𝟗

3K 137 106
                                    

Odadan çıktığımda gördüğüm manzarayla içimden bildiğim bütün küfürleri sıralamaya başladım.

"Ogeday?"

Bana doğru gelen Evrim kesin olarak sıçtığımızın kanıtıydı!

Ne yapacağımı bilemeyip rastgele bir şeyler söyledim.

"Aa Evrim sen de mı sıkıldın da buraya geldin?"

Garip bakışları dudağıma kaydığında, normalde 'Evrim karşısında bu kadar stres olacaksın' deseler hayatta inanmazdım.

"Yoo Nisa'yı arıyorum ben. Gökhanlarla voleybol oynayalım dedik, çağırmaya geldim. Geldim de hangi odada olduğunu nasıl bulacağım şimdi?"

Hadi bakalıım, bu işin içinden çık çıkabiliyorsan Ogeday.

"Nisa oynamaz bence yorgunum diyordu aşağıda."

"Oynar oynar, ben ikna ederim onu da Dudağına ne oldu senin be?"

"Bilmem ne olmuş?"

Kaşlarını çatarak biraz daha inceledikten sonra bir şey diyecekmiş gibi yapıp vazgeçti.

"Aman neyse sonra konuşuruz bu konuyu. Oyalama şimdi beni, Nisa'yı bulmam gerek."

Olduğu yerde birkaç odaya göz gezdirdikten sonra avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı

"Nisaa, bebitom hangi odadasın?"

İçimden Nisa'nın gitmiş olduğumu düşünüp odadan çıkmaması için dua ederken bir taraftan da Evrim'i susturmaya çalışıyordum.

"Evrim sussana ya! Ne cırlıyorsun?"

Evrim bana cevap verecekken arkamda açılan kapı sesini duyup duraksadı. Nisa'yı gördüğüne ise şaşkınlıkla ağzı aralandı.

İşte şimdi bizi Evrim'in gazabından kimse koruyamazdı...

"Ne bağırıp duruyorsunuz siz ya?" Diyen Nisa'ya şaşkın bakışlar atmaya devam ederken onun da dudağını fark ettiğinde, gözleri dudaklarımız arasında mekik dokumaya başladı.

"Ay noluyor, siz seviştiniz mi yoksa?"

Nisa Evrim'e sinirle gözlerini devirirken, Evrim şaşkın bakışlarıyla durumu idrak etmeye çalışıyordu.

"Saçmalama Evrim ya, ne sevişmesi bağırıp durmasana!" Dedim kızgın sesimle.

"Ne saçmalama, az önce bu odadan sen çıktın şimdi nisa çıktı ve dudaklarınızın haline bak, benden hiç kaçar mı?"

Nisa, Evrim'in laubali tavırlarına karşı, bu sefer sinirle gözlerini yumup derin nefes aldığında ne yapacağını asla kestiremediğim için iyice gerilmiştim.

"Evrim senin sandığın gibi bir şey yok ortada. Uzatma."

"Of kasmayın bu kadar, gidip sizi takıma ifşalayacak halim yok. Zaten sen Nisa'yı Barış'tan falan kıskanınca da şüphelenmiştim ben. Haklıymışım yine"

Evrim'in kendime bile kabul ettiremediğim kıskançlık durumunu tokat gibi yüzüme çarpması, normalde bu gerçeği kabullenemediğim için kötü hissettirmişti.

Nisa dayanamayıp ağlamaya başladığında işlerin iyice çığrından çıkmak üzere olduğunu fark ettim.

"Ya bir şey yok diyoruz neden anlamıyorsun sen?" Dedi ağlamaktan zor konuştuğu sesiyle.

Evrim Nisa'nın ağlamasına üzülmüş olacak ki saçlarını okşayıp teselli etmeye çalıştı.

Nisa'nın ağlaması şiddetlendiğinde duygu boşalması yaşadığını bildiğim için sakinleştiremek adına bir hamlede bulunmadım.

𝐬𝐚𝐥𝐯𝐚𝐭𝐨𝐫𝐞 - 𝐨𝐠𝐧𝐢𝐬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin