8. Bölüm

207 17 28
                                    

8 gün sonra Umay'ın bakış açısından

-Umay Hanım Miran Bey çıkmadan önce odama uğrasın dediler.

- Tamam Serkay başka birşey var mı?

- Hayır yok Umay Hanım.

- O zaman sende çık, ben eve geçiyorum havaalanında görüşürüz.

Serkay başıyla onaylayıp seri adımlarla odamdan çıktı. Amcamın odasına uğrayıp bir an önce çıkmam lazımdı bir an önce bu boğucu şehirden ayrılıp önce İstanbul'a daha sonra da Fransa'ya gitmem lazımdı.

Her ne kadar iş toplantısı için gitsemde dedem yanına çağırdığı için daha uzun kalacaktım ve bu sayede biraz olsun nefes alabilirdim. Anneanneminde Faransa'da olmaması benim için büyük bir şanstı.

Anne ve babamı küçük yaştayken kaybetmem ve uzun bir süre hastanede tedavi görmem bütün akrabalarımın ilgisini üzerime toplamıştı ve bu ilgi zamanla bir yarışa dönmüştü. Babaannem Hürrem Arslanbey ve anneannem Taisiya Romano başta olmak üzere benim üzerimden bir yarış başlatılmıştı. Kim daha ilgili, kim daha çok hediye alıyor ve kim daha çok ile başlayan bir ton şey daha. Tabi bu durum bir süre sonra benden uzaklaşmıştı ve daha çok kişisel anlamda bir hırs yarışına dönmüştü. Tam 15 yıldır sürüyordu.

Masamı toparladım ve hızlıca eşyalarımıda alarak odamdan ayrıldım kapıyı da arkamdan kilitleyip amcamın odasına uğradım. Şirketle ilgili birkaç şeyi cevapladıktan sonra sonunda şirketten çıkabilmiştim.

Şoför arabayı getirince arka kapıyı açıp yerleştim. Sabahtan beri elime almadığım kişisel telefonumu çantamdan çıkardım ve bildirimleri kontrol ettim.

Anlaşabildiğim nadir kişilerden olan birkaç kuzenim ve işim sayesinde tanıştığım birkaç arkadaşım dışında pek kimse bilmezdi bu numaramı.
Ama Lodos'un beni de dahil ettiği grup sayesinde artık 7 kişi daha eklenmiştir rehberime. Neden bu grupta olduğum hakkında yada neden Lodos'un teklifini kabul edip çıkmadığım konusunda bir fikrim yoktu. Bir anda olan birşeydi ilk defa normal ve sıradan insanlarla tanışmak ilgimi çekmişti galiba ya da o gün mental anlamda çöküşe olduğum günlerden biriydi ve ne yaptığımın farkında değildim.
Ama bir şekilde doğru hissettiriyorlardı. Çıkarları yoktu, soyadlarımla ilgilenniyorlardı, her ne kadar maddi tekliflerini reddetmeselerde param için benimle arkadaşlık kurmaya çalışmıyorlardı, en önemlisi beni tanımıyor ve benimle ilgili hiçbirşey bilmiyorlardı.
İçimde ilk defa arkadaşı olan küçük çocuklar gibi hissediyordum. Her ne kadar sohbetlerine pek katılmasamda mesajlaşmalarını okumayı seviyordum.

Sare ve Lodos'un delidolu olması. Süreyya teyzenin naifliği ve Yusuf amcanın sürekli onunla ilgilenmesi. Emin ve Sufi'nin goygoyları hepsi birbirlerini yeni tanımamalarına rağmen kırk yıllık arkadaşlar İl gibi davranıyorlardı. Cihangir vardı birde o da benim gibi pek yazmıyordu ama ters birisi değildi genellikle çoğunluğa katılıyordu ama garip bisiydi galiba.

Telefonuma düşen atamayla gülümsedim sanırım süprizimi görmeye başlıyorlardı. Lodos'un aramasını cevapladığımda cırtlak bir sesle karşılaştım.

-Umay sen şaka yapıyorsun

-Hangi konuda

-Şu an uçaktayım ve oturduğum koltuk ekonomi sınıfı falan değil bildiğin first class uçucam az sonra

-Hepsi gerçek hiç merak etme

-Babannem yan tarafta senin için dua ediyor hatim indirecekmiş galiba dönünce

Gülümsemem daha geniş bir hal aldı.

-Babaannene duaları için teşekkür ettiğimi söyle

-Söylerim söylerim. O değil de uçak böyleyse kalacak yeri düşünemiyorum. Rutubet ve küf kokan bir pansiyon ayarlamadın dimi öyle bir eşşek şakası yaptıysan külahları değişiriz bak

-Sen hiç merak etme 5 yıldızlı bir otelde odalarınız hazır.

-5 yıldızlı?

- Evet 5 yıldızlı

-Herkese ayrı ayrı mı?

-Herkese ayrı

-Kaç gün kalabiliyoruz peki

- Bir hafta olarak rezerve ama isterseniz daha da uzatılabilir.

-Umay cım paracıklarına elveda desen iyi olur çünkü hoşuma giderse 1 ay o odadan çıkmam

-Sen nasıl istersen

-Kız az tersle birşey yap bu kadar zengin ve bonkör arkadaş bana fazla geliyor neyse ben kapatayım uçak havalanıyor.

-İyi eğlenceler.

Telefonu kapattığımda yüzümdeki sırıtma hala yüzümdeydi konağa yaklaştığımızı görünce yüzüm ciddeyetini tekrar kazandı. Konağa girdiğimde kimsenin yüzüne bile bakmadan en üst kattaki odama çıktım tabi babaannem de ardımdan. Her yerde eşyalarım olduğu için kıyafetlerimi almama gerek yoktu.
Ben temel eşyalarımı hızlıca küçük valizime koyarken babaannem kafamı şişirmekle meşguldü.

"O kadın da orda mı? Orda burda gezmekten kocasının yanına uğramaya fırsat bulamıyordur gerçi. Kim bilir yine nerde fink atıyor. Oturup bir tas çorba kaynar desen yapmaz ama iş gezmeye yada gereksiz işlere gelince üstüne tanınmaz."

O konuşmaya devam ederken ben valizimi kapatmış ve odamın pencerelerini kilitliyordum. Çalışma odamı sabah kapattığın için babaannem çıktıktan sonra odamında kapısını kilitledim ve dedemin yanına indim elini öpüp vedalaşınca başka kimsenin yüzüne bakmadan konakta çıktım. Beni bekleyen arabaya binip havaalanına gittim. Bu sırada telefonuma bakıyordum diğerleri de uçağa binmiş ve havalanmadan önce şaşkınlık, heyecen ve bolca mutluluk içeren mesajlar atmışlardı. Gülümseyerek mesajları cevapladım.
Sadece iki aydır tanışmamıza rağmen onlar gerçekten iyi hissettiriyorlardı.

....................

Yeni bölümü nasıl buldunuz?

Umay'ın bakış açısından okumak nasıldı?

Texting olmayan bir bölümdü sizce nasıl olmuş?

Umay'ın geçmişinde sizce başka neler yaşandı?

Oy vermeyi ve bol bol satır arası yorum yapmayı unutmayın.

Bir Yeni Gruba Eklendiniz [ Yarı Texting] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin