-Liam-
Okula gitmek için bok gibi hissettiğim bedenimi rahat ve sıcacık yatağımdan kaldırmak zorunda kalmıştım.
"Hay sikm hayat cok kötü."
Söylenip yataktan atladım ve gözlerim bir anlık kararınca başımı tuttum. Dün ne kadar içmiştim ben böyle? Hiçbir şey de hatırlamıyordum. En son sürüyle takılıyorduk sonra Theo'nun arabasına bindiğimi hatırlıyorum, gerisi yok. Parmağımla alnıma masaj yaparken yüzüme ılık bir rüzgar çarpmıştı. Pencereme baktım, yatmadan önce kapatmamış mıydım? Umursamadım, herhalde rüzgardandır diye düşündüm. Camı kapatırken arka sokaklardan birinde Theo'nun arabasını farkettim. Okula gitmemiş miydi? Siktir etmeye karar verip üzerimi değiştirdim. Gri düz bir tişört ve siyah bir pantolon giymiştim bir saat kıyafet seçecek havamda değildim. Odamdan çıkıp elimi yüzümü yıkadım. Alt kattan gelen seslerden babamın hala evde olduğunu anlamıştım. Hızla alt kata indim, babam mutfaktaydı kendine kahve hazırlıyordu.
"Günaydın babo."
"Günaydın, dün çok geç dönmedin değil mi?"
Umarım.
"Evet arkadaşım bıraktı."
"Kim?"
Gitmeden önce bir dilim ekmek kızartıp yemeye karar vermiştim. Ekmek kızartma makinesine bir dilim ekmek koyup makineyi çalıştırdım.
"Theo."
"Yeni bir arkadaşın mı? Daha önce hiç bahsetmemiştin."
"Sayılır, eskiden düşmandık."
"Garip."
Ekmek makinesinden çıkan sesten ekmeğin kızardığını anlayıp makineyi durdurdum. Sıcak ekmek elimi yakarken zar zor peçeteyle tutup ağzıma tıkmıştım. Üç saniyede yutarken mutfaktan çıktım. Üst kata çıkıp dişlerimi fırçaladım ve tekrar indim.
"Ben çıkıyorum!"
"Dikkatli git."
Kapıyı arkamdan kapattım. Okula yakın oturduğum için şanslı sayılırdım. Okula doğru yürürken bir anda aklıma orada Nolan'ı göreceğim gelmişti. Onu gördüğüm zaman ne diyecektim ki? Neden bize ihanet ettin? Ya da neden bana dostunmuşum gibi davrandın?
Sanırım görmezden gelmekten başka şansım yok. Zaten onu gördüğümü bilmiyor olmalı bu durumun içinden bir şekilde çıkmalıyım. Theo'nun arabası gözüme çarptı hala oradaydı neden okula gitmiyordu ki?
En iyisi onu arayayım diye düşündüm. Yürümeye devam ederken rehberimden numarasını bulup aradım.
Köle aranıyor...
Telefon uzun uzun çaldı ama açılmadı bende hala uyuduğunu düşünüp tekrar aradım. Bu sefer açmıştı.
"Ne?"
Sesinden uykulu olduğu anlaşılıyordu.
"Sana da günaydın, okula gitmiyor musun?"
"Hasiktir. Okul vardı doğru ya."
"Yine uyku tutmadı mı?"
Telefondan değişik sesler gelmeye başladı. Theo arabanın içinde kendiyle cebelleşiyordu sanırım.
"Evet. Pek uyuyamadım."
"Tamam öyleyse, orada görüşürüz."
"Görüşürüz."
Telefonu kapattım. Birkaç dakika sonra okula varmıştım. Gerilmedim desem yalan olur. Nolan'ın bana saldırıp saldırmayacağını bilmiyordum ya da Brett? Gerçi o da iki gündür okula gelmiyordu. Mesajlarıma geri döndüğü de yoktu. Okuldaki herkesin bana düşman kesilmesi yetmiyormuş gibi birde sayılı olan arkadaşlarımın birini kaybetmiştim.
![](https://img.wattpad.com/cover/316449644-288-k866137.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
amour [] thiam
HumorThiam, sterek, scisaac, malira Allah ne verdiyse ortaya karışık. Thiam diye başladığım, içinde thiam dahil her ship olan, yazarken çok eğlendiğim, yeni arkadaşlar edindiğim ve güzel anılar biriktirdiğim bu kitaba hoşgeldiniz. Eğlence amacıyla yazılm...