"Devrim..."
Üzerindeki önlüğü çıkartıp bana döndü. Gözleri elimdeki telefona gidip gelirken yutkundum. Yanına doğru ilerledim.
"Bir sorun mu var?" dedi düşünceli hâlde. Karşısına geçtiğimde telefonu uzattım. Elimden aldı. Gözlerini ekrana çevirdi. Kaşları çatıldı. İfadelerini takip ediyordum. Gözlerinden geçen hüzünle yutkundum. Başını kaldırıp gözlerime baktı. Telefonu bana uzattığında elinden almadım. Gözlerimin önüne Anıl için omzunda ağladığım günler geldi. Bana teselli verdiği günler. Çok güçlü duruyordu. Ona hayran kalıyordum o zamanlar. Ben ağladığımda ağlardı, neden ağlamıyordu ki?
Yutkundum. Gözlerine baktım. O günlerdeki gibi bakıyordu bana. Duygularına ket vurmuştu. Yanağından hızla süzülen yaşla kaşlarını çattı. Gözlerim doluyordu. Yaklaştım ona. Elimi yanağına getirdiğimde beni kendine çekip sarıldı. Kollarımı boynuna doladım. Beni hiç bırakmak istemiyormuş gibi sarılıyordu bana. Başını kaldırdı. Yüz yüze bakıyorduk. Gözlerime bakıyordu.
"Evlenelim, Devrim. Seninle yaşamak istiyorum."
Gözlerindeki şaşkınlık beni utandırsa da gülümsemeye çabaladım. Onu tanıyordum ve yanımda kalsın istiyorum. Onu seviyorum.
"Serra... Emin misin? Bana eskisi gibi bakmıyorsun, biliyorum ama biraz daha zaman vermeyi düşünmüyor musun kendine? Bir süre evimde kalırım. Yine yan yana geliriz ama senin mutlu olduğundan emin olmak istiyorum. Ben hep seninle evlilik hayalleri kurdum ama bu yeterli değil. Kendinle vakit geçirip aklını toparlamanı istiyorum."
Bana evet dememişti. Benimle evlenmek istediğini gözlerinden anlıyordum. Yine beni düşünüyordu. Kendi mutluluğunu düşünerek hemen evlenelim, dememişti. Kendime süre tanımam gerektiğini söylüyordu. Onu dinleyeceğim. Haklıydı. Ona olan sevgimden emin olsam da onu sevgilim olarak görmeye ihtiyacım var.
"Tamam... Ben seni kaybetmek istemedim, Devrim. Yanımdan gitmeni istemiyorum. Ama gitmelisin, biliyorum. Sen güçlüsün, Devrim. Çok güçlüsün. Nefsine güvenmeyecek kadar kararlı ve güçlüsün."
Alnıma yaklaşıp öptü. Benden ayrıldığında gözlerimi araladım. Gözlerime bakıyordu. Belimdeki kollarını gevşettiğinde kollarımı boynundan uzaklaştırdım. Ellerimi tuttu.
"Ben senin yanındayım, güzelim. Seni seviyorum."
Sesindeki heyecanı derinden hissetmiştim. Kısa nefes çektim içime. Evet, yapabilirim.
Gözlerime bakıyordu. Gözleri gülümsüyordu. Yanağına uzanıp öptüm. Ellerini gevşetip tekrar tuttu ellerimi. Heyecanı bana da geçmişti sanki. İçimden geçeni söyledim, gözlerimi gözlerinden ayıramazken. Gözleri umutlarımı yeşertiyordu. Gözleri yüreğime sarılıyordu.
"Seni seviyorum, sevgilim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belki|Yarı Texting
SpirituellesSiz/ Hayat çok kısa değil mi? Siz/ Ölümü bekliyorum mesela ben Siz/ Beni sevmeni beklerken Siz/ Sana kavuşmak için gün sayarken Siz/ Aslında kalan ömrüm için gün sayıyormuşum Siz/ Kimisi 'hayat ne acımasız' diye düşünür Siz/ İnsan insana acımıyor iş...