklımda yoktu."

Bir süre daha bana bakmayı sürdürdüğünde anlamadığını düşünerek ellerimi önümde birleştirdim ve hafifçe gülümseyerek iki yana sallandım.

"Sorun yok. Keşke daha erken gelseydim de sizi düşmeden yakalayabilseydim."

Gözlerim genişçe açıldı. İşaret dilini biliyor ve resmen bana kur yapıyordu.

PRENS BANA KUR YAPIYOR.

aware | hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin