*11*

2.1K 195 65
                                    


Saat 10'a geliyordu. Hande, bileğini kaldırıp kolundaki saate baktığında sırtını pencereye yüzünü ise yatağa dönüp uyuyan kadına baktı. Daha doğrusu uyuduğunu düşündüğü kadına.

"Günaydın" dedi onu uykulu olmasına rağmen dikkatli gözlerle izleyen Zehra'ya.

"Hiç uyumadın değil mi?"

Garip bir ses tonuyla sormuştu Zehra. Hande'nin yüzündeki gülüş yavaş yavaş solarken Zehra'nın bir şeyleri tahmin ettiğini düşünerek korkuya kapıldı. Hiçbir şey hatırlamadan onu kardeşinin karısına aşık biri olarak düşünmesini istemezdi. Böylece ondan iğrenebilirdi. Bu yüzden de yarı korku yarı telaşla en çocuksu haline bürünerek başını sevimli kız çocuklarının edasıyla yan yatırdı. "Başkasının yatağında pek uyuyamıyorum" dedi, ancak Zehra hâlâ aynı durgunlukla bakıyordu gözlerine.

"Öyleyse bende kalkayım" dedi doğrulup yatakta otururken. Hande, anında yanına koşup bir eliyle elini biriyle de omuzunu tuttu. İşte bu sefer Zehra kıkırdayarak, "Hande kötürüm değilim ben" dedi. Birbirlerine bakıştıklarında ikisi de sesli bir şekilde gülümsediler. "Aşırı evhamlı bir hala olacağım anlaşılan."

"Sen çok iyi bir eş olurdun!"

Zehra'nın iç çekerek söylediği sözler Hande'nin yüzündeki tebessümü yavaş yavaş soldurdu. Kerim'in sorumsuzluğu belli ki dert oluyordu kadına. Haksız da sayılmazdı. Zehra rahat kalkabilsin diye geri çekildiğinde ellerini ondan uzaklaştırarak yanında tuttu. Yumruğa dönüştü sıkılı olan parmakları. En son kardeş katili olmasa iyiydi.

"Banyodan sonra hızlıca bavullarını toplayalım mı? Bizde kalmanı istiyorum, sana ve yeğenime kendim göz kulak olacağım."

Zehra, banyo kapısının girişindeyken elini kapı çerçevesine yaslayıp dönüp Hande'ye baktı. "Kerim bir şey demez mi?" diye sordu endişeyle ancak Hande'nin kendinden emin duruşu ve yüzündeki keskin ifade biraz da olsa onu rahatlatıyordu.

"Kerim hiçbir şey diyemez artık. Dün geceden sonra onun bir şey deme hakkı tükendi."

Gülümsedi Zehra. İçeri girip kapıyı kapatırken sevinçle Hande'den dolabın içindeki valizleri çıkarmasını istedi.

*
Deniz kenarında bahçeli bir kafede kahvaltı yapıyorlardı. Kar yağmıyordu bu sabah. Gökyüzü yine bembeyazdı ama buna rağmen havada dondurucu bir soğuk yoktu. Aksine yumuşak bir hava vardı ve Zehra biraz temiz hava alabilsin diye Hande dışarıda oturmayı teklif etmişti.

Elleri çenesinin yanlarında, dirseklerini masaya yatırmış bir şekilde kahvaltısını yaparken onu izliyordu. Üzerinde tatlı bir yorgunluk vardı. Zehra'ya bavullarını toplattırmamış onu yatakta oturtarak hayattaki en sevmediği iş olan bavul toplama faslını kendisi gerçekleştirmişti. Tabi Zehra'nın onu yönlendirmesi eşliğinde.

"Rutinimizi bozmayalım" dedi Zehra, Hande düşüncelerinden uzaklaştığında burnunun ucunda duran yumurtalı ekmeği fark etti. Gülümsedi anında. Ağzını açarken, Zehra'nın elindeki lokmayı dudaklarının arasına yerleştirdiğindeki mutlu ifadesini izledi keyifle. Lokmasını çiğnerken Zehra keyifli bir şekilde konuşmaya devam ediyordu.

"Baladinoslarımı doyurduktan sonra bana da bir keyif kahvesi içme izni çıkar mı acaba?"

Zehra, yüzünde muzip bir pırıltıyla bakıyordu Hande'nin gözlerine. Doktor şimdilik yasaklamamıştı ona kahveyi ancak hastaneden çıkarken kadının resepsiyondan yine de kartını almayı unutmamıştı Hande. Bu yüzden de işaret parmağını havaya kaldırıp Zehra'ya dur işareti yaptıktan sonra cebindeki kartı çıkararak anında üzerinde yazılı olan numarayı aradı.

Gör Beni / GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin