"Victoria?"
Jane kısılmış sesi ve şaşkınlığıyla mırıldandı. Seonghwa kollarını çekip yanında duran Victoria'yaya şaşkınlıkla baktı. "N-nasıl olur bu?"
Jane kekeleyerek konuşuyordu. Norah ona sarıldı. Victoria ise hâlâ sahnenin altındaydı. Tüm ışıklar onun üstündeydi. Victoria, bu oyunun yıldızıydı.
"Neden yaptın Vic, neden? Nasıl bu kadar zalim oldun?" Victoria dolan gözleriyle gülümsemeye çalıştı. Bu, acının tatlı tebessümüydü.
"Senin için yaptım Jane, senin için. Sırf seni sevdiğim için yaptım." Jane'in dudakları titrerken ne olduğunu kavramaya çalıştı.
"Beni sevdiğin için mi?" Victoria yüzündeki tebessümüyle başını salladı. "Sana deli gibi aşık olduğum için yaptım. Seni üzen herkesi öldürdüm Jane. Arkadaşlarımı üzen herkesi."
Victoria gözlerini diğerlerinin üstünde gezdirdi ve tekrar Jane'e döndü. "Senin için öldürdüm. Abby'i üzen Sally'i, seni üzen Veronica'yı, Laney ve Norah'a zorbalık yapan Brad'i, seni aldatan o şerefsiz Steve'i."
Victoria'nın sesi iyice hiddetlenmişken son kez konuştu. "Yine olsa yine yaparım Jane, senin için. Senin için ölürüm de öldürürüm de."
Victoria ve Jane ağlayarak birbirine bakarken polisler içeri girdi. Önce hâlâ Wooyoung'un tuttuğu Minho'nun daha sonra da Victoria'nın bileğine kelepçeleri taktılar.
Polisler ikisinide götürürken Jane, "Victoria!" diye bağırdı. Fakat her şey için geçti.
⭐️
Victoria sorgu odasındaki bomboş duvara baktı. Bir gün buraya geleceğini, bu anı yaşacağını biliyordu. Victoria bir katildi. Onun canını yakan herkesi mezara sokan bir katil.
Karşısındaki polis memuru Victoria'yaya sürekli soru soruyordu. Victoria'nın tek yaptığıysa boş bakışlarını sunmaktı.
"Bayan Bends, bir cevap vermeyecek misiniz?" Victoria kuru boğazını temizlemek için bir kaç hırıltı çıkardı. Diliyle çatlamış dudaklarını ıslattı. Kendini konuşmak için hazırlıyordu.
"B-ben, ben yaptım." Kendini zorlayarak kurduğu cümle karşısındaki polis memurunun kaşlarını çatmasına neden oldu. "Neyi, tam olarak açıklar mısınız?"
Victoria tekrar yutkundu. "Ben öldürdüm. Sally'i, Brad'i, Veronica'yı, Steve'i ve Alice'i. Hepsini ben öldürdüm."
Victoria bunları söylerken gözleri dolmuştu. Acıdığından değildi bu gözyaşları, üzülmemişti. Sadece yorulmuştu o. Çok yorulmuştu.
"Lee Minho, onun bir suçu yok. Tesadüfen oradaydı. Herşeyi ben planladım. Ben katilim."
Victoria'nın ifadesini yazan polis memuru başını sallayıp kağıdı ve kalemi ona uzattı. Kalemi titreyen eline alıp imzasını atan Victoria yine ufak bir tebessüm sundu.
Polis memuru Victoria'nın bileklerine kelepçeyi takıp onu odadan çıkardı. Victoria odadan çıkar çıkmaz karşı odadan çıkarılan Minho ile göz göze geldi.
Minho ona gülümseyen bir yüzle baktı. Victoria ise dolu gözlerle donuk bakışlarını ona sunuyordu.
Victoria'yı cezaevine götürmek için gideceklerdi ki Minho yanındaki memurun kulağına bir şeyler fısıldadı. Daha sonra memur kenara çekildi ve Minho Victoria'nın yanına adımladı.
Mimho'nun kolları Victoria'nın bedenini sımsıkı sardı. Victoria ağlamaya başlamıştı. Minho belkide uzun süre sarılamayacağını bildiği kıza bırakmamak ister gibi sarıldı. "Seni seviyorum Vic."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
killer, park seonghwa
Fanfiction"Sen benim yörüngeme girmiştin ama ben senin evreninde kayboldum." [dram×detective×fanfiction] seonghwa × girl