Önemsiz gibi görünen meselelerin nasıl da büyük sonuçları oluyordu öyle.
Belki de Chris haklıydı, bundan sonra beraber çok daha fazlasını yapacaklardı.
🦋
"Sonra Felix biraz sıkıntı çekmeye başladı ev arkadaşı gidince. Annemler Felix'e idare etmesini falan söyledi ama ben dayanamadım, geldim."
Seungmin anlaştıkları gibi diğerleri hazırlıklarla uğraşırken Chris ile birlikteydi. Beraber sohbet ederek deniz kenarında yürüyüş yapıyorlardı.
"Peki Felix burada ne kadar süre yalnız kaldı?" diye sordu Seungmin.
Chris kaşlarını çatarak biraz düşündükten sonra "Sanırım 2 ay falan." dedi. "Geçen sene işte. Okulun bitmesini bekledim, yaz tatili başladığı gibi geldim."
"Son yılında çevrenden kopmak zor olmadı mı? Birden bambaşka bir ülkeye ve ortama alışmak zor olmalı. Yabancılık çekmedin mi?"
"Fazla değil." dedi Chris omuz silkerek. "Pek sosyal biri sayılmam, Avustralya'da da öyle çok arkadaşım yoktu. Yabancılık çekme konusuna gelirsek, eskiden yazları buraya gelirdik. O yüzden az çok bilgim var. Minho ve Changbin ile zaten arkadaştık, Jeongin'le de tanıştım." Seungmin'e dönüp başını salladı. "Senin aksine ben fazla insan sevmiyorum."
Seungmin kaşlarını çattı anlamayarak. "Ben fazla mı insan seviyorum? Bu sonuca nasıl vardın?"
Chris gözlerini kısarak yukarı baktı. Ellerini ceplerine koydu ve omuz silkti sonra. "Çok doğru ifade edememiş olabilirim. İnsanlarla kolay iletişim kurup arkadaş olabilmenden bahsediyordum."
"Nereden biliyorsun ki?" diye sordu merakla.
"İyi bir gözlemciyim diyelim." dedi başını sağa yatırırken. "Ayrıca senin hakkında bir şeyler bilmek fazla zor değil. Yeteneklerin, nezaketin ve güzelliğin sayesinde her an herkesin dilindesin."
Seungmin gözlerini kaçırarak gülümsedi. Başkalarından bu tür sözler duymak her zaman utanmasına neden oluyordu.
Cebinden telefonunu çıkararak saati kontrol etti. Çocuklardan hâlâ ses seda yoktu fakat haber vermeleri muhtemelen an meselesiydi.
Bir süre sessizce yürüdükten sonra Seungmin kendi telefonundan gelen bildirim sesiyle ekranı açtı.
Ben yemedim
Gelebilirsiniz, her şey hazır.
"Gidebilirmişiz." dedi Seungmin yanındaki gence dönerek.
Yaklaşık 10 dakika sonra Felix ve Chris'in kaldığı eve varmışlardı. Daha apartmana girdiklerinde hafifçe gelen müzik sesi kapının önüne geldiklerinde çok rahat bir şekilde duyuluyordu. Seungmin önden ilerleyerek zile bastı ve kenara çekildi.
Kapıyı açan Felix'ti. "Parti başlasın!" diye bağırmasıyla hepsi coşkuyla bağırmıştı. Gülüşmeler ve konuşmalar eşliğinde içeri girdiler.
Koridor boyunca tavanın kenarında uzanan mavi ledler salonun kapısında bitiyordu. Neredeyse tüm eşyaları dışarı çıkarmışlardı. Yalnızca masalar, sandalyeler ve televizyon duruyordu. Tavana kat kat bantlar sayesinde sabitledikleri küçük disko topu ışıklar saçarak dönüyordu.
"Siz cidden organize çalışmışsınız." dedi Seungmin şaşkınlık içerisinde.
"Bu kadarını ben bile beklemiyordum." dedi Felix. "Hepsi Changbin ve Hyunjin'in işi." diyerek güldü ve ikiliyi işaret etti eliyle. Hyunjin ve Changbin sırıtarak el kaldırdı ve selam verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kelebek | chanmin
القصة القصيرة"Bu tür şeylere kelebek etkisi denildiğini duymuştum. Düzenin başında gerçekleşen küçük değişiklikler, beklenilmeyen büyük sonuçlara yol açabiliyormuş." mel, 22.