"Bana yardım et"

472 49 62
                                    

Devrim

Yanağımda hissettiğim sıcaklıkla gözlerimi araladım. Yüzündeki gülümseme eşliğinde bana bakıyordu. Elimi yanağına getirip okşadım. Beni anlıyordu sanki. Gülümsedim.

"Sabah öpücüğümü alırım." dedi gülerek. Aklıma gelenle gözlerimi kapatıp açtım. Karşımdaydı.

"Sözde bana bebek gibi bakacaktın. Kahvaltım nerde benim?"

Yerden kalktığında elini yakaladım. Sırıtıyorum.

"Sabah öpücüğünü vermedim."

Kıkırdadı. Yerimden doğruldum. Yanıma oturduğunda onu kendime çekip sarıldım. Kollarını bana sardığında yanağına uzanıp öptüm. Güldü.

"Kahvaltıyı ben hazırladım yine. Sabah baktım, hâlâ uyuyorsun."

Yerinde kıpırdandığında kollarımı sıklaştırdım. Sırıtıyorum.

"İtiraf et, kıyamadın bana."

Gülüyordu.

"Yine ağrılarım tutarsa görürsün."

Kollarımı gevşettim. Yüz yüze bakıyorduk. Muzip gülümsemesi ile sırıttım.

"Egzersiz de yapman gerekiyor." deyip kaşlarımı kaldırdım. Gözlerini kıstı. Şu an kalbimi düşünecek durumda değilim.

"Bebek bakmaktan bihabersin. Ne olacak senin bu hâlin?"

Yerinde kıpırdandığında kollarımı sıklaştırdım. Gülümsüyordu.

"Ne varmış hâlimde?"

Gözlerini yüzümde oyaladı. Gözlerini gözlerime çevirdiğinde sesini duydum.

"Saçların dağılmış, çok uyumaktan gözlerin şişmiş ve-"

Durdu. Bir şey arar gibi hâli vardı. Sırıttım.

"Ve?"

Sıkıntılı nefes verip gözlerini kaçırdı.

"Bilmiyorum, Devrim. Hadi karnım acıktı."

Güldüm. Kollarımı gevşettiğimde kollarımın arasından çıkıp ayağa kalktı. Başımda dikiliyordu. Yerimde dikleştim.

"Bekliyorum." dedim sırıtarak. Gülümsüyordu.

"Ne?"

"Saçlarım dağılmış ya, düzelt diyorum."

Umursamazca yanıma gelip saçımı düzeltti.

"Çok pasaklı bir şey oldun sen."

"Ne yapalım, öyle olduk bi kere." dedim onu taklit ederek. Güldü.

"Benden başka kimse çekmez seni, kıymetimi bil."

Gözlerine baktım. Gözlerini benden ayırmıyordu. Yutkundum.

"Elimi yüzümü yıkayım ben."

Ayağa kalkıp yanından geçtim. Düşündüğün değil.

...

"Çok sessizsin."

Çayımdan birkaç yudum alıp başımı kaldırdım. Dalgınca başını kaldırdı.

"Hiç." dedi düşünceli hâlde. Yanağından makas aldım. Gülümsüyordu.

"Hadi söyle. Kafanı karıştıran bir şey mi var?"

Gözlerini kaçırdı. Evet, bir şey var.

"Devrim..."

"Seni dinliyorum, güzelim."

Yerinde dikleşip derin nefes alıp verdi. Gözlerini gözlerime çevirdi. Bir müddet bana bakıp konuşmaya başladı.

"Sen hiç aşık oldun mu?"

Yutkundum. Yine bana evlen mi diyecek?

"Cevabını biliyorsun." deyip gülümsedim. Bilmiyordu.

"Aşık olmadın yani."

Beklentiyle bana bakıyordu. Gözlerimi kıstım.

"Yine biri mi var diyeceksin bana." dedim gülerek. Gülümsemiyordu.

"Güzelim-"

Yükselen sesle duraksadım. Serra'nın telefonundan geldi. Gözlerini benden ayırmıyordu. Şimdi sana seni sevdiğimi söyleyebilsem.

"Sana aşık oldum, Devrim." dedi ciddiyetle. Beni anlıyor gibi bakıyordu. Beynim benimle oyun oynuyor olmalı. Bakmayı sürdürdüm. Sonra tekrar ses yükseldi, telefondan. Yerinden kalkıp yanıma geldi. Dediği gibi fazla mı uyudum acaba?

"Bana yardım et, Devrim."

Onu kendime çekip sarıldım. Yüz yüze bakıyorduk. Yüzüne gelen saç tellerini kulağının arkasına getirdim. Gözlerini benden ayırmıyordu. Gözlerine baktım uzun uzun. Kalbim ağrıyordu.

"Serra... Bana yardım et."

Ve tekrar ses yükseldi. Güzel bakışlarına dayanamayıp alnımı alnına yaslayıp gözlerimi kapattım. İlk defa böyle duruyordum onunla. Kalbim çok hızlı atıyordu. Elini yanağıma getirdiğinde gözlerimi araladım. Gözlerini doldurmuştu. Kendimi geri çekmek için hareketlendiğimde kollarını sıklaştırdı. Bana farklı bakıyordu. Elini yanağına getirdim. İfadesi değişmemişti. Gözlerinde kayboluyorum.

"Seninle arkadaş olmak istemiyorum, Serra."

Belki|Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin