"Benim yanımda küçüklerden biri var. İş başa düştü, mecbur ders çalışacağız artık."
Seungmin yanında söylenen çocuğa bakıp dolabına ilerledi ve yedek tişörtlerinden biriyle havlusunu çıkardı.
"Umarım senin aksine şanslıyımdır ve son sınıflardan bir çocuktur yanımdaki." dedi sırıtarak.
"Zaten kağıttan kafanı kaldırmayacaksın ki, yanında kimin oturduğunun ne önemi var?" diye sızlandı Hyunjin kendi dolabından malzemelerini çıkarırken. Okul formasını çıkarıp dolabından aldığı tişörtü giydi.
"Hiç öyle deme." dedi Seungmin de üzerini değiştirirken. "Gözetmenler de iyi gelirse kalem oynatmama gerek kalmaz."
Dolaplarını kilitleyip salona doğru yürümeye başladılar.
"Sanki ihtiyacın var ulan! Yanındaki çocuk senden kopya çeksin."
"Abartma." dedi Seungmin. "Bu ara pek çalışamıyorum. Antremandan geldiğim günler özellikle, asla masa başına geçemiyorum. Kulaklık takıp konu anlatımı dinliyorum, hepsi o kadar."
Salona geldiklerinde köşede duran toplardan birini aldı ve filenin bir tarafına geçti.
"En azından beynine giren bir şeyler var." Elindeki su şişesini biraz gerisinde olan potanın altına bıraktı ve karşısına geçti. "Ben Yang Jeongin'in peşinde koşmaktan başka hiçbir şeyle ilgilenemiyorum!" dedi ağlamaklı bir sesle.
Seungmin topu havaya atıp servis kullandı ve sırıttı vururken. "Çocuğun fotoğraflarına bakıp ağlaman peşinden koştuğun anlamına gelmez."
"Öyle mi dersin?" dedi Hyunjin atışına karşılık verirken. "Fake hesabımdan yazmayı düşünüyorum, yeterli olur mu?"
Şaşkınlıkla gözleri açıldı. "Ne alaka lan?" Uzun boyuyla yüksekten gelen topu rahatlıkla karşıladı.
"Açılmak ve siktiri yemek var." dedi Hyunjin. Ellerini birleştirip vurdu. "Herhangi kötü bir tepkiye karşı önlem."
"Bu mu lan yani önlemin?"
"Beğenemedin mi? Eğer A planı işe yaramazsa sırada B planı da var." Zıplayıp filenin üstünden sert bir vuruş yaparak Seungmin'in karşılamasına izin vermedi. Göz kırpıp saçını savurdu hafifçe. "Eşsiz güzelliğimi ve auramı kullanmak yani."
İkisi de dediğine gülerken Seungmin geriye doğru gitti servis kullanmak için. "Sen yine de beklentiyi çok yükseltme." Birkaç kez sektirip atış için hazırlandı. "Kimsenin tanımadığı birine yazışarak aşık olacağını sanmam. Siktiri buradan da yersin yani."
"Biraz da işin eğlencesi. Bir lise anımız olmasın mı yani?"
Arada birbirlerine laf atıp çalışmaya devam etmiş, yaklaşık 1 saat sonra salondan ayrılıp soyunma odasının yolunu tutmuşlardı.
"Servislere biraz daha çalışman lazım sanki, ne dersin?" dedi Hyunjin.
Seungmin başını salladı. "Evet, bazen bileğim dönüyor resmen. Ama halledeceğim."
Odaya vardıklarında hemen kendilerini kısa ama iyi gelen bir duş için kabinlere attılar.
Seungmin gözlerini kapatıp sıcak suyun vücudunu rahatlatmasına keyifle izin verdi.
Voleybola küçüklüğünden beri ilgisi vardı. 2 yıldır okulun erkek voleybol takımındaydı ve Hyunjin ile de bu sayede tanışmıştı.
Çoğu zaman genel antremanlardan ayrı olarak da beraber çalışırlardı. Bu sayede hem beraber vakit geçiriyor hem de kendilerini geliştirmiş oluyorlardı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
kelebek | chanmin
Short Story"Bu tür şeylere kelebek etkisi denildiğini duymuştum. Düzenin başında gerçekleşen küçük değişiklikler, beklenilmeyen büyük sonuçlara yol açabiliyormuş." mel, 22.