𝟏𝟑

3.4K 135 65
                                        

Nisa

Arka kısmı takıma dönük olan tuvali son kez incelerken, ortaya çıkan tablonun içime sinmesinin vermiş olduğu mutlulukla gülümsedim.

"Of hadi aç, görelim artık." diye mırıldanıp duran Sude'ye aldırış etmeden takımın üzerinde gözlerimi gezdirdim.

Gözlerim kısılana kadar sırıtırken Acun Bey'in taklidini yapmaya çalışarak "açayım mıı?" Diye gülüp bağırdığımda, Yasin'in kafasını ellerinin arasına alıp değişik hareketler yapmasıyla gülümsemem genişledi.

Yine Yasin'in "Yapma şöyle şeyler tetikleniyoruz be kızım!" Diyen Ogeday'ı, "Valla Nisa, niye her ödülde ucundan gösterip vermeyen Acun gibi davranıyorsun? Aç göster işte." Diye sitem ederek desteklemesiyle neredeyse bütün takım gülmeye başladı.

Yüzümden düşmeyen gülümsemeyle birlikte Yasin'in "komik olmayan" sözüne göz devirdikten sonra sesli şekilde konuşarak takımın dikkatini tekrardan bana vermesini sağladım.

"Tamam hadi bakın artık resme nasıl olmuş."

Tuvali takıma çevirerek gözlerin elimdeki tabloyla dönmesini sağladığımda, beğendiklerini ifade eden sesler çıkararak resmi incelemeleri hoşuma gitmişti.

"Tamamdır, kazandık abi oyunu." Diyen Evrim, daha da yakınıma gelerek elimdeki tabloyu incelerken bir taraftan da nasıl çizdiğime dair sorular soruyordu.

"Nisa'nın morali yerinde olduğu sürece onunla her savaşa girilir bu arada." Dedi elindeki resimden gözlerini ayırmadan.

"Tamam o kadar abartma sende." Dedim tatlı bir utangaçlıkla gülümseyerek. Ardından aklıma gelen şeyle heyecanla konuştum.

"Canım sıkılıyor boş zamanda masa da yapalım. Neden masa? öylesinden masa."

"Nisacığım nerden geliyor bu enerjinin sebebi acaba?" Dedi sırıtırak Evrim. Bu sefer gözlerini tablodan çekip bana dikmişti.

Ben ne diyeceğimi düşünürken Ardahan'ın "Nisa bu, alışamadınız mi hâlâ? Bir bakmışsın morali bozuk bir daha bakmışsın bütün motivasyonuyla neşe saçıyor etrafa." Diyerek bana cevaplama hakkı tanınmamasıyla sessiz kalmayı tercih ettim.

Gerçekten de öyleydi. Ruh halim o kadar değişkenlik gösterebiliyordu ki bazı zamanlarda kendimi hiçbir şey olmasa bile çok berbat, bazı zamanlarda ise ufak bir olaydan dolayı çok mutlu hissediyorum. Şu an hissettiğim mutluluğun sebebi ise bu durumlardan çok daha farklıydı.

Sude ve kankaları gelen övgülere dayanamayarak adeta topuklarını götlerine vura vura yanımızdan uzaklaştıklarında, her zamanki gibi hareketlerine asla anlam vermemekle birlikte Evrim'le resim hakkında sohbet etmeye devam ediyordum.

Gözlerim Ogeday'ı aradı. Kafamı sesinin geldiği yöne çevirdiğimde her zamanki ironik tavrıyla yanındakilere bir şeyler anlatırken arada bir gözleriyle beni yokluyordu.

Ona baktığımı görünce yüzünde belli belirsiz bir gülümseme oluşmasıyla kendini toparlayarak anlattığı şeye geri dönmesi bir oldu. Karşımda, kendini ele vermek istemediği için şekilden şekile girmesi gülmek istememe sebep oluyordu.

Moralimin birdenbire bu denli düzelme sebebi oydu. Bunu kendisi de çok iyi biliyordu. Son zamanlarda neredeyse her sözüne ve hareketine anlam yüklemeye başlamıştım ve bunun istemsizce düşüncelerimi ele geçirip davranışlarıma yansımasına anbean şahit oluyordu.

Bundan birkaç ay önce 'survivor'a katılıp aşık olacaksın.' deseler, eminim ki saçmalık olduğunu söyleyip büyük bir kahkaha patlatırdım.

Tamam yani bu 'asla gerçek olacağına inanmazdım ama oldu.' cümlesi klişeye kaçmış olabilir ama inanın bana seni seviyorum kelimesini başlarda davranışlarından rahatsız olduğum birisi tarafından duymayı bu kadar çok isteyeceğim ve duyduğumda kendimi bu kadar iyi hissedeceğim gerçekten ama gerçekten aklımın ucundan geçmezdi.

𝐬𝐚𝐥𝐯𝐚𝐭𝐨𝐫𝐞 - 𝐨𝐠𝐧𝐢𝐬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin