*4*

2.5K 203 81
                                    




Dışarda fazla zaman geçirdiklerinden dolayı eve girer girmez Zehra, Hande'nin elinden tutup onu mutfağa doğru sürükledi.

"Hadi gel, onlar haber izlemeye dalmışlar bizde birer kahve içelim."

Hande, salonun kapısının önünden geçerken gözü kardeşine sataştı. Elinde gazetesi tekli koltukta oturmuş telefonuna endişeyle bakıyordu. Biriyle mesajlaştığı her halinden belliydi. Hande, daha fazla bakmadan gözlerini devirip Zehra'nın avucundaki elinin parmaklarını oynatarak eski kız arkadaşının elini sımsıkı kavradı.

"Nedense bu evde zaman geçirmeyi bizim evden daha çok seviyorum. Kerimle karı kocadan daha çok birbirinden bıkmış iki eski arkadaş gibiyiz."

Karı koca lafını duymak Hande için dayanılması güç bir itiraftı. Zaman zaman Zehra'nın biriyle evli olmadığını sadece onu hatırlamadığını düşünürdü fakat hayat fazla acımasızdı ve onun bu hayale inanmasına fırsat vermiyor sürekli gerçekleri bir şekilde yüzüne çarpıyordu.

"Hey?" dedi Zehra, uzanıp Hande'nin elini tuttu. O esnada Hande Zehra'nın arkasında durmuş mutfağın camından bahçeyi izliyordu, ağır ağır bakışlarını Zehra'nın yüzüne döndü. Yeşil gözlerin sahibi kaşlarını çatmış ona derin bir ilgiyle bakıyordu. "Ne oldu?" diye sordu yamacına sokularak. Cezveyi tutan sıcak elini yanağına koyunca Hande irkildi ama Zehra geri çekilmeden avucunu elinin üzerine bastırarak gözlerini kapattı. Bu davranışının Zehra tarafından tuhaf karşılanacağını biliyordu fakat beklediği olmadı. Gözlerini açtığında Zehra'nın yeşilleri ona garip değil düşünceli ama huzurlu bir ifadeyle bakıyordu. Zehra, Hande'yi daha da şaşırtarak başını omuzuna yatırıp boşta kalan elini beline sardı. Hande'nin kalbi deli gibi atıyordu. Bütün bedeninin sinir sistemi çökmüş gibiydi. Eli Zehra'nın yanağında duran elinin üzerinden inip boşlukta salındı. Zehra da Hande'nin yanağındaki elini alarak kalbinin üzerine bıraktı. Parmaklarıyla köprücük kemiğini okşarken gözlerini kapatmış gülümsüyordu. Hande, tepeden tüm bu manzarayı donuk bir ifadeyle izlerken bir anlığına içinde küçük bir umut yeşerdi. Acaba Zehra geçmişlerini hatırlıyor muydu?

Zehra konuştu o esnada. Tüm umudunu yok eden ama buna rağmen yine de içine huzuru düşüren o sözleri söyledi.

"Çok garip, senle bir arada olduğumuz anlar bile sayılı ama varlığın bana tuhaf bir huzur veriyor. Sanki benmişsin gibi, sana her şeyi korkmadan anlatabilirmişim gibi."

Zehra başını kaldırıp hafif ıslanmış bakışlarını Hande'nin gözlerine dikti. Hande'nin boğazındaki yutkunuşunun sesi ortamdaki küt sessizliği bozarken Zehra gülümseyerek elini tekrardan Hande'nin yanağına bıraktı.

"Kerim'le hiç benzemiyorsunuz oysa ki ikiz gibi büyümüşsünüz. O soğuk ve mesafeli, sense sıcak ve huzurlusun."

Hande, bu kadar itirafa hazır olmadığı için şaşkınlıktan kaşını çayınca Zehra başını arkaya atıp kahkaha attı ve evdeki insanların bunu duyacağını umursamadan başını tekrar doğrultup işaret parmağını Hande'nin iki kaşının ortasına bastırıp gülmeye devam etti.

"Ve de çok ciddisin sinirli bayan."

"Zehra!"

Kerim'in sesi mutfaktaki huzuru bozunca Hande, Zehra'nın yüzündeki gülüşün solmasını izlemek zorunda kaldı. İçine dolan öfkeyle kafasını mutfağın girişine çevirip öfkeli bakışlarını Kerim'in gözlerine dikti. Kardeşi her zamanki umursamazlığıyla ifadesiz bakışlarla ona bakıyordu. Elini öne doğru uzattığımda bakışlarını Hande'nin yüzünden ayırıp Zehra'ya döndü.

"Hadi hayatım, yemeğe oturuyoruz annem bizi bekliyor."

Zehra, yanından uzaklaşmadan önce dönüp bir kez daha Hande'ye baktı. Yanağındaki elini alarak Hande'nin yumruğunu sıktığı elinin üzerine bırakıp yumruğunu açmasını sağladı ve parmaklarını avucunun arasında tutup hafifçe sıktı. Yanından uzaklaşırken hâlâ eli elindeydi sanki onu bırakmak istemiyormuş gibi ama bıraktı ve Kerim'e doğru yürürken Hande'nin onu kıskançlık dolu bakışlarla izlediğinden habersiz kaldı.

**

Masada sessizlik hakimdi herkes akşam yemeğinin tadını çıkarırken Hande tam önünde oturan çifti izliyordu. Daha doğrusu Zehra'yı. Zehra, küçük çocuklar gibi haylaz haylaz ona bakıp gülümserken Hande ona karşı kayıtsız kalamıyordu. En son Kerim'in sesiyle ikisinin de yüzü ciddileşip bakışlarını buz kesmiş bir ifadeyle birbirlerinin gözlerine kilitlediler.

"Anne baba Zehra'yla size küçük bir sürprizimiz var."

"Nedir o?"

Havin hanımın heyecanlı sesine eşinin de meraklı sesi karıştı.

"Nedir o sürpriz oğlum?"

Kerim, gülümseyen bakışlarını anne babasının yüzünden çekip Zehra'ya döndü ve masanın üzerindeki elini tutup dudaklarının üzerine bıraktı.

"Bebek bekliyoruz."




Evet gençler bu kurgu biraz ağır ve zor olacak demiştim. Daha da karmaşık bölümler bizi bekliyor :d Yaşasın kaos 😂

Bölümü beğendiniz mi bakalım?

Ben özlendim miiiiii bakalımmmmm 😂

Gör Beni / GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin