BÖLÜM 1

37.6K 943 629
                                    


Yine, yeni ve yeniden
birlikteyiz. Perde kapandı, perde açıldı.
Yine burada ve birlikteyiz .
Tekrar hoş geldinizzz.

Buraya yeni başlama tarihlerinizi alalım.

Mumları göreyim, bu sefer her bir mum
Bizim aramıza giren karanlığı aydınlatsın.🕯️



*SİL BAŞTAN*





Camdan içeri vurup odamın duvarında gölge oluşturan ışığı izlerken başımı belli aralıklarla arkamdaki duvara vuruyordum. Her bir darbeyle hafızama kazınan acı kareler silinsin istiyordum.Beynimin içindeki düşünceler beni esir almışken gözlerimi duvardaki gölgeden ayırmadan elimi yan tarafımda, yerde olan telefonumu bulmak için gezdirdim. Elime geçen telefonu alıp saate baktım.

Gece yarısına çoktan ulaşmıştık. Acılarım canımı yakmak için bu saatti bekliyor ve sabah inadına gülümseyip, kısılan gözlerime ceza veriyordu. Beni nefessiz bırakan düşünceler, gözlerimi uykusuz bırakmaktan asla geri durmuyordu.

Elimi yanında çöktüğüm yatağın üstündeki battaniyeye atıp destek alarak ayağa kalktım. Bacaklarım beni taşımak istemiyordu. Vücudum, susmayan düşüncelerimden bıkmış gibiydi. Artık aklımdan bağımsız çalışmak istediklerini biliyordum. Belki de bedenim,  delirmeye niyetli olan aklımı cesaretlendirip intihara itiyordu.

Ayaklarımın üzerine bastığımda dengemi kurup berjelin üzerindeki hırkamı alıp üzerime geçirdim. Yine avare gibi yollara düşecektim. Başıboş bir ayyaş gibi yolda bilinmezliğe yürüyecektim. Ta ki çıkış yolu bulana dek bu böyle sürecekti.

Elim kapı kolunu bulduğunda yavaşça indirip dışarıya çıktım. Kimseyi uyandırmamak adına aynı şekilde geri kapattım. Sessizce ve kimsesizce...
Ellerimi hırkamın cebini bulurken ruh gibi soğuk bedenime inat ısınmaya çalıştı. Sokak lambalarının aydınlattığı yollarda başımı önüme eğmiş bir şekilde yürürken nereye gittiğimi bilmiyordum.
Belki de bilinmezliğe gidiyordum. Yine, yeni ve yeniden.
Düzeltiyorum, belki değil ben zaten bilinmezliğin kendisiydim.

...

Sabah gözümü açtığımda başımdaki şiddetli ağrı devam ediyordu. Akşam kaç saat yürüdüm bilmiyorum ama daha fazla uzaklaşmamak adına geri dönüp saatte bakmadan buz gibi yorganın altına girip beni ısıtmasını beklerken uyuya kalmıştım. Bedenimi yormazsam düşüncelerim beni uyutmuyordu. Alkol almadan sızmamın tek yolu yorulmamdan geçiyordu ve ben bunu hergün bıkmadan, bir gelenekmiş gibi tekrarlıyordum. Dedim ya bedenim aklımdan nefret ediyor diye ...

Üzerimdeki yorganı yana doğru itip ayağa kalktım. Banyoya geçecekken telefonuma gelen mesajla rotamı değiştirip komodinin üzerine bıraktığım telefonu elime aldım.

'Akın kişisinden 2 yeni mesaj' vardı. Hemen basıp okudum.

"Bugünkü duruşmanda başarılar dilerim avukat hanım."

"Umarım hediyeni beğenirsin."

Yüzüme konan hafif tebessüm ile başımı aşağıya eğip iki yana salladım. Bunu yapmaktan asla bıkmayacaktı.
İlk duruşmam olmamasına rağmen hediye göndermesine anlam veremesemde anlıyordum. Beni mutlu etmek için Kendi kendine bahaneler üretiyordu ve amacına da ulaşıyordu.

ZÜMRÜT TAŞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin