BÖLÜM 9

12.9K 622 306
                                    

Kitabımı yeni keşfeden ve ailemize yeni katılan arkadaşlar, öncelikle hoş geldiniz. Bu bölüm sizlere gelsin.




*İŞKENCE*





Bazen ölüm bir nefes kadar yakınındayken bile içinde bir umut vardır. Nedenini bilmiyorum ama niye bu kadar rahattım? Bir haftalık tanıdığım adama mı güveniyordum yoksa ölümün beni bulması için hala erken miydi?

Saatlerdir odanın ortasında oturmuş bir çıkış yolu arıyordum. Kapıya bakmış pencere bakmış, atlamayı bile düşünmüştüm.

Bir ümit varmış gibi tekar kalktım ve tekrar kapıya adımladım. Buradan çıkmanın bir yolunu bulmam gerekiyordu ve ben, Esmira Miray Eslem, hayır, düzeltiyorum; artık Esmira Miray Zaimoğlu. kapının kilitli olduğunu bildiğim hâlde yine elimi kapı koluna attım. Ve yine aynı inirle soludum.
Bir ümit açıktır diye düşündüğüm kapı kilitliydi. Gerçi o kilit hiç açılmıyordu ki...

Acilen bişey yapmam gerekiyordu, burdan çıkmam gerekiyordu. Hem daha hangi şehirde olduğumu bile bilmiyordum. Kapıdan uzaklaşıp cama doğru yürüdüm. Tül perdeyi hafifçe aralayıp aşağıya baktım; İkinci kattaydım. Atlasam bişey olur muydu ki?
Yine aynı düşünce, yine ve yeniden.

En fazla kolum yada bacağım kırılır.

Ahhh , Allah'ım neler düşünüyorum.

Kendine gel kızım. Çıkman gerek burdan, yoksa allah bilir başına neler gelecek.

Bakışlarımı dikkatli bir şekilde bahçede gezdirirken, dışarıyı incelemeye devam ettim. İllaki bir açığı vardı bu adamların, buradan kurtulmam için olmalıydı ama
dışarda bekleyen adamlar ile sinirlerim daha çok bozulmuştu.
Atlasam sümük gibi yere yapışacaktım.
Hem bir yerlerim kırılacaktı hemde aşağıdaki adamlar beni tekrar sürükleyip bu lânet odaya kilitleyeceklerdi. Elde var bana zarar, onlara yarar.

Peki ben buradan nasıl çıkacaktım,
elimi saçlarımın arasına daldırıp düşünmeye başladım.
Bişey bulmam gerekiyordu. Ölüm beni bulmadan ben kaçışı bulmalıydım ama bu zordan halliceydi.

Sıkıntılı bir şekilde oflarken odayı turlamaya başladım. Kapana kısılmıştım resmen. Ne için burada tutulduğumu bile bilmiyordum üstelik.

Kapının ardında bir hareketlilik oldu ve adım sesleriyle birlikte kapıdan tık sesi geldi. Olduğum yerde irkilirken, korkuyla gelene baktım. Yüreğim ağzımda atıyordu.

Kapı ardında kadar açıldı, içeri o adam girdi ve kapıyı ardından kapatıp bana döndü. "Plan mı yapıyordun?" Dedi ve bir an duraksayıp dudaklarını büzdü.
"Tüh, yoksa böldüm mü?"

Allah'ım nasıl bir manyağın eline düşmüştüm ben böyle? Akıllı olsa yine yanmazdım belki ama bu aptalın tekiydi.
Anlamadığım şey ise bu adam böyle bir şeye nasıl cürret ediyordu? Hazeri arayıp işkence yöntemlerine bayılıyorum diyebilecek kadar aptal bir adamdı.

Hazerden bahsediyoruz sonuçta
Bu adamı dar ağacında sallandırıp ibreti alem yapmaz mıydı ?

Bence yapardı .

Küçümser bakışlarla adama baktım.
"Neye ve kime güveniyorsun?" Bunları sebepsiz yere yapacak değildi. Üstelik tek başına yapacak kadar akıllı da değildi.
Mutlaka birine çalışıyor olmalıydı.

Kahkaha atmaya başladı.
"Ben değil, sen kocana çok güveniyorsun galiba." Dedi. Bu adam ruh hastasıydı.
Şaşkın gözlerle ona bakıyordum, beni kaçıracak adam bu kadar aptal olmamalıydı.

ZÜMRÜT TAŞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin