BÖLÜM 2

16.3K 819 310
                                    

Bölümleri okuyun çünkü Hazerin,
esmira ile karşılaştığında
neler hissettiğini ekledim.
Birkaç karakter eklendi ve
Bazı karakter isimlerinde
değişiklikler yapıldı.

Keyifli okumalar.🕯️🦋


*HÜKÜM*



Yanımdaki yaşlı adam adımlarını sonlandırdığında, bende durmuştum.
Tüm bedenimi ona döndürüp, dik dik gözlerinin içine baktım.
"Söyle, ne istiyorsun?" Dedim sesim içimdeki öfkenin tersine çok sakin çıkmıştı.

İki elini bastonunun üstünde birleştirip, benim bakışlarımı ona sabitlediğim gibi, bakışlarını yeşil gözlerime sabitledi. "Evliliği kabul etmeni." Dedi.
Bir Kaşım yukarı doğru havalanırken bide bunu benden istediklerini yeni yeni idrak etmiştim. Çözeceğimi düşündüğüm iş baya baya ciddiydi. Ama yine de yılmayacaktım.
"Neden böyle birşey yapayım?" Diye sordum alayla.

Başı ile arkasındaki ailemi işaret etti.
"Biliyorum baban senin için hiçbir anlam ifade etmiyor. Ama diğer aile üyelerini korursun diye düşünüyorum." Dedi.Anlaşılan dersine iyi çalışmıştı. Hakkımda çok fazla bilgiye sahipti. Sesinden ego akıyordu. Kendini bizden üstün gördüğü barizdi ama gösterecektim onlara kim daha büyük.

"Onları evlenerek koruyacağımı kim söyledi?" Diye sordum.
Başını önüne eğip aşağı yukarı salladı.
"Daha toysun. Hiçbir şey bilmiyorsun ama bazı şeyler öyle senin bildiğin gibi ilerlemiyor küçük hanım. Şimdi çık git polise. Sen gidene kadar sen dahil bu evde soyunuza ait tek insan kalıyor mu bak bakalım. Bana hiçbir şey olmaz. Şu ardında gördüğün adamlara yaptırıp ardıma bile bakmadan çıkıp giderim. Umrumda bile olmaz." Dedi.

Kahretsin ki doğru söylüyordu. Şuan karşısında o kadar savunmasız duruyordum ki kendimi küçülmüş gibi hissettim.
Yumruk yaptığım avucumun içindeki tırnaklarım derimi acıtmıştı elimi sıkmaktan."Yap o zaman! Hepimizi öldür ve ardına bile bakmadan defol git bu evden. En azından sizde olmayan şerefim ile öldüm derim." Diye haykırdım.
Bunların yanında ölüm kurtuluştu bize.

Gözleri alayla yüzümde gezindi.
"Yapamayacağımı mı sanıyorsun?" Dedi.
Konuşmama müsade etmeden devam etti .
"Benim tek derdim var. Kan dökülmesin. Helin senin gibi büyümedi. Şu ardında gördüğün kadın onun için gözünü bile kırpmadan herşeyi yapar. Herkesi ama herkesi onun için feda ederim. Kedimi bile" dedi.
Arkamızda bizi merakla izleyen kadını.Bilerek üstüne basa basa söylediği sözcükler onu mutlu etmiş gibi gözüküyordu.

Kanayan yarama parmak batırmıştı. Sanki Parmağını yarama koyup oymuştu. Açığımı, zaaflarımı ve yaralarımı herşeyi biliyor ve bunları kullanıyordu.
"Onlar bana abimin emaneti. Onlara birşey olursa taş üstünde taş bırakmam.
Ha kabul etmiyor musun? Öldürmeye ilk delal hanımdan başlarım. Hemde gözlerinin önünde." Diye bağırdı yüzüme doğru.

Hazırlıksız yakalandığım yüksek sese tepkim yerimden sıçramak olmuştu.
İstediğini elde etmiş gibi iki adım geriledi ve gözlerimin içine bakarak.
"Heyete haber verin. Hüküm verilecektir." Diye bağırdı.
Başımdan aşağı kaynar sular döküldü.
Olduğum yerde kalakaldım.

Annemin zoruyla mutfağa gittiğimde yaklaşık iki saat içerisinde tanımadığım bir sürü yüz ile dolup taşmıştı avlu.

Mutfakta ileri geri doğru yürürken ne konuştuklarını duymasam da perdenin ardından hareketli bir şekilde konuşan adamlara bakıyordum.
Birkaç dakika sonra kapıda bir hareketlilik yaşandı ve içeri iri cüssesiyle heybetli bir adam girdi.
Perdenin ardından yüzünü net görmesem de bağırışları kulağıma geliyordu.
"Kabul etmiyorum. Hükmünüzde kararınızda size kalsın." Diye bağırırken ben bile mutfakta yerimden sıçramıştım.
"Edeceksin hazer ağa." Diye bağırdı az önceki yaşlı adam hiddetle ayağa kalkarken.

ZÜMRÜT TAŞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin