welcome to school, new boy

326 21 23
                                    

16 Eylül 1985 - Kaliforniya, ABD

Seonghwa okulun kapısından içeri girdi. Herkes ona şaşkın gözlerle bakıyordu. Büyük ihtimalle bu daha önce görmedikleri, çekik gözlü herif de kim diyorlardı.

"Hey, müdürün odası nerede acaba?" Bukleli, melez kız ilerideki odayı gösterdi. Seonghwa teşekkür edip oraya yürürken kız arkasından onu süzdü. "Shit, he is handsome!"

⭐️

Norah yemekhane deki sıraya oturup "Neler oldu neler." dedi. Norah ifla olmaz bir dedikoducuydu.

"Yine ne oldu Norah? Abby yine basket takımı kaptanı Christin ile soyunma odasında sevişirken mi yakalanmış, yoksa Jim Roger yine ot mu içmiş?"

Laney'nin sözleriyle Jane gülmeye başladı. "Belkide Bay Madwon bir öğrencisiyle basılmıştır."

Jane gülmeye devam ederken Norah omzuna vurdu. "Birincisi, Jim'in ot içmesi yeni bir olay değil. İkincisi, Bay Madwon okuldan atıldı. Fakat Abby ve Christin konusunda, haklısın. Bu sefer kız soyunma odasının banyosunda basılmışlar. Ayrıca Abby'in eski sevgilisi Jonathan, Abby yatakta daha iyidir bir dahakine orda yapın diyince Christin onu benzetmiş. Madem o kadar iyiydi neden amigo takımındaki Sally ile aldattın?"

Laney boş boş bakarken Jane, "Abby'i bir konuda çok iyi anlıyorum. Bende aldatıldım." diye mırıldandı. Laney kolunu Jane'in omzuna attı.

"Steve'i siktir et. Onun bir piç olduğunu hepimiz biliyoruz."

Norah elini Jane'in elinin üstüne koyup güven verici bir gülümseme sundu. "Boşver o boş kafalıyı. Hem ben senin için sevgili adayları listesi hazırladım bile."

Jane gülmeye başladı. "Laney'den artık umudu kestin mi?"

Norah kafasını iki yana salladı. "Tabiki hayır, onun için mükemmel bir adayım var. Zaten onu anlatmaya geldim."

"Okula yeni bir çocuk geldi. Adını henüz bilmiyorum ama inanılmaz yakışıklı, uzun boylu ve Çinli."

"Çinli mi? Nereden anladın?"

Norah biraz düşünüp, "Gözleri çekikti." dedi. Jane koluna vurdu. "Her çekik gözlü Çinli değildir seni zekâ küpü."

"Jane, bunun ne önemi var? Çinli, Japon ya da Koreli. Yakışıklı olduğu gerçeğini değiştirmez."

Norah onları inandırmaya çalışırken Jane odakla bir yere bakıyordu. "Norah, senin çekik gözlü şu kapıdaki mi?"

Norah ve Laney, Jane'in bahsettiği yere baktı. Norah, "İşte gelmiş." diye mırıldandırken Laney oğlanı süzmeye devam ediyordu. Yemekhane de çoktan uğultular başlamıştı.

"Buda kim, yeni mi gelmiş?", "Koreli diyorlar.", "Çok yakışıklı."

Herkes Seonghwa hakkında konuşmaya devam ederken onun dikkatini çeken tek bir kişi vardı.

Seonghwa yemekhanedeki masaların arasında yürüyüp, iki kişinin oturduğu masaya kuruldu. "Tanrım, sonunda geldin Seong."

Wooyoung kolunu Seonghwa'nın omzuna attı. San ise hala şoktaydı. "San, iyi misin?"

"Evet, iyiyim. Sadece şaşırdım." Wooyoung ve Seonghwa gülmeye başlayınca San onları kızmakla meşguldü. "Hadi, ders başlayacak."

San, Seonghwa'yı çekiştirirken mırıldandı. "Welcome to Amador High School, new boy!"

Seonghwa Wooyoung'un arkasından sınıfa girip boş bir yere oturdu. O sırada içeri Norah ve Laney girdi. "Partiye geliyorsun değil mi?"

Laney sırasına oturup kafasını masaya koydu. "Lanet olsun Norah, başımın etini yedin." Norah koluyla onu dürtü ve solunu işaret etti. Daha sonra Laney'in kulağına fısıldadı. "Geliyorsun çünkü bu taş çocuğu da davet edeceğim."

Norah Seonghwa'nın sırasına ulaşıp masaya ellerini koydu. "Selam, ben Norah."

Seonghwa Norah'ın elini sıkıp, "Seonghwa, memnun oldum." dedi. Norah eliyle saçını geriye attı. "Bu akşam bir parti veriyorum. Çoğu 11.sınıf davetli, sende gel. Hem tanışıp, kaynaşırız."

Norah Seonghwa'nın reddetteceğini düşünürken Seonghwa, "Peki. Wooyoung beni getirir." dedi. Norah gülümseyip içinden bunuda hallettik diye geçirdi.

Norah kendi sırasına oturup arkasında oturan Laney'ye döndü. "Laney Jonhs, gelmezs-"

"O geliyor mu?" Laney'nin ani sorusuyla Norah başını evet diye salladı. Laney dudağını büzdü

"Peki o zaman, geliyorum." Norah tekrar gülümsedi. Çöpçatan Norah, her zaman istediğini alırdı.

⭐️

"LJ, lütfen o kırmızı elbiseni giy." Norah ısrarla aynı şeyi söylerken Laney Jonhs sinir krizi geçirmek üzereydi. Jane yanlarına oturup Norah'a sokuldu.

"Bebeğim, noldu?"

Norah ağlamaklı bir yüz ifadesi alıp, "Laney'yi partiye gelmeye ikna ettim. Ama tutturdu kırmızı elbiseyi giymem diye."

Jane, Norah'ın saçını okşayıp, "Bence onun geldiğine dua edelim." dedi. Norah düşününce Jane'e hak verdi. Laney Jonhs partisine gelecekti. Bu bile bir gelişme.

Norah bunu düşünürken, Steve ve tayfasının yemekhaneden içeri girdiğini gördü. "Siktir, Steve ve itleri geliyor."

Jane'in yüzü anında düştü. Steve arkadaşlarına bir şeyler söyleyip masalarına doğru geldi. Laney ve Norah sinirden gerim gerim gerilirken Jane kendini zor tutuyordu.

"Jane, bebeğim nasılsın?"

Steve laubali bir tavırla masaya oturdu. Jane içinden yüzsüz diye geçirdi. "Sen ne yüzle masama oturuyorsun Steve?"

"Bebeğim, niye bu kadar asabiysin?" Steve sırıtırken, Jane masadaki meyve suyunu Steve'in yüzüne serpti. Tüm yemekhane onlara bakarken Jane hiddetli bir tonda konuştu. "Seni Veronica ile yiyişirken gördüm. Şimdi gelmiş benimle konuşuyorsun. Şerefsizin tekisin Steve."

Anlık gözler amigo takımındaki Veronica'ya döndüğünde Veronica ağlayarak ortamdan uzaklaştı. Steve ise gülüyordu. "Jane, dedektiflikte epey ilerlemişsin. Keşke biraz kendinide geliştirsende aldatılmasan. Senin eski sevgilin Lucas da seni aldatmıştı değil mi?"

Steve yüzsüzce yine konuşunca Jane Steve'in suratına tokatı indirdi. "Tanrı belanı versin Steve."

Laney ve Norah, Jane'i yemekhaneden çıkarırken masadaki gözlerden biri Laney'inkilerle buluştu. Laney Jonhs, Park Seonghwa'nın yörüngesine giriyordu.

Hello everyone~~
Öncelikle, yeni kurgumun ilk bölüme hoşgeldiniz. Umarım güzel bir süreç olur. Okullar açıldığı için biraz yavaş ilerleyebilir ama güzel geçeceğine inanıyorum.
Sizi seviyorum, 2. bölümde görüşürüz🤍

killer, park seonghwaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin