Haiii, ben geldiiiim. Aiiiy ilk kez arayı açmadan yb getirdim. Aklımdaki yazmak istediğim sahneleri bir an önce kaleme dökmek için sabırsızım ondan böyle oldu yav. Size böyle tek solukta okuyacağınız bir bölüm getirdim ehehhe <3
Yazım yanlışlarım varsa affoluna, keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx
**
O adamla göz göze geldiğim anda kalbimde hissettiğim o ağrı... Siktir.
Beynimde şimşekler çakarken gözlerim faltaşı gibi açıldı. "O adam... Yoksa... Yoksa o adam benim babam mıydı Taehyung?!"
Sesim kulaklarımda yankılandığında görüş alanımdan kayboldu. "Lanet olsun!" diye bağırarak saçlarımı çekiştirdim.
O sırada Chanyeol'un sesi kulaklarımı doldurdu. "Jungkook, iyi misin?"
Zamanı normale çevirmişti, Chanyeol kendine gelmişti. Hıçkırarak ağlarken duvarın dibine çöküp dizlerimi karnıma doğru çektim.
O kişi babamsa... Ben neydim? Ben normal bir insan değil miydim? Ayrıca karımı kaybettim ve oğlumu da kaybedemem buna izin veremem demişti. Yıllardır ona dair tek bir iz bile bulamadığımız, hiç bir not dahi bırakmadan kayıplara karışan annem aslında öldürülmüş müydü?!
Bana saldıran, ruhumu isteyen o iblis annemi ele mi geçirmişti? Ya da onlar tarafından öldürülmüştü... Tanrım! Çıldırmak üzereydim.
"Bana cevap vermen gerekiyor, yalvarırım..." dedim başımı duvara gürültüyle arka arkaya çarparak.
Chanyeol yanıma diz çökmüş ve dizlerime yasladığım titreyen ellerimi kavramıştı.
"Jungkook ne cevabı? Benimle mi konuşuyorsun? Ne oluyor?"
"Geri dönmek ve bana cevap vermek zorundasın." dedim hıçkırıklarımın arasından. Ardından Chanyeol'u kendime doğru çekerek dudaklarımızı birleştirdim.
Ağlaya ağlaya onu öperken kilitlenip kaldığı için bana karşılık dahi vermedi. "Öp beni." diye fısıldadım. Taehyung'u geri getirmek zorundaydım.
"Jungkook, sen ama istemediğini söylemi-"
"Öp beni lütfen..." diye zayıfça mırıldandığımda karışlık ayrılan dudaklarımızı bu kez birleştiren kendisi oldu. Tereddüt etmeye son verip alt dudağımı ağzının içine çektiğinde sıfır duyguyla öpücüğüne karşılık verdim.
Onu kullandığımın farkındaydım, ama lanet olsun ki bu cevapsız sorularıma yanıt bulmaya ihtiyacım vardı. Bana her şeyi anlatması gerekti!
Chanyeol yere oturarak beni kendi kucağına çekti. Dudaklarımı daha hararetli öperken, kolyenin tenimi yakmaya başlayan o baskısını iliklerime dek hissettim.
Tam o sırada, ensemde bir el hissetmemle Chanyeol'un kucağından kaldırılmam bir oldu.
Ayak tabanlarım zeminde sürüklenerek karşı duvara sırtım sertçe çarpıldığında, iç organlarım ağzımdan çıkacakmış gibi sarsıldım. Acıyla inledim.
Başımı kaldırıp baktığımda, Taehyung lazer gibi parlayan alev gözleriyle, ölümcül bir tehlike arz edecek şekilde tüm heybetiyle karşımda dikiliyordu.
Geri dönmesini sağlamıştım, ama inanılmaz öfkeli görünüyordu. Gözleri beni yok etmek, yakıp kül etmek ister gibi korkunç şekilde bakıyordu.
Aramızdaki mesafeye rağmen sadece gözlerindeki bakışla ayak tabanlarımın zeminden ayrılmasını sağladığında çığlık attım. Arkamdaki duvara sürtünerek ona üstten bakacak kadar metrelerce sürüklendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LORD OF DARKNESS • TAEKOOK ✓
FanfictionGece hiç bu kadar karanlık olmamıştı. Tehlikenin görünmez kolları dört bir yandan Jungkook'un üzerine hücum ettiği zaman, çaresizliği dibine kadar yaşamak zorunda kalacaktı. ❝Ve gün gelecek gecenin karanlığı yeryüzüne çöktüğünde yardım eli uzatacak...