Devrim
Kulağıma gelen sesle gözlerimi araladım. Telefon?
Hızla telefona uzanıp elime aldım. Cevapladım. Oda karanlıktı.
"Devrim, özür dilerim. Gelir misin?"
Çatallaşmış sesi ve burun çekişleri ile kalbime ağırlık çöktü.
"Tamam güzelim. Aç kapıyı."
Yataktan fırlayıp odamdan çıktım. Anahtarı alıp evden çıktım. Kapı aralandığında kızarmış gözleriyle bana bakıyordu. Dudaklarını kanatmıştı ve dudaklarına eziyet etmeye devam ediyordu. İçeriye geçip kapıyı kapattım.
"Ben rahatsız etmek istemedim seni-"
Onu kollarımın arasına alıp sarıldım. Başını boynuma gömüp ağlamaya başladı. Yutkundum. Kolları boynuma dolanırken dudaklarımı araladım.
"Canın çok mu acıyor? İlacını içiriyim."
Kollarım beline dolanırken üzerinin nemli olmasıyla duraksadım. Şampuan kokusu burnuma geliyordu. Duş almıştı ve tam kurulanmadan üzerini giymişti. Kollarımı gevşettim. Başımı kaldırdığımda kollarını sıklaştırdı. Kısa nefes çektim içime.
"Üzerindeki kıyafetleri değiştirmen gerekiyor, güzelim."
Başını kaldırdı. Yüz yüze bakıyorduk. Gözlerini doldurmuştu.
"Ağrım geçsin diye ılık duş aldım, geçmedi. Canım acıyor. Seni çağırmam gerekti. Zamanım yoktu."
Tek hamlede kucağıma alıp odasına doğru ilerledim. Konuşmasına devam ediyordu.
"Bak, uykundan da ettim. Ben ne zaman iyileşeceğim, Devrim?"
Yatağının üzerine bıraktım. Yanına oturduğumda yüzünü avuçlayıp yanaklarını sildim. Gözlerim dudaklarına kaydığında kanıyor olması canımı acıtıyordu. Dudakları tahriş olmuştu. Ben seni tek başına nasıl bırakacağım?
Gözlerimi gözlerine çevirip dudağını sildim. Burnunu çekti. Çok güzel bakıyordu bana. Yutkundum.
"Üzerini değiştir, güzelim. Ben ilacını getireceğim."
Yanağına uzanıp öptüm. Ondan ayrıldığımda gözlerimi gözlerine çevirdim. Dolu gözleriyle gülümsüyordu. O an gözlerinden öpüp sımsıkı sarılmak istedim ona. Vazgeçtim. Yerimden kalktım.
"İyileşeceksin, güzelim. Hatta ben soğukta kalıp hasta olduğumda bana bile bakacaksın." deyip sırıttım. Kaşlarını çattı. Yüzünde yakaladığım gülümseme ile yastığı bana fırlatmıştı. Yakaladım.
"Seni döverim. Ne hastalanması? Ağzından çıkanı kulağın duysun."
Yastığı yatağa bırakıp yanağından makas aldım.
"Bana bakmayacak mısın hastalandığımda?"
Tedirgince gözlerime baktı.
"Bakarım tabii. Ama sen hasta olma."
Dudaklarımı aralayacağım vakit yerinden kalkıp kollarını belime sardı. Yutkundum.
"Güzelim..."
Başından öpüp kollarımı sardım ona. Kıyafetleri soğuyordu.
"Serra, güzelim üzerini değiştirmezsen sen hasta olacaksın."
Kollarını gevşetip başını kaldırdı. Gülümsüyorum.
"Uzun bir şeyler giy. Tişört ve şort giyme." deyip gözlerimi kıstım. Başını sallayıp gülümsedi. Aklıma dondurma yediğimiz günler geliyordu. Yavaşça ondan ayrıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belki|Yarı Texting
SpiritualSiz/ Hayat çok kısa değil mi? Siz/ Ölümü bekliyorum mesela ben Siz/ Beni sevmeni beklerken Siz/ Sana kavuşmak için gün sayarken Siz/ Aslında kalan ömrüm için gün sayıyormuşum Siz/ Kimisi 'hayat ne acımasız' diye düşünür Siz/ İnsan insana acımıyor iş...