Haiiii, Şevval'in renkli dünyasına hoş geldiniz. Buraya kurguya başladığınız tarihi alabilirim, ehehe Xx
Bu kurguda rahatsız eden bazı sahneler vardır, aşırı kana gelemeyen hassas biriyseniz fice başlamadan çıkabilirsiniz. Ficte yaşanan olaylar siz okudukça açığa çıkacağı için ön yargınızı kenara bırakarak okumanızı rica ediyorum. Umarım giriş bölümü seversiniz, keyifli okumalar lokumlarım! <33
--
Bam, çimlerin üzerine yığılıp sırtı kaşınıyormuş gibi kendini toprağa sürükleyerek yuvarlanırken kömür karası gözleri parlayarak adeta karanlığa meydan okuyordu.
"Yoruldun mu şımarık?" diye sordum gecenin sessizliğine uyum içerisinde. Dilini dışarıya çıkartıp yalanırken, sırtının üzerinden doğruldu ve saniyeler içerisinde yanıma gelip bacaklarıma dolandı. "Şunu yapma Bam! Sürekli bunu yaparak beni düşürü-" Cümlemin devamı büyük bir iniltiyle sonlandı. Kelimelerimi tamamlayamadan kendimi yere kapaklanmış bir halde bulmuştum. Ah çok güzel!
Ellerimi düştüğüm kaldırım taşına yaslarken çenemi son saniye zemine çarpmaktan kıl payı kurtulduğum için şükrettim. Ah yaramaz Bam! Başımı kaldırarak gözlerimi kısıp ona kötü kötü baktım.
"Uslu bir oğlan olmayı ne zaman öğreneceksin ki? Seni şapşirik. Sürekli beni düşürmekten bıkmadın değil mi?" Ben homurdanırken veterinerde daha yeni tıraş ettirdiğim halde, sanki tüyleri hâlâ uzunmuş gibi silkelendi ve üstüme çullanıp daha yerden kalkma fırsatı yakalayamadan yüzümü yalamaya başladı.
Sırtına pat pat vurarak sahte kızgınlığımı sürdürmeye devam ettim.
"Yaramaz seni hıııhhh sana. Düşürdün beni bak uf oldu bacaklarım, ne yaptın sen?" Kulaklarını indirip kuyruğunu sallarken neredeyse ciyaklarcasına hırıltılar çıkartıp etrafımda delicesine döndü. Beni düşürdüğü için üzülmüştü ve kendince özür diliyordu. Ah kahrolasıca öyle tatlı ki, kızamıyorum bile!
Oflayıp etrafımda delicesine zıplayarak dönen enerji dolu olan köpeğimin uzun suratını kavrayıp mıncırdım. Eğilip başını öptüm ve o da yanağımı yalayarak bana karşılık verdi.
"Tamam sulanma yeter bu kadar sırnaşma faslı, kabahatlisiniz Bam efendi. Hadi doğruca eve." dediğimde gözlerini üzerime dikerek patileri üstünde zıpladı.
"Sıçtın umarım? Sıçmadıysan sıç bak ona göre, eve gidiyoruz Bam. Çok ciddiyim, eve gidince halıya yine pislersen sana ödül mamandan vermem." diye hoşnutsuz bir şekilde homurdandım.
Ardından ayağa kalkmak için yumruk yaptığım ellerimi kaldırım taşına yaslayıp yerden destek aldım. Bam, benim etrafımda çember çizerek kaldırım taşından çimlerin olduğu bölüme koşturup geri döndü.
Eğilip Bam'ın düşmemle birlikte elimden kayan tasmasını yerden alacağım sırada koşturarak kaçmaya başladığında ayağımı hızla yere vurdum. Ellerimin arasından yakalayamadan kaçıp giden tasmasına hüsranla bakakaldım.
"Bam! Gel burayaaaa!" diye bağırdığımda zıplaya zıplaya koşturarak arkasına baksa bile benden uzaklaşmaya devam etti.
"Hey nereye?! Beni beklemek yok mu?!" Arkasından seslenip peşinden koşturmaya başladığım anda durdu ve sevindiğini bildiren şekilde aramıza açtığı mesafeyi saniyeler içerisinde kapatıp yanıma geri döndü. Dili bir karış dışarı çıkmıştı.
"Yoruldun oğlum. Koşuşturma bu kadar, zaten sendeki bu enerji hiç bir köpekte yok." Başını dikip kömür gözlerini gözlerime sabitledi.
"Bakma öyle fındık surat." Dışarı sarkıttığı dilini içeri sokmadan önce yalandı ve yere oturdu. O kadar yorulmuştu ki, geri dışarıya çıkarttığı dilinin arasından salyaları akıyordu. Ah koşturup koşturup sonra yorulduğu için yere oturuyordu. Tanrı aşkına tüm bu numaralar eve girmemek için yapılıyordu. Beyefendi dışarıda gezmelere doyamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LORD OF DARKNESS • TAEKOOK ✓
FanfictionGece hiç bu kadar karanlık olmamıştı. Tehlikenin görünmez kolları dört bir yandan Jungkook'un üzerine hücum ettiği zaman, çaresizliği dibine kadar yaşamak zorunda kalacaktı. ❝Ve gün gelecek gecenin karanlığı yeryüzüne çöktüğünde yardım eli uzatacak...