Kızın bilinçsizce mırıldandığını duyduğumda donup kaldım. Hiç görmediğim bu odanın içine hızlıca göz gezdirdim.
Hayır, bu odayı biliyorum.
Çünkü bu oda çocukken içinde yaşadığım Yakut Sarayı'na son derece benziyor.
"Sen kimsin?"
Endişemi saklayamadım ve tekrar bana soru soran kişiye baktım.
Ve benimle yüze sahip kızın titrediğini göründe, istemsizce gülmeye başladım.
Olamaz...
Olamaz-?!
"Sen, Prenses Athanasia mısın?"
Kız düşüncesizce sorduğum soruya cevap verdiğinde. İşte tam o sırada gördüklerimin normal bir hayal olmadığına kendimi ikna edebildim.
O, kitaptaki şanssız prensesti.
Jennette'in ana karakter olduğu <Sevimli Prenses> kitabındaki Athanasia'ydı.
***
Lucas sinirliydi. Çünkü etrafında dolaşan sinir bozucu adamlar yüzünden bir haftasını boşa harcamıştı.
"Sanırım beni daha sonra yine rahatsız edeceksin. Seni hayatın boyunca uyutmama ne dersin?"
Güldü ve kendi kendine konuştu.
Şimdiye kadar Lucas'ı tutan kişi Carax'tan başkası değildi. Her an ölebilecek olan Carax çok yapışkandı ve bu da Lucas'ı çok sinir ediyordu.
"Sinir bozucu."
Aslında, sadece kıçına tekmeyi basıp onu görmezden gelebilirdi ancak arkasını döndüğü anda bugün ya da yarın ölecekmiş gibi davrandığı için en azından ölmeden önce son dileğini yerine getirmek istemişti.
Ancak eğer bir hafta boyunca sülük gibi ona yapışacağını bilseydi daha farklı şeyler yapabilirdi.
Şimdi bile, Carax'ın can damarını kesmediği için pişmanlık duyuyordu. 'Doğru, nasıl olsa zamanı gelince tekrar doğacak.' diye düşündü.
Üstelik bu herif işinde kibirli davranacak kadar ileri gitti.
Mesela, 'Eğer senden istediği her şeyi yaparsın kadının senden hemen sıkılır.' Ya da 'İtme ve çekmenin ne demek olduğunu bile bilmiyorsun.'
"Beni tanıyormuş gibi davranmayı kes."
Söylediklerinin konusu olan Lucas sanki daha önce hiç yapmamış gibi tekrar kendi kendine mırıldandı.
Oradan ayrılmak için büyü kullandı.
Lucas'ın ilk görmeye gideceği sadece bir kişi vardı.
"Nerede olabilir?"
Bununla beraber, ışınlandıktan sonra hiç bilmediği bir oda gözlerinin önüne gelince Lucas kaşlarını çattı. Athanasia'nın dolaştığı yerleri bildiğinden, önünde beliren manzara onu şaşırtmıştı.
Zümrüt Sarayı'nda başka bir oda da mıyım?
Öyle olsa bile, ruhsuz atmosfer bir şekilde tuhaftı.
Lucas'ın gözleri kısıldı ve etrafa bakındı en sonunda halının üzerine düşmüş kitaba gözlerini dikti.
Ancak bu garipti. Aradığı kişinin manasını neden bu kitapta hissediyor?
Eğildi ve yerdeki kitabı eline aldı. Ve üzerinde antik dil ile yazılan yazıyı zorlanmadan okudu.
[Yalnızca gerçeğe ulaşmış olanlar geri dönüp evreni(hazineyi) ele geçirebilecekler.]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2. Yan Hikaye: Athanasia Harikalar Diyarında
Viễn tưởngWho Made Me A Princess serisinin ikinci yan hikayesidir.