"Hiç kimse seni üzüp gözünden bir damla bile akmasına sebep olamaz Nisa. Madem ortalığı bu şekilde karıştırmak istiyorlar; aynı şekilde karşılık verip hepsini buna pişman edeceğim!"•
Ogeday
Hepimizin hayatta çok değer verdiği, kaybetmekten korktuğu ve incinmemesi için birçok şeyi, hatta hemen hemen her şeyi gözden çıkarmaktan çekinmeyeceği birileri vardır.
Nisa ise benim için bu insanlardan biri olmuştu...
İşte sizin incitmekten bile çekindiğiniz o insanın canını yakan herhangi bir hamle, buna sebep olan kişiye karşı duyduğunuz öfke ve nefretle birleşip birçok riski gözünüz kapalı almanıza sebep olabilir. Kendime dönüp baktığımda tam olarak bu noktadaydım! Yapılan bu çirkin şeye Survivor hayatımı riske atmak pahasına bile olsa asla sessiz kalmayacaktım.
Karşımda kafasını ağaca dayamış, kapalı gözleriyle düzensiz nefesini kontrol etmeye çalışan Nisa'ya baktım. Survivor'un başlarındaki birbirimizi boğazlama noktasında bu raddeye gelmemiz inanılmazdı gerçekten.
Adadaki geçirdiğimiz ilk günde bile herkesten farklı olan karakteriyle dikkatimi çekmeyi başarsa da ona karşı sempati duyduğum ilk an, performansı iyi olmasına rağmen potaya yazılacağını düşünerek ağlamasıydı. İçimdeki 'bu kızı takıma kazandırmalıyım' düşüncesi beni onunla gitgide daha çok ilgilenmeye itti. Gıcıklık olsun diye sinirlendirip bozuk Türkçesiyle karşılık vermeye çalışmasını izlemek hoşuma gidiyordu, en ufak olayda kendine bile küserek her şeyden soyutlanması canımı sıkıyordu. Bunlar bir yana onu daha da yakından tanıdıkça her yeteneğine de ayrı ayrı hayran kalıyordum...
Bir süre sonra ise, onu takıma kazandırmayı planlarken aslında kendim kazanmaya çalıştığımı fark ettim.
Bu düşünceler kafamda dolanmaya devam ederken yavaşça bileklerinden tutmamla gözlerini araladı. Kollarını belime doladığımda tepki vermeden kafasını göğsüme koydu. Üzgün olduğunda sarılmaya ne kadar ihtiyaç duyduğunu çok iyi biliyordum. Bir elimi omzuna sarıp ağır ağır okşarken diğer elimle kafasını çeneme iyice bastırdım.
"Gitme sakın." Dedi boğuk çıkan sesiyle. Bugün defalarca olduğu gibi yoğun bir duygu silsilesi daha yaşadım.
"Gitmeyeceğim. Korkma artık." Benim için hâlâ bu kadar endişelenmesi Mert'e olan sinirimin tekrar kabarmasına sebep olurken Nisa'yı dağılmış halde görmek içimden bir şeyleri alıp götürüyordu sanki.
Yüzünü görebilmek için ellerimi vücudundan çekip yanaklarına götürdüğümde tedirgince kollarımı tuttu.
"Hayır bırakma! Sarıl, lütfen..."
Kollarımı tekrar beline indirdiğinde kendi ellerini de saçlarıma geçirerek yüzümü yüzüne yaklaştırdı.
"Çok korktum ben, yanına da gelemedim. Ne oldu ayağına?" Dedi masumca. Gözleri tekrar dolmaya başladığında belindeki ellerimi sıkılaştırıp kendime çekerek vücutlarımızı tamamen birleştirdim.
"Burkuldu sadece, şu an iyi bir sorun yok."
Aniden dudaklarını boynuma bastırıp sert öpücükler bırakmaya başladığında afallayıp tek elimle kafasını kendime daha çok bastırdım.
Kafamı geriye atıp ona alan açarken bel çukurunu okşamaya başladım. Bu sefer ağaca yaslanmaya ihtiyacı olanın kendim olduğunu düşünerek yerlerimizi değiştirmek adına hamlede bulundum.
Boynumu ısırıp emmeye devam ederken elleri de rahat durmayıp vücudumda geziniyordu. Ona olan duygularım bir kez daha zirveye tırmanırken, her hareketinde bedenim biraz daha kasılıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐬𝐚𝐥𝐯𝐚𝐭𝐨𝐫𝐞 - 𝐨𝐠𝐧𝐢𝐬
Фанфик|𝟐𝟎𝟏𝟕 𝐎𝐠𝐞𝐝𝐚𝐲 & 𝟐𝟎𝟐𝟎 𝐍𝐢𝐬𝐚| 𝓐𝓵𝓵 𝓽𝓱𝓮 𝓵𝓲𝓰𝓱𝓽𝓼 𝓪𝓻𝓮 𝓼𝓹𝓪𝓻𝓴𝓵𝓲𝓷𝓰 𝓯𝓸𝓻 𝔂𝓸𝓾 𝓲𝓽 𝓼𝓮𝓮𝓶𝓼 𝓞𝓷 𝓽𝓱𝓮 𝓭𝓸𝔀𝓷𝓽𝓸𝔀𝓷 𝓼𝓬𝓮𝓷𝓮𝓼, 𝓼𝓱𝓪𝓭𝔂 𝓫𝓵𝓾𝓮