Zindana inerken babamın söyledikleri vardı aklımda. Bunu beni kızdıracak yoldan yapmış olsa da dediklerinde haklıydı. Fazla iyiydim ona karşı, birinin beni uyarması bu anlamda iyi olmuştu.
Üzülüyordum.
Üzülmediğimi söylemek kendimi kandırmak dışında bir şeye yaramazdı. Sonuçta bir prens olarak çok fazla hanımefendi ile konuşma şansım olmuştu. Saraydaki kızlar, başka ülkelerde tanıştığım kadınlar ve hatta prensesler dahil olmak üzere onlardan hoşlanmayı bırak beni bir fiske olsun etkilememişlerdi.
Fairy, onlardan farklıydı. Güzel gözleri, uzun sarı saçları ve tanrının öpücüklerini kondurduğu güzel yüzünün yanı sıra; her daim üstüne yapışmış naifliği, kibarlığı ve güzel aurasıyla onu gördüğüm ilk an da aklımı başımdan almayı başarmıştı.
İçimde ona karşı duyduğum gereksiz bir güven ve yersiz bir samimiyet vardı. Onun hakkında bildiklerim beni ondan uzaklaştırmaktansa daha da merak salmamı sağlamıştı.
"Prensim."
Önümde saygıyla eğilen gardiyana başımla selam verip içeri girdiğimde beni gördüğü gibi söylenmeye başlayan tutsakların sesleri gözlerimi devirmemi sağladı. Asla bitmiyordu bunların lafları.
Derin bir nefesle koridorun en sonuna yürümeye devam ettim. Sağ elimi kaldırıp arkamdaki adama parmağımla işaret verdiğimde, bir adım önüme gelip büyük demir kapıyı açtı. İçeriye adımladığımda onu her zamanki yerinde gördüm. Duvara yaslanarak yere çökmüştü. Bakışları karşıda ve boştu. Karşısına geldiğimde ayağa kalktı, dizlerini kırıp beni selamladığında ise bende kafamla selam verdim.
Onu gördüğümden beri ilk kez karşımda bu kadar kesin durarak bana baktı. Gözleri gözlerime kilitlendiğinde kızarmış olduğunu görmemle yutkundum. Bu görüntüyü sevmemiştim.
"Sanırım ne için geldiğini biliyorum."
Bu kaşlarımı çatmama sebep olurken tek gözümü kırparak kafamı salladım, bu devam etmesini sağladı.
"Harem teklifini reddettim. Sizinle konuşmayı da reddediyorum. Yani, sonumun ne olduğunu kabullendim prensim."
Onu başımla onaylarken hızlıca düşündüm. Buraya gelme amacım bu değildi aslında, biraz vakit geçirecek ve artık bize bir şeyler vermesi gerektiğini söylemeyi planlıyordum.
Ama bu dediği aklıma işe yarayabilecek bir fikir getirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
aware | hyunlix
FanfictionHoşlandığım prensin balosuna kadın kılığında girmek yapabileceğim en delice şeydi. 080922 -minific -soft? Aware; Japonca'da kısa ve geçici ancak olağanüstü güzellikte bir an anlamına gelir. Hyunlix fanart cr Twitter - alexstayart