Gözüme gelen ışıkla elim yüzüme gitti. Güneş doğdu yine. Yaşıyorum. Kıkırdadım.
"Şükürler olsun."
Yerimde kıpırdadığımda elime gelen yumuşaklıkla gözlerimi araladım. Yatağın kenarına başını koymuştu. Bebek gibi uyuyordu.
Yavaşça yataktan kalktım. O an gözlerim yastığıma tutundu. Saçlarım...
Yastığımda neden saçlarım var?
Saçlarımı toplayıp çekiştirdim. Elimde de vardı. Korkuyorum.
"Devrim! Devrim!"
Birden başını kaldırdığında yatağa oturdum. Yanaklarımdan süzülen sıcak gözyaşları sinirlerimi bozuyordu. Kolunu kavradım. Telaşla gözlerime bakıyordu.
"Devrim... Saçlarım dökülüyor. Saçlarım... Saçlarım her yerde. Korkuyorum."
Yanıma oturup beni kendine çekti. Ağlayışım şiddetlendi. Sıkı sıkıya sarılıyordu bana.
"Güzelim... Yapma böyle. Sen iyi olacaksın."
"Canım acıyor benim. İstemiyorum! Tedavi olmak istemiyorum."
Başını kaldırdığında gözlerimi kapattım. Durduramıyorum kendimi. Canım acıyor.
"Serra... Bak bana güzelim."
Gözlerimi araladım. Parmaklarını yüzümde oyaladı. Çocukluğumuzu hatırlatan gülümseme vardı yüzünde. Burnumu çektim.
"Biz söz vermiştik birbirimize. Bu süreci atlatacaktık. Eskisi gibi şarkılar söyleyecektik insanlara. Çok güzel yemekler yapacaktık."
Başımı eğdim. Canım acıyor.
"Hadi rutinimizi bozmayalım. Sarıl bana."
Başımı kaldırdım. Kollarını açmış bana bakıyordu. Kollarının arasına girdim hemen. Güldü.
"Bebek gibisin, Serra. Şimdi uyursan şaşırmayacağım. Bebeğim benim." deyip güldü. Homurdandım.
"Dalga geçme benimle."
"Tamam."
Kollarının arasından ayrıldım. Gözlerimi yastığıma çevirdim. Orda duruyordu hâlâ.
"Dışarıya çıkalım mı?"
Yanıma döndüm. Omuzlarımı kaldırıp indirdim. Güldü.
"Doktorla konuşurum. Yüzümüzü yıkayalım hadi."
Aklıma gelenle duraksadım. Anıl...
"Devrim... Dün gece ben bir şey yaptım."
Gözlerini kıstı.
"Dinliyorum."
Gözlerimi etrafta gezdirdim. Koltuğun üzerindeydi telefonum.
"Telefonumu verir misin?"
Yerinden kalkıp telefonumu aldı. Bana uzattığında hemen elinden aldım.
"Dün Anıl'a mesaj attım. Doğum günüydü."
Yerinde dikleşip dikkatini bana verdi.
Mesaj bölümüne girdim. Cevap yazmamıştım dün. İçten içe huzursuz olurken Devrim'in sesini duydum.
"Evet..."
Telefonu ona uzattım.
"Okusana..."
Telefona odaklandı. Yüz ifadelerini takip ediyordum. Kaşları çatıldığında yutkundum.
"Devrim ne oldu?"
Telefonumdan yükselen sesle kalp atışlarım hızlanmıştı.
"Mesaj mı geldi?"
İfadesiz ekrana bakıyordu. Elimi telefonuma uzattığımda ekranını kapatıp kenara bıraktı.
"Serra-"
Telefonu elime aldım hızla. Düşündüğüm gibi mesaj gelmişti.
Anıl/ Aptal kız! Duygu sömürüsünü başka erkeklere yap
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belki|Yarı Texting
SpiritualSiz/ Hayat çok kısa değil mi? Siz/ Ölümü bekliyorum mesela ben Siz/ Beni sevmeni beklerken Siz/ Sana kavuşmak için gün sayarken Siz/ Aslında kalan ömrüm için gün sayıyormuşum Siz/ Kimisi 'hayat ne acımasız' diye düşünür Siz/ İnsan insana acımıyor iş...