Ogeday
Konser bitmişti. Yalın gittiği için ünlüler takımını adaya, bizim takımı villaya geri götürecek araçları bekliyorduk.
Nisa'ya konuşacağımızı hatırlattığımda "Şimdi olmaz Ogeday, dönünce." Diyerek beni geçiştirdi.
Tüm gece bakışları üzerimizde olan Barış'ın yavaştan yanımıza yaklaştığını görmemle, öfkem yeniden kabarmaya başlamıştı.
"Nisa naber?" Dedi pişkince.
Beklentiyle gözlerine baksa da, Nisa'nın bakışlarından bu durumdan rahatsız olduğu anlaşılıyordu.
Belli belirsiz bir şekilde kafa sallamakla yetindi.
"Neyse." dedi bu sefer.
"Özel konuşabilir miyiz? Birkaç dakika sadece."
"Hayır konuşamayız." Dedi Nisa, net çıkan sesiyle.
Tepkisine karşı keyfim yerine gelse de o adamla iletişim kurmasından rahatsız oluyordum.
Ne kadar müdahale etmek istesem de, Nisa'nın peşini bırakması için ağzından "hayır" cevabını net şekilde duyması gerektiğini biliyordum.
"Sana yazdığım notu almışsın." Dedi gülümseyerek.
"Okumadım bile. Merve'ye de okumayacağımı söylemiştim aslında. Sana bahsetmedi sanırım."
Barış'ın yüzünü karşımda renkten renge sokan Nisa, şu an kesinlikle bana her şeyi yapabilir ve yaptırabilirdi.
Bozulan suratını bir kenara bırakarak derin bir nefes aldı. Önce gözlerini bana çevirdi, alaycı bakışlarımla karşılaştığında benden rahatsız olduğu belli oluyordu.
Nisa'ya döndüğünde ne diyeceğini şaşırmış olmalı ki ağzının içinde bir şeyler geveledi.
Ondan böyle bir tepki beklemediği belliydi.
Bu sefer bütün odağını toplayarak tek çırpıda konuştu.
"Bunu baş başa konuşmayı isterdim ama dayanamayacağım sanırım. Nisa senden hoşlanıyorum, çok ilgimi çekiyorsun ve seni daha yakından tanımak istiyorum. Bana bir şans verir misin?"
Beklentiyle gözlerine bakarken Nisa'nın cevabını bilmeme rağmen içimdeki sinirle karışık tedirginliğin önüne geçemiyordum.
"Bak, sana karşı aynı şeyleri hissetmiyorum." Dedi Nisa, tane tane aklına kazımak istercesine.
"Bunu arkadaşlarına da söylememe rağmen peşimi bırakmadın. Bu durum beni rahatsız ediyor, ben seni tanımak falan da istemiyorum."
Nisa söylediği şeylerle içime su serperken, destek olmak adına elimi bileğine götürüp hafifçe tuttum.
"Peki hiç mi şans yok?" Bu adamın aptallığına daha fazla dayanamayarak damdan düşer gibi konuya daldım.
"Lan senin salak olduğun konusunda hiç şüphe duymuyordum zaten de, bu kadar ileri seviye olması da hiç normal değil amına koyayım ya."
"Ogeday sinirlerimi bozma benim. Kendi takımındakilere tasladığın liderlik benim üstümde işe yaramaz. Kendini çok yüksekte görüyorsun ama yere çakılman an meselesi dikkatli ol."
Söylediği şeye karşı sadece güldüm.
"Sen teklemeden cümle kurabiliyor muydun ya? Gerçi ondan bundan duyduğun kelimeleri birleşirerek kurmaya çalıştığın cümle pek konuyla alakalı olmadı ama biraz daha çabalarsan potansiyel var gibi ha."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐬𝐚𝐥𝐯𝐚𝐭𝐨𝐫𝐞 - 𝐨𝐠𝐧𝐢𝐬
Fanfiction|𝟐𝟎𝟏𝟕 𝐎𝐠𝐞𝐝𝐚𝐲 & 𝟐𝟎𝟐𝟎 𝐍𝐢𝐬𝐚| 𝓐𝓵𝓵 𝓽𝓱𝓮 𝓵𝓲𝓰𝓱𝓽𝓼 𝓪𝓻𝓮 𝓼𝓹𝓪𝓻𝓴𝓵𝓲𝓷𝓰 𝓯𝓸𝓻 𝔂𝓸𝓾 𝓲𝓽 𝓼𝓮𝓮𝓶𝓼 𝓞𝓷 𝓽𝓱𝓮 𝓭𝓸𝔀𝓷𝓽𝓸𝔀𝓷 𝓼𝓬𝓮𝓷𝓮𝓼, 𝓼𝓱𝓪𝓭𝔂 𝓫𝓵𝓾𝓮