*26*

2.1K 213 136
                                    

Keyifli Okumalar :)

Hande, kokuyu takip ederek mutfağa girdiğinde Zehra'yı ocağın kenarında tavadaki leziz sebzeleri karıştırırken buldu.
Sessizce arkasından yaklaşıp kollarını beline dolayarak başını sağ omuzuna indirdiğinde Zehra'nın açıkta kalan omuzunu öptü. Artık bu küçük temaslarından ikisinin de rahatsız olmadıkları ortadaydı.
Hande, çenesini Zehra'nın omuzuna bırakmış tavadan yükselen buharın eşliğinde pişen menemeni izliyordu.

Zehra, tekrar dokunuşunu arayarak kafasını sol şakağına yasladı. 

"Kokusu odama kadar gelip beni uyandırdı."

Hande, yüzünü yan dönerek Zehra'nın  saçlarına hafif bir öpücük kondurduğunda ellerinin üzerinde birleştirdiği karnını okşuyordu.

"Çok fazla açım" dedi, korkunç çıkarmaya çalıştığı sesiyle. Zehra ise ses tonuna gülerken beraberinde kafasını da sağına doğru çevirdi ve hâlâ dudaklarını şakağına bastırarak duran Hande'ye gereğinden fazla yaklaşabileceğini hesaplayamadı. Dudakları ani dönüşünün ardından Hande'nin dudaklarına sürtününce utancından kızaran yanaklarını genç kızdan gizlemek için alelacele önüne döndü ve tezgahtaki ekmekliğe uzanarak içinden bir parça ekmek koparıp tavanın içine bandırdı. Üfleyerek ekmeği Hande'nin ağzına doğru uzattığında gözlerine bakmamaya gayret ediyordu.

"Aç bakalım ağzını. Bekleyemezsin sen şimdi masayı, fazla acıktın belli."

Hande, kıkırdarken Zehra'nın parmakları arasından ekmeği alıp, az önce hiçbir şey yaşamamışlarmış gibi gülümseyerek çiğnemeye başladı. Tekrardan kollarını Zehra'nın karnına sararken bir taraftan da elleriyle sabah neşesi olan küçük Baladın'ı seviyordu.

"E hani biri büyük biri küçük Baladın'aydı. Rutinimizi bu sabah niye bozdun. Bana var da kızıma yok mu?" diye kıkırdadı ve Zehra da üzerindeki gerginlikten kurtulup gülümsemesine eşlik ederken bir ekmeği daha tavaya bandırarak kendi ağzına koymak için arkasına döndü. Bu sefer de Hande, elini ağzına götürmeden önce onu durdurup ekmeğine üfledi.

"Sen herkesi kendinden fazla düşünmekte kime çekmişsin acaba?"

Omuzlarını silkti Zehra ve ekmeği dudakları arasına alıp çiğnerken zevkle gözlerini kapattı.

"Mmm gerçekten de güzel yapmışım, ellerime sağlık."

Hande, başını arkaya atarak kahkaha attı.

"Kendini beğenmişliğinde kesinlikle benle aynısın."

"Hey siz ikiniz. Orada ayaküstü atıştırmak yerine insan evladı gibi herkesle beraber masaya oturun."

Havin hanım mutfağa girip her ikisini de azarladığında Hande, Zehra'nın elinde tutmaya devam ettiği tahta kaşığı alıp annesine verdi.

"Senin kızın nerede? Kahvaltıyı o neden hazırlamıyor? Neden hamile olduğu halde benim kızımı mutfakta yoruyorsunuz?"

Hande, kolunu hâlâ Zehra'nın beline sararken onu üzerlerine doğru yürüyen Havin hanımın gazabından korumak için arkasına sakladı.

"Hey, sen neden acaba mutfağa hiç el atmıyorsun bayan?"

Havin hanım, yaramaz çocukluğundaki gibi kızının burnunu işaret ve orta parmağının arasında sıkarak, arkadan bu manzarayı izleyen Zehra'nın kıkırdamasını sağladı. Sonrasında ise Hande'nin poposuna sağlam bir şaplak indirip uzun kızının utançla inlemesini sağladı.

"Ama anne ne yapıyorsun ya?"

"Anne'ye ama yok, anneye ama yok hadi geçin bakalım içeri."

"Hadi gel" dedi Zehra, Hande'yi elinden tutup hole doğru çekiştirirken.

Gör Beni / GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin