𝟔

2.7K 120 25
                                    

Ogeday

Açık artırma oyunundan döndüğümüzde hava kararmış, birkaç kişi uyumak için barakaya gitmişti.

Kalanlarla ateş başında oturmuş genel bir değerlendirme yapıyorduk.

"Ah be aç kaldık alacaktık bu oyunu." Dedi Berna.

"Karşı takım da ne gaddar çıktı ya, bırakın da biz de bir şeyler alalım be vicdansızlar. Silip süpürdüler her şeyi." Yasin'in karşı takıma çemkirmesi üzerine Berna kıkırdamaya başladı.

"İstisnalar hariç Yasinciğim. Ee Nisa Bölükbaşı effect mi diyoruz o zaman?"

Dönüp dolaşıp konunun Nisa'ya gelmesi inanılmaz sinirimi bozmuştu.

Gözlerim onu aradı, etrafıma bakındım. Cemal Can'ın dizlerine başını koymuş, söylenenlere gözlerini devirip ofluyordu.

Oyun sonundan beri kıza o sümsük herif üzerinden yapmadıkları ima kalmamıştı ve bu durum adını koyamasam da çok değişik hissettiriyordu.

Nisa inanılmazdı, olaylara bakış açısı inanılmazdı, yapabilecekleri şeylerin sınırı olmaması inanılmazdı...

Sanki bir kitaptı ve açıp okuduğum her sayfasında bana yeni bir şey katıyordu.

Kendimi sürekli onunla uğraşırken buluyordum. Tepkileri, mimikleri, çocuksu neşesi... her şeyi diğerlerinden çok farklıydı.

Sanki onda tuhaf bir şey vardı, kendine çeken garip bir aura... Çözemiyordum.

Bazen oyunlara küsüp ağlıyordu, bazen de insanlara.

Ağlayıp pes ediyordu. Hırsla ona kızıyordum, başka bir yarışmacı olsa hiçbir şekilde tahammül edemezdim ama onun ağlaması canımı sıkıyordu.

Onun yanında şefkat duygusunu iliklerime kadar hissediyordum. Ne kadar uğraşsam da sonrasında kıyamayıp gönlünü almak istiyordum.

Kalbini kazanmak, onu mutlu etmek ne kadar kolaysa kırıldığında toparlamak o kadar zordu. Onu tanıdığım süre içinde iyi gözlemlemiştim.

Bazen gözlerim istemeden gülüşünde takılı kalıyordu. Gülünce kaybolan gözleri tamamıyla ona özeldi.

Nisa her şeyiyle Nisa'ydı işte.

Doğaldı, temiz kalpliydi. Kendine ait bir dünya kurmuş, orada yaşıyordu ve o dünyasında sadece eğlence vardı.

Genellikle zıtlaşıyorduk. Sinirleniyordum, cevap veriyordu, atışıyorduk. Onu sinirlendirmek benim hoşuma gidiyordu.

Karakterlerimiz ne kadar zıtsa bir o kadar uyumluydu. Bu olayın matematiğini asla kuramıyordum.

Kendime itiraf edemesem de bi yanım Nisa'dan korkuyordu.

Değişik bir enerjiye sahipti ve herkesin bu enerjiye çekilip gidebilme olasılığı vardı. Benim gibi katı kuralları olan birinin bile...

Yine de ona karşı olan bu düşünceleri tamamıyla değişik aurasına bağlayıp kendimi bir şekilde olaydan sıyırıyordum.

"Enerjimiz tutuyor işte, başka da bir şey yok." Deyip geçiştiriyordum kendimi hep. Ona karşı gardımı indiremezdim, kaybederdim. Kaybetmekten nefret ederdim...

Berna ve Evrim'e takımdan birkaç kişinin daha katılıp bu imalara destek olmasıyla çenemin kasıldığını hissettim. Nisa'nın net bir tepki vermemesi daha da rahatsız olmama sebep oluyordu ve bu duruma kendim bile şaşırıyordum.

Dikkatler kırdığı coconatları kızartmak için yanımıza gelen Burak'a kayarken, Yasin tekrardan konuyu evirip çevirip karşı takımın açık artırmada bize fırsat vermeden yemekleri gömmesine getirdi.

𝐬𝐚𝐥𝐯𝐚𝐭𝐨𝐫𝐞 - 𝐨𝐠𝐧𝐢𝐬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin